Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir'in, Davutoğlu önderliğindeki Gelecek Partisi'nde Kurucular Kurulunda yer almasına alevi kurumlarının tepkisi dinmiyor. Bir tepki de Tarsus'tan..
TARSUS
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir'in, Davutoğlu önderliğindeki Gelecek Partisi'nde Kurucular Kurulunda yer almasına alevi kurumlarının tepkisi dinmiyor. Bir tepki de Tarsus'tan geldi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, Doğan Demir'e büyük tepki göstererek, bunun Alevi toplumuna düşündürücü olması gerektiğini söyledi. Hatta,"Doğan Demir'in, Davutoğlu'nun partisinin kurucu üyesi olması Demokratik Alevi Hareketinin silkelenmesi ve kendine gelmesi(!) açısından ciddi bir şanstır" şeklinde açıklamada bulunarak, "Yeni Hınzır Paşalara tahammülümüz yok"dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
Değerli Canlar; bu başlığı kullanırken çok düşündüm. En geniş örgütlenme ağı olan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı, Davutoğlu ile birlikte bir parti kurarsa nasıl bir başlık atılabilinir bilemiyorum. Bu başlığı kullanmamın sebebini birazdan açıklamaya çalışacağım.
Sevgili Dostlar; Alevi dünyası ve demokratik kamuoyunda, Ahmet Davutoğlu kimdir? Sorusunun geniş analizleri günlerdir yapılmaktadır. Başbakanlık döneminde yaşanan katliamlar, sınır komşularımızda sürdürülen savaş ve işgaller, eli kanlı IŞİD hakkındaki görüşleri v.s v.s hususları uzun uzun yazılıp değerlendirildi. Bu değerlendirmelerin büyük bir bölümüne katıldığımı belirtmek isterim. Ancak, eksik olan bir şey vardı bu değerlendirmelerde. Bende mızrağın sivri ucunu buraya saplamak isterim. Neydi peki eksik olan? Eksik olan şey sorunun tersten sorulmamasıydı. Eksik olan, özü meydana serip, cesurca yapılması gereken öz eleştiriydi. Yani Doğan Demir kimdir? En büyük Alevi Kurumunun başına nasıl gelmiştir? Burada nasıl ve kimler eliyle güçlenmiştir? Onlarca hukuksuzluğa rağmen kimler tarafından korunmuş, silahlı korumalarla cemlere girebilmesine rağmen niçin engellenmemiştir? Soylu ile açıktan dostluğuna niçin tek laf edilmemiştir? Bitmedi... hükümetle olan aleni ilişkileri bilinmesine rağmen ABF Genel sekreterliğine (adeta darbeyi andıran yöntemlerle) nasıl seçilebilmiştir? MHP belediye meclisine yönetici vermiş olmasına rağmen, neden tavır alınmamıştır? V.s v.s
Gelelim başlığa. Peki Doğan DEMİR niçin şanstır? Evet, şanstır, hem de büyük bir şanstır. Doğan Demir'in, Davutoğlu'nun partisinin kurucu üyesi olması Demokratik Alevi Hareketinin silkelenmesi ve kendine gelmesi(!) açısından ciddi bir şanstır. Kendini tepeden tırnağa gözden geçirme şansı vermesi açısından bir şanstır. Aramıza sızmış Hınzır Paşaları açığa çıkarma fırsatı verdiği için bir şanstır. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Kuruluna açıktan müdehale ederek, Alevi Hareketini dizayn etmeye çalıştıklarını göstermiş olmamıza ve uyarılarımıza rağmen, Doğan Demir'le hareket eden ve bilerek veya bilmeyerek bu süreçte rol oynayan dostlarımıza, kendilerini değerlendirme fırsatı verdiği için bir şanstır. PSAKD Genel Kurulu sonrasında da devam eden operasyonların açığa çıkmasına hizmet ettiği için bir şanstır. Sosyal medyada 2-0, 3-0, 4-0, 5-0 skorları ilan edip naralar atan arkadaşlarımıza bilerek veya bilmeyerek aslında neyi kutlamış olduklarını öğrenme şansı verdiği için bir şanstır. Evet Doğan Demir'in bu kararı, onunla ittifak içinde olan ve Alevi kurumlarının tepe noktalarını işgal eden kimi yol düşkünleri ile hesaplaşma, yoldan çıkmışları da yola davet etme fırsatı doğurduğu için bir şanstır. Aleviler tarih boyunca çok ihanet gördü. Çok acılar çekti. Ama, bugün artık takke düştü kel göründü. Yeter artık. Yeni Hınzır Paşalara tahammülümüz yok. Canımızı sıksa da, midemizi bulandırsa da bu olay bizi kendimize getirmelidir. Bu olay, Alevi hareketini, özüne uygun olarak yeniden örgütleme fırsatı doğurmuştur. Bu olay dostu düşmanı ayırmada bizi biraz daha ustalaştırmış olmalıdır. Bu olay, hepimizin ama eksiksiz hepimizin eksiklerini, zaaflarını, hatalarını görüp, hesabı önce kendi vicdanımıza, sonra da Alevi toplumuna vermemiz için tarihi bir fırsatı ortaya koymuştur. Dostlarımızla ayrışmanın değil, buluşmanın, kavga edip, saflaşmanın değil, sarılmanın ve kol kola girmenin fırsatını ortaya çıkarmıştır.
Ya Pir Sultan Abdal, ya Hızır Paşa! İkileminde, tarafımız nettir. Yolumuz Pir Sultan Abdal'ın, yolumuz Şeyh Bedrettin 'in, yolumuz Kalender Çelebi 'nin yoludur. Bu yol da cümleden uludur. Bizi bize getirecekse, bizi düşmanlarımızdan, yol düşkünlerinden, ihanet çetelerinden ayrıştırıp yola revan olup, serini meydana koyanlarla buluşturacaksa, yolda birliğin önünü açacaksa; teşekkürler Doğan Demir, gidişin olsun, dönüşün olmasın demekten başka çaremiz yoktur. Alevi Hareketinin yeni bölünmelere değil, birliğe ihtiyacı vardır. Alevi Hareketi içinde faaliyet yürüten ve derdi yol olan dostların en kısa sürede toparlanıp, sorumluluk alması zorunluluk olmuştur. Bu tarihi fırsatı kaçırmak olsa olsa ahmaklık olur. İstifaya zorlamak, kınamak yetmez, ki aldığımız haberler Alevi kurumlarındaki görevlerinden istifa ettiği yönündedir. İstifa kurtarmaz, hesap sormak, hesap vermek ve arınmak gerekir. Alevi Hareketinde adeta devrim yapmak gerekiyor. Bunu bugün yapamaz isek, yarın çok geç kalmış oluruz. Aynıların ayrıştığı bir süreç yaşandı. Şimdi aynıların yakınlaştığı bir süreci örgütleme zamanıdır.
O halde;
Gelin Canlar Bir olalım...
Yolumuzdaki taşları temizleyelim, dikenleri sökelim. Ayrık otlarını kurutalım.
Hızır hepimizin yardımcısı olsun.
Aşk ile ...
Cuma ERÇE