İSTANBUL – İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, tecridin işkence yöntemi olarak kullanıldığını belirtirken, MATUHAY-DER Eşbaşkanı Esin Çelik ise S Tipi cezaevleriyle tecridin meşrulaştırılmak istendiğini söyledi.
Ağır insan haklarının en ağır yaşandığı mekanların başında cezaevleri geliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Ocak-Kasım 2021 tarihli raporunda, 11 ayda 4 bin 930 hak ihlali başvurusu yapıldığı belirtildi. Raporda, Türkiye genelindeki cezaevlerinde en az 52 tutuklunun işkence veya kötü muameleye maruz kaldığı bilgisi yer aldı. 39 tutuklunun da cezaevinde yaşamını yitirdiği, bunun 15’inin de hasta tutuklu olduğu kaydedildi.
İŞKENCE YÖNTEMİ
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi başta olmak üzere, tüm cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinde ciddi bir artış yaşandığına dikkat çeken İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, “Öcalan’a yeni avukat ve aile görüş yasağı verildi. Avukatların yaptıkları başvurulara sürekli olumsuz cevaplar veriliyor. Dolaysıyla Öcalan’a uygulanan ağır tecrit devam ettirildi. Tecridi bir işkence yöntemi olarak değerlendiriyoruz ve asla kabul edilemez buluyoruz. Cezaevlerindeki tecridin giderek sistematikleştiği ve yasal zemine oturtulmaya çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz” diye belirtti.
S TİPLERİ
Marmara Tutuklu Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Eşbaşkanı Esin Çelik, Antalya, Bodrum, Manavgat, Samsun gibi kentlerde yapılan S Tipi cezaevlerine dikkati çekti. Çelik, bu cezaevleriyle tutukluların tümüyle tecrit altına alınmak istendiğini söyledi. S Tipi cezaevleriyle tutukluların yaşamdan koparılmak istendiğini dile getiren Çelik, insan hak ve özgürlüklerine karşı bir uygulama olduğunu vurguladı. Ayrıca S Tipi cezaevlerinin, Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin bir yansıması olduğuna dikkat çeken Çelik, “Bu uygulamayla Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit meşrulaştırılmaya çalışılıyor” dedi.
CEZALANDIRMA YÖNTEMİ
S Tipi cezaevlerinin F Tipi cezaevlerinden daha ağır koşullar barındırabileceği uyarısında bulunan Çelik, “Tamamen izole edilmiş bir şekilde, müebbet almış tutuklulara yönelik bir cezaevi olduğunu biliyoruz. Böyle bir cezalandırma yöntemi dünyanın hiçbir yerinde yok. Vahşice işlenen cinayetlere bile böyle bir uygulama uygulanmadı. Bu tutukluları kimliksizleştirmektir, iradesizleştirmektir. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.