Güncel

Peki, şarap haramsa Tanrılar neden üzümü yarattı?

Güzel günlermiş. Tunç, demir, altın çağdan çok önceymiş. “Şarap çağı” koymuşlar adını. Mutlularmış. Düşünsenize devamlı sarhoş ve hoşsunuz.

8 Kasım 2020 Saat: 23:41
Peki, şarap haramsa Tanrılar neden üzümü yarattı?
Peki, şarap haramsa Tanrılar neden üzümü yarattı?

Memet Sönmez


Bir geri dönüşüm ve tasarımın düşündürdükleri.

Bir varmış bir yokmuş… Masal kitaplarının birinde Zeus’un Afrodit, Hera, Dianasos, Venüs ve Herakles’le beraber Oliympos deresinde alem yaptıklarını okumuştum. O çağlarda çeşmelerden, çaylardan, ırmaklardan şarapların aktığı yazılıydı. Bolluk bereket gırlaymış. Ancak bu bolluk ‘tanrılar’ içinmiş. Şarabı içip kebabı yiyen tanrılar, Afrodit, Venüs, Hera ile afrodizyak sürece girerlermiş. Anne oğul,  baba kız ensest ilişkinin kılgısallığında alemin doruklarındayken bu haksızlığa katlanamayan bir grup asi, Çıralı’dan yüzerek Olimpos kumsalına mevzilenmiş. Ellerinde toprak testiler, bakır maşrapalar çanaklarla derelerden, ırmaklardan  şarap çalarlarmış. Çalmanın adı da o dönem ‘kamulaştırma’ymış. Kamulaştırılan şaraplar itina ile tahta tekerleklerle taşınır, halka ulaştırılırmış. Tıpkı tarih öncesi çağlarda ‘komünarlar’ın içi yiyecek dolu Migros kamyonlarını kaçırıp yoksul halka dağıtması gibi. Tarih tekerrür mü ediyordu? Devrimcilerin ‘tanrısı’ ateş hırsızı  Promethaus’un eylem ateşi hiç sönmemişti!

Prometheus bütün zamanlarda “suçlu”ydu ve aranıyordu. O ateşi, asiler ise şarabı çalıyordu. Asilerde “hırsız”dı ve aranıyorlardı.

Tanrıların büyük insanlıktan gizlediği ve  kendi hizmetleri için kullandıkları bilimi, sanatı, şarabı çaldıklarında işin rengi değişmiş. Bunu fark eden tanrılar dereleri, ırmakları kurutmuş. Barajlarda topladıkları şarapları kölelerce kendi sofralarına taşıtmış. Bir gün Prometheus’lar (asiler) baraj kapaklarını patlatmışlar. Kurak sıcak bir mevsimmiş. Bir anda dereler taşmış, ırmaklardan gürül gürül şarap akmaya devam etmiş. Üzüm bağları şarap altında kalmış. Ya, düşünsenize üzüm bağlarının can suyunun yine üzüm suyu olduğunu.

Nasıl bir şarap ki bu damakların çeperinde dolaşıp, helezonik şekilde gırtlak borusundan aşağı doğru süzülerek mideye akışı sırasında bir cümle ölümsüz tanrılara ve yığınla kitlelere sonsuz bir zevk ve tat versin? Bu hazzın karşısında testileri, maşrapaları doldurur, tahta kupalarıyla aksırıncaya dek içerlermiş. Vücutlarını bile şarapla yıkarlarmış. Böylece afrodizyak enerjiyi keşfetmişler.

Kavak, okaliptüs, osuruk ağaçlarında bile üzüm yetişiyormuş. Dianasos güvercin boku ile iyi şarap arasındaki bağlantıyı çözmüş. Bu keşif suyun kaldırma gücünden çok daha önemliymiş. Dianasos’un, Arşiment’in hamamdaki keşfini su ile değil şarap ile yüzyıllar önce yaptığını kimse bilmez mesela. Bu keşfi Afrodit’le şarap dolu havuzda denemiş ve şarabın kaldırma gücünü bulmuş. Şarap demiş Dianasos  şarabı içince iştahın açılıyor. Canı kebap istiyor ölümlü insanın. Birinci kadehte neşelendiriyor. İkinci kadehte  güzelleştiriyor. Üçüncü kadehte borçlarını ödüyor, dördüncü kadehte fabrikatör oluyordu büyük insanlık. Beşinci kadeh fluydu, mutluluk bir var bir yoktu. Altıncı kadeh elinden düşmüş, hayaller sönmüş ve sızmıştı. Sabah olup uyandığında eşekten düşünmüş gibi oluyormuş insanlık. İşe gitme, işten kovulma, fatura kira dertleri yokmuş insanlığın.

Güzel günlermiş. Tunç, demir, altın  çağdan çok önceymiş. “Şarap çağı” koymuşlar adını. Mutlularmış. Düşünsenize devamlı sarhoş ve hoşsunuz.

Onlar eğleniyorlar diye o dönemin en keskin siyasi abileri bilmem hangi örgütten. Ben diyeyim. Teko/ c’ li ,  onların kuyruğuna takılan  mlki/b  li,; siz deyin Hklm ‘li Thk/ml veli… arkadaşlar “zaaf “gösteriyorsunuz diye  eleştirirlermiş. Neyeymiş Promethaus  yoldaş, kayalara zincirlenmiş, kartallar ciğerini parçalarken proletaryanın değerli vakitlerini boşa harcıyormuşuz. Şarap çalıp halka dağıtmak biraz da içmenin nesi yanlış olurdu ki? Bunun üzerine bir asi tahta masaya zıplamış. Elindeki şarap dolu kupasını kaldırarak, “gündüz eylem gece şarap!” demiş.

Bal tutan parmağını yalamaz mıydı? Peki, Ömer Hayyam yoldaşa ne demeli?

“Ben ne camiye yararım, ne havraya

Bir başka hamur benimki, başka maya

Yoksul gâvur, çirkin orospu gibiyim:

Ne din umurumda, ne cennet, ne dünya!” Bende diyorum ki:

Peki şarap haramsa o zaman tanrılar üzümü neden yarattı??? :)))

Kaynak: Son Haber

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız