Madde bağımlılığı günden güne artarken bu maddelere ulaşım 5-14 yaş gruplarına kadar inmiş durumda. Madde bağımlılığı oranının en yüksek olduğu yerler özellikle bölge kentlerinden 1990’lı yıllarda köyleri yakıldığı ya da dayatılan kuruculuğu kabul etmediği için büyükşehirlere göç ettirilen Kürtlerin ve sol düşüncenin yaygın olduğu bölgeler geliyor. Dil, kültür ve kimlik yasağı kıskacında sıkıştırılan ve iş olanaklarından mahrum bırakılan gençler, bağımlık yaratan maddelere yönlendiriliyor.
Madde bağımlılığının arttığı yerler arasında bulunan Okmeydanı’nda birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü, mahalle halkı ve esnafı, Demokrasi Platformu kurdu. Platform, esnaf ve halkla birlikte bağımlılığı özendiren zemini ortadan kaldırıp, buna karşı mücadele etmeyi hedefliyor. Platform üyeleri, kapı kapı dolaşarak aileleri bağımlılığa karşı bilinçlendirirken, aynı zamanda bakkal, market ve kahvelere giderek bağımlılığa karşı yurttaşlara bir araya gelerek bilgilendirmeler yapıyor. Platform, aynı zamanda başlattığı imza kampanyasıyla hedeflediği 1000 imzayı belediyelere sunarak “Yaşam Merkezi” kurmalarını isteyecek.
‘İZİN VERMEYECEĞİZ’
Platformu üyelerinden Atike Eski, yaşadığı mahallede uzun bir süredir bağımlı madde sorunu olduğunu anlattı. Olağanüstü Hal (OHAL) dönemiyle birlikte bu bağımlılığın daha artığına dikkati çeken Eski, “Devlet baskısının artmasıyla sorun daha da gün yüzüne çıkmaya başladı” dedi.
Ayrıca, kadınların sokaktan eve hapsedilmesinin istendiğini ancak sokakta olmaya devam edeceklerini ifade eden Eski, “Gece saat kaçta olursa olsun, dışarı çıkacağız. Bu bizim için çok önemli. Bu yüzden mahallemizde ne çeteleşmeye ne de torbacılara ne de kullananlara izin vermeyeceğiz. Çünkü kendimizi güvende hissetmeye ihtiyacımız var” diye belirtti.
DEVLET ELİYLE SOKULUYOR
Yaşadıkları yerlerin tarihi yerler olduğunu belirten Eski, “Onun için bizzat polis ve devlet eliyle buraya uyuşturucu sokuluyor. Sınıf ve kimlik mücadelesinde bir kültürü olan bir mahalle. Sosyalistleri, devrimcileri bastırmaya çalışırken, başka bir yozlaşma aracı olarak bunu sokuyorlar ve başka bir kültürü yaymaya çalışıyorlar. Biz baştan beri söylüyoruz; mahallelerimizi terk etmeyeceğiz. Buralar bizim yaşam alanlarımız, buna izin vermeyeceğiz. Buraların bu tür şeylerle kirletilmesine de başka bir kültüre döndürülmesine de zaten izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
ÇÜRÜME YAŞANIYOR
Kurdukları platformla uyuşturucu ve diğer bağımlılık yapan maddelerin tümüyle mücadele etmekten kararlı olduklarını ifade eden Ayhan Akkaya da aynı zamanda yerel ve ülkenin genel sorunlarına karşı da ortak mücadele etmek için platform altında bir araya geldiklerini söyledi. Şu anda her alanda toplumsal bir çürümenin yaşandığını ve bu toplumsal çürümeyle birlikte uyuşturucu kullanımının artığını, yoksulluğun da bu durumu tetiklediğini sözlerine ekleyen Akkaya, şöyle devam etti: “Mahallede yaşam koşulları zorladıkça, umutsuzluk artıyor. Mücadelenin yükselmediği yerde çürüme başlıyor. Bu yüzden insanlar uyuşturucuyu bir kaçış yolu olarak görüyor. Bunlara ulaşmak ise çok kolay. 10 yaşındaki çocuklar bile gözleri kapalı nerede olup olmadığını biliyor.”
RANTA AÇMAK İSTİYORLAR
Devletin uyuşturucuyu bitirme konusunda duyarsız olduğunu vurgulayan Akkaya, duyarsız olmasının kaynağında ise mahallenin toplumsal mücadelede aktif olmasını gösterdi. Devletin uyuşturucu satıcılarını görmezden geldiğini belirten Akkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neden bilmemezlikten geliyor? Çünkü böyle mahallelerin özgün bir yapısı var. Burası 12 Eylül’den beri bir muhalefet ören, Gezi olsun, 1 Mayıs olsun bu konularda duyarlılık gösteren bir mahalle. 90’larda binlerce köyün yakılmasıyla birlikte orada yaşayanların göç ettiği, aynı toplumsal kaygıları taşıyanların göç ettiği ve istenmeyenlerin yeri. Eskiden kentin dış cephesi olan Okmeydanı bugün kent merkezi haline gelmiş durumda. Aynı zamanda insanları buradan bu şekilde göndererek rantta da açmayı istiyorlar.”
‘ALTERNATİF YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Uyuşturucu satıcılarını uzaklaştırmak tek başına bir çözüm olmayacağını hatırlatan Akkaya, şunları söyledi: “Bunun yerine bağımlılığın sebeplerini ortadan kaldırmak gerekiyor. Onlara bir umut, kendilerini var edebilecekleri bir yaşam alanı yaratmak lazım. Bizim birkaç aydır yaptığımız çalışmalardan çıkardığımız sonuç bir yaşam merkezinin oluşturulması, hem burada bağımlılıkla mücadele ederken hem de psikolojik desteğin verildiği, aynı zamanda hobilerini yapabildikleri, kültürel faaliyetlerini yapabildikleri bir takım yerlerin açılmasını hedefliyoruz. Belediyeye iletmek için imza kampanyası başlattık. Aileler ve esnaf bunu uygun görüyor. Alternatif toplumsal mücadelenin bir parçası olmaktır ama bunun yanında kendini var edebildiği, ifade edebildiği alanlar açmaktır. Şu an buna yoğunlaşmaya çalışıyoruz.”
MA / Mehmet Aslan