Cumartesi Anneleri, 12 Eylül askeri darbesi döneminin ilk kayıplarından Hüseyin Morsümbül'ün akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için hakikat, adalet ve barış talepleriyle 599’uncu kez Galatasaray Meydanı’ndaydı. 599’uncu buluşma, 12 Eylül askeri darbesinden 6 gün sonra evi basılarak gözaltına alınan ve 36 yıldır akıbeti soruşturulmayan Hüsetin Morsümbül için gerçekleştirildi.
‘HÜSEYİN’İ ARAMAKTAN BİZ DE VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Gözaltında kaybedilen Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun, sağlık sorunları nedeniyle 599’uncu buluşmaya gelemeyen Hüseyin Morsümbül’ün annesi Fatma anaya “Hüseyin’i aramaktan biz de vazgeçmeyeceğiz” mesajı gönderdi. Tosun, “Fatma ana 90’lı yıllardan beri bu meydanda direniyordu. Yatalak da olsa oğlunu aramaktan vazgeçmez. Fatma ana, ‘Oğlumun kemiklerini bulsam sırtımda taşıyacağım’ demişti. Vicdanı olanlar bu söze ses versin. Hiç üzülme Fatma ana Hüseyin’i aramaktan biz de vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Hüseyin Morsümbül’ün yengesi Ayten Morsümbül Fatma ananın sözlerini hatırlatarak, “36 yıldır annesinin feryadı kulağımdan gitmiyor. Tek istediği Hüseyin’in kemiklerini bulmak. Kayın validem çok hasta eğer onu kaybedersek Hüseyin’in kemiklerini ben taşıyacağım sırtımda” dedi. Eser Morsümbül ise doğmadan 5 yıl önce kaybedilen amcası için şöyle konuştu: “Amcamın iki resimden fazlasını görmedim. Ne yürüyüşünü ne gülüşünü bilirim. Ama bugün onların adı anılıyor bu meydanlarda onları kaybedenlerin değil. Herkes yüreğine sorsun ölen kim aslında, yaşayan kim?”
599’uncu haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Gülseren Yoleri'nin okuduğu açıklama şöyle: “12 Eylül askeri darbesinden 6 gün sonra, askerler ve polisler tarafından Bingöl’deki evleri basılan Morsümbül ailesinin, Bingöl Lisesi'nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alınarak Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı'na götürüldü. Oğullarını soran aileye Hüseyin'in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Oğlunu arayan anne ve baba gözaltına alındı. Baba Hanefi Morsümbül ağır işkence gördü. Hüseyin'den bir daha haber alınamadı. Anne Fatma ve baba Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi. Olup bitenleri savcıya anlattı ve sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin'in kaybedilmesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı, dosya açılmadı. Olaydan 4 yıl sonra o dönem tugayda asker olduğunu, vicdan azabı çektiğini söyleyen bir kişi Morsümbül ailesine telefonla ulaştı. Hüseyin'in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak taburdan götürüldüğünü söyledi. Hüseyin'in akıbetı konusunda hiçbirşey yapmayan devlet, 2003 yılında onu askerliğini yapmamış diye vatandaşlıktan çıkardı.
İHD avukatı Eren Keskin'in 2011 yılında yaptığı suç duyurusu ile yeni bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu, mektupta ‘Hüseyin Morsümbül isimli şahsın gözaltına alındığı, gözaltında astsubaylar tarafından dövülerek öldürüldüğü, alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğü yazılıydı’ dedi. Hüseyin Morsümbül'ün kaybedilmesine dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak sorumludur. Bingöl İl Alay Komutanı Beşir Akın ve 12 Eylül cuntasının tüm aktörleri sorumludur. Hüseyin Morsümbül'ü kaybeden, akıbetini soruşturmayarak karanlıkta bırakan tüm asker ve sivil görevlilerin, evrensel hukuka uygun bir biçimde yargılanmasını istiyoruz Morsümbül davasında adalet istiyoruz.”
(Fotolar: Kerim Eren)