Meslek örgütleri ve öğretmenlerden uzakta oluşturulan ve öğretmenler arasındaki eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu hem eksik hem de amacını yerine getirmekten uzak
Öğretmenlerin sorunlarına yer verilmeyen kanunda, aday öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları ile öğretmenler arasına gelir ve statü eşitsizliği getirildi. Kanunda eğitim emeğinin büyük kısmını oluşturan ücretli öğretmenler ve özel sektör öğretmenlerine ise yer verilmedi.
Öğretmenlerin tüm itirazlarına rağmen komisyondan geçerrek önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu, çözmesi gereken problemleri çözmediği gibi, piyasalaşan eğitimin daha da sermaye güdümüne sokacak.
İlk olarak 11’nci Kalkınma Planı’nda duyurusu yapılan kanun taslağının içeriğine dair ilk bilgiler, Aralık ayında toplanan 20’nci Milli Eğitim Şurası’nda verilmişti.
Kanun taslağının hazırlık sürecine, eğitim emekçileri, meslek örgütler, veliler ve öğrenciler dahil edilmezken, taslağın içeriğine yine özel okul sahipleri karar verdi. Kanun bu haliyle piyasalaşan eğitimin rekabetçi ve kariyerist eğitimciler yaratma amacına hizmet edecek bir bakış açısıyla hazırlandı. Öğretmenler arasında oluşturulan suni rekabet ile eğitim emekçilerinin örgütlenme pratiklerine ket vurma amacı öne çıktı.
Atama hileli, yükselmek engelli
Meslek kanunu ile birlikte kamuda istihdam edilen öğretmenler birçok aşama ile karşı karşıya bırakılacak. KPSS ve hileli mülakatın ardından ataması yapılan öğretmen “aday öğretmen” unvanı ile göreve başlatılacak. Görev süresi boyunca “Aday öğretmen yetiştirme” programına tabii tutulan öğretmenin adaylığı bu sürenin sonunda yeniden değerlendirilecek. Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından “yetersiz” bulunan öğretmenlerin görevine son verilecek ve 3 yıl boyunca yeniden atama şansı verilmeyecek.
Aday öğretmenlik süreci de dahil olmak üzere toplam 10 yıl görev yapan öğretmen, önce uzman öğretmen, daha sonra da başöğretmen olmak için ayrı ayrı sınavlara tabii tutulacak. Veliler ve öğrencilerin yapacağı değerlendirmeler, eğitim emekçilerinin bu unvanları alması yönünde etkili olacak.
Hali hazırda kadrolu öğretmenler ile ücretli öğretmenler arasındaki gelir ve statü eşitsizliği, kadrolu öğretmenler arasında da oluşturulacak.
Ücretli öğretmenler ve özel sektör öğretmenleri kanunda yok sayıldı
Hazırlanan meslek kanunu kamuda görev yapan ücretli öğretmenler ve özel sektör öğretmenlerinin özlük hakları ve talepleri açısından eksik. Kanunda bu iki eğitimci grubuna yer verilmedi.
Ücretli öğretmenlerin eşit işe eşit ücret talebi MEB tarafından görmezden gelindi. Ücretli öğretmenlerin saat ücreti asgari ücret zammı ile birlikte 27 lira oldu. Bu ücret ile aylık geliri asgari ücretin altında kalan ücretli öğretmenler, ücretsiz nöbet ve sınıf danışmanlıkları, yarım ödenen sigorta primleri ve her an işsiz kalma ihtimalleri ile güvencesiz bir şekilde çalışmaya devam edecek.
Özel sektör öğretmenleri de kanunda kendine yer bulamadı. Hali hazırda özel eğitim kurumlarında güvencesiz ve asgari ücretin altında çalışmaya zorlanan öğretmenler, Özel Sektör Öğretmeleri Sendikası ile bir talep listesi hazırladı.