Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın çağrısıyla Ankara’da bir araya gelen eğitim emekçileri, Öğretmenlik Meslek Kanunu başta olmak üzere öğretmenlerin yaşadığı temel sorunların çözümü için Anıtpark’ta miting yaptı.
ERKAN SOYLU
Türkiye’nin birçok kentinden öğretmenlerin katıldığı mitinge, CHP Milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, Emek Partisi (EMEP), Birleşik Birleşik Devrimci Parti (Devrimci Parti), Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Halkevleri ile çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve emek meslek örgütü de destek verdi.
Eğitim emekçileri, ıslıklarla hükümeti protesto ederek, Bartın’daki maden faciasında hayatını kaybeden maden işçilerini andı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Necla Kurul, mitingde eğitim emekçilerinin sorunlarını ve taleplerini anlatan bir konuşma yaptı.
Amasra’da hayatını kaybeden 40 maden işçisini anarak sözlerine başlayan Kurul, “Bartın’daki iş cinayeti mitingimizin bedeninde derin bir acı yarattı. Keskin bir acı bu! Madencilerin tüm sevenlerini, yakınlarının, dostlarının, emekçi sınıfların başı sağ olsun, sabır diliyorum. Yaşadığımız ölüm ve yaşam arasında yaman bir çelişki! Yüreğimiz bir yandan 28 can için yanıyor, bir yandan da maden ocağında mahsur kalan 13 işçi için atıyor. Bartın’da bir kazaya değil, haksız yere kasten işlenen iş örgütlenmesine, hıza, önlemlerin alınmamasına bağlı öngörülen cinayetlere tanıklık ediyoruz. Kapitalizmin çalışma süreçleri acımasızca örülmüş, kurumlar alt üst edilmiş durumda! Soma’dan bugüne hiçbir şey değişmedi, sorumlulara hesap sorulabiliyor, ne de düzgün denetimler yapılıyor, şimdi Bartın’ı yaşıyoruz” diye belirtti.
“SİYASİ İKTİDAR VE MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI BİLDİĞİNİ OKUDU”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun muhatabı olan öğretmenlerin taleplerinin dikkate alınmadan kanunun yasallaştığını anımsatan Kurul, sözlerine şöyle devam etti: “Yasal ve sendikalarının iradesi dışında, haklarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlandı ve yasalaştı. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okudu. Masa başında hazırlanan meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenleme alışkanlığını sürdürüyorlar. Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yok. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle birlikte, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden daha da pekiştirmek istiyor.”
“TALEPLERİMİZ KARŞILANMAZSA 2 KASIM’DA İŞ BIRAKACAĞIZ”
Kurul, öğretmenlerin yaşadığı sorunlarının çözülmesi için şu önerileri sıraladı:
“-Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır.
-Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
-Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
-Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir.
-Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
-Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.”
Kurul konuşmamasının devamında, taleplerine ilişkin düzenlemelerin yapılmaması halinde başvuracakları yolları şöyle ifade etti:
“-26, 27, 28 Ekim tarihlerinde kokart takılması,
-26 Ekim tarihinde, ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri metninin okunması,
-Bu talep ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde; 2 Kasım 2022 tarihinde tüm eğitim çalışanlarının katılımı ile bir günlük iş bırakma eylemi yapılması kararları sendika genel başkanlarınca karar altına alınmıştır.
-Yanlış Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir.”
“UMUT BİZİZ”
Bartın’da hayatını kaybeden maden işçilerini anan KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de, AKP-MHP iktidar bloğunun özellikle 2014-2015 yıllarından sonra anayasayı bir nevi askıya alarak hukuksuzluğu rejimin ana niteliği haline getirdiğini, Anayasanın askıya alınmasına paralel olarak güçler ayrılığını da fiili olarak devre dışı bırakarak tek adam rejimini kurumsallaştırma yolunda hukuksuzluğu derinleştirdiğini söyledi.
Sansür yasasıyla birlikte toplumda kaosun daha tehlikeli olacağına, her geçen gün yoksulluğun derinleşeceğine dikkat çeken Bozyiğit, “Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği için, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut biziz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Grup Abdal’ın verdiği konserle miting sona erdi.