Bakanlığın açıkladığı sendikalaşma oranları gerçeği yansıtmıyor.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2020 Ocak ayına ilişkin sendikalaşma oranlarını açıkladı ancak bakanlığın açıkladığı oranlar gerçekle örtüşmüyor. BirGün yazarı Aziz Çelik, gerçek sendikalaşma oranlarını açıkladı.
Bakanlığın verilerine göre; 2013’te 1 milyon olan sendikalı işçi sayısı 1 milyon 918 bine yükselmiş durumda; yedi yılda yüzde 90 civarında artış var. Bakanlığa göre sadece sendikalı işçi sayısı değil sendikalaşma oranı da artarak 2013’te yüzde 9,2 olan sendikalaşma oranı yüzde 13,8’e yükseldi.
BirGün yazarı Aziz Çelik, bugünkü köşesinde “Sendikalaşma verilerine daha yakından bakıldığında gerçek tablonun oldukça iç karartıcı olduğu ve sendikalaşma oranlarının çok daha düşük olduğu görülüyor” diyerek gerçek verileri açıkladı.
“Sendikalaşmadaki artış hormonlu” diyen Çelik, yazısında şu ifadeleri kullandı:“Sendikalaşma oranı tartışmalı olsa da 2013-2020 arasında sendikalı işçi sayısının 915 bin artması oldukça önemlidir. Ocak 2013-Ocak 2020 arasında toplam işçi sayısında yüzde 21 oranında artış yaşanırken, sendikalı işçi sayısı yüzde 90 civarında arttı. Böylece sendikalı işçi sayısındaki artış işçi sayısı artışının çok üzerinde gerçekleşti.Peki bu mucizevi artışın nedeni nedir? Bu artış genel bir artış mıdır? Yoksa yapay olarak bazı işkolları ve bazı işçi kategorilerindeki artış mıdır? 915 bin kişilik sendikalı işçi artışının esas olarak genel hizmetler, güvenlik, büro ve sosyal hizmetlerde gerçekleştiği görülüyor. Bir diğer ifadeyle sendikalaşan işçilerin ezici çoğunluğu geçmişte kamuda taşeron şirketlerde çalışan işçilerdir. İmalat sanayindeki sendikalı işçi artışı 100 bin civarında kalmıştır. Turizm, inşaat ve büro işkolunda sendikalaşma oranı yüzde 4-5 civarında iken genel hizmetler ve özel güvenlik sektöründe yüzde 45-50 civarındadır. Bir diğer ifadeyle sendikalaşmadaki artış genel bir yükseliş eğilimini değil, taşeron işçilerin sendikalaşmasına dönük özel bir gelişmenin ürünüdür.Nitekim bu gerçek toplu iş sözleşmesi kapsamına bakıldığında çıplak biçimde görülmektedir. Türkiye’de ise toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı sendikalı işçi sayısının çok altındadır. AÇSHB verilerine göre 2019 yılında toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 1 milyon 223 bindir. Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 918 bin iken 689 bin sendika üyesi işçinin toplu iş sözleşmesi yoktur. Bu durum tuhaf ve izaha muhtaç bir durumdur.
15 Milyon İşçi Toplu İş Sözleşmesinden Yoksun
16 milyon 122 bin işçinin sadece yüzde 7,6’sı toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. Bir diğer ifadeyle gerçek sendikalaşma oranı yüzde 7,6’dır. 15 milyon civarında işçi gerçek sendikal koruma kapsamı (toplu iş sözleşmesi kapsamı) dışındadır. Özel sektörde durum daha da vahimdir. Özel sektörde 14 milyon 953 bin işçi çalışırken bunların sadece 846 bini toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. Özel sektörde gerçek sendikalaşma oranı yüzde 5,7’dir. İşçilerin yüzde 94’ü sendikal korumadan ve toplu iş sözleşmesinden yoksundur.
Resmi sendikalaşma oranı yüzde 14’e yaklaşırken, gerçek sendikalaşma oranının ortalama yüzde 7,6, özel sektörde ise yüzde 5,7 olduğu görülmektedir. Türkiye’de sendikalaşma oranları geçmişte olduğu gibi tekrar hormonlu hale gelmektedir. Toplu sözleşme kapsamı düşük seyrederken sendikalaşma oranı yüksek seyretmektedir. Oysa beklenen bunun tersidir. Avrupa ve OECD ülkelerinde toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranı bu ülkelerdeki sendikalaşma oranlarından oldukça yüksektir. Örneğin Fransa’da sendikalaşma oranı yüzde 10 civarında iken toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 90 civarındadır. Bunun temel nedeni toplu iş sözleşmelerinin teşmil edilmesidir.
Bizde ise tam bir garabet söz konusu. Teşmil sistemi yasada olmasına rağmen uygulanmıyor. İşçi sendikaya üye oluyor ancak gerek işkolu gerekse işyeri/işletme barajı nedeniyle toplu iş sözleşmesi imzalanamıyor. İşçi sendikaya üye oluyor ama işveren sendikalaşan işçiyi işten çıkarıyor işçi yine toplu iş sözleşmesine kavuşamıyor. Taşeron işçilerin sendikalaşması sağlanıyor ve bir bölümü merkezi idarede kadroya alınıyor ama toplu pazarlık hakları Anayasa çiğnenerek iki yıl boyunca askıya alınıyor. Sonuçta sendikalaşma kâğıt üzerinde artarken işçiler gerçek sendika koruma olan toplu iş özleşmesine kavuşamıyor.
Hakikat şudur: Sendikalaşma oranı iddia edildiği gibi yüzde 14 civarında değil yüzde 6-7 civarındadır. Sendikalı işçi sayısı hormonludur. Özel sektörde İşçilerin yüzde 94’ü sendikal korumadan yoksundur”