İZMİR – Yapılan müdahalelerle ülkenin denetimsiz ve kayıtsız müteahhitlik cehennnemine çevrildiğini belirten TMMOB üyeleri, güvenli bir gelecek için mücadele edeceklerini vurguladı.
ERKAN SOYLU
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Mereş merkezli meydana gelen depreme ve depremin ardından yaşananlara ilişkin basın açıklaması düzenledi. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde düzenlenen açıklamada, "Mühendisler, mimarlar susmadı susmayacak" sloganı atıldı. Açıklamaya, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, DKDER, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz ve CHP Milletvekili Kani Beko da katıldı. Açıklamayı TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir okudu.
Cumhuriyet tarihi boyunca depremlerden ders alınmadığını, her depremin unutulmayacak felaketlerin yaşanmasına neden olduğunu söyleyen Akdemir, "Yaşadığımız coğrafyanın deprem kuşağında yer aldığı bilinen bir gerçek olmasına rağmen devletin kurumlarınca yerleşim alanları belirlenmesi, yapılaşmaya ilişkin kararlar alınması, uygulanması ve denetlenmesiyle ilgili tüm idari işlemlerin deprem gerçeği ve bilimsel veriler dikkate alınmadan gerçekleştirilmiş olması söz konusu felaketlerin sebebidir. Doğa kaynaklı afetlerin felakete dönüşmesindeki kamu sorumluluğunun, 'asrın felaketi' söylemi ile gizlenmesine izin vermeyeceğiz. Sizin bu politikalarınız zamana yayılmış örgütlü bir cinayet faaliyetinden başka bir anlam taşımamaktadır" dedi.
‘SAHTE GÖZYAŞLARINI KABUL ETMİYORUZ’
TMMOB'a yapılan müdahalelerle ülkenin kayıtsız ve denetimsiz müteahhit cehennemine çevrildiğini vurgulayan Akdemir, "Ülkemizdeki kültürel ve doğal varlıkların yok edilmesinin, kamu mülkiyetlerinin parsel parsel satılmasının bizzat faili olan siyasilerin, karlarına kar katıp çok sayıda kent suçunun faili ve çok sayıda işçinin katili olan sermaye gruplarının sahte gözyaşları altında yaptığı ve kendilerine vergi teşviki olarak dönen, halktan çalınan, halkın parası ile yapılan ‘bağışları’ kabul etmiyoruz" diye belirtti.
‘YARGI ÖNÜNDE HESAP SORULSUN’
Açıklanan resmi rakamların gerçeklikten uzak olduğunun altını çizen Akdemir, Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı ve Can Atalay'ın da serbest bırakılmasını istedi. Akdemir, TMMOB olarak felaketin sorumlularından yargı önünde hesap sorulması, sağlıklı ve güvenli bir gelecek için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini de vurguladı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
AFETİ FELAKETE DÖNÜŞTÜREN
TÜM SORUMLULAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR!
6 Şubat 2023 tarihinde, ilki Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7, ikincisi ise Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki depremler sonucunda 10 kentimizde büyük bir felaket yaşandı. Bu felaket sonucunda on binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzbinlercesi yaralandı, kentlerimizin sahip olduğu tüm zenginlikler büyük hasar aldı.
Çok Üzgünüz, Çok Öfkeliyiz!
Ülkemiz sahip olduğu jeolojik yapısı ile Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer almaktadır. Depremler sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinde gerçekleşmektedir. Ancak cumhuriyet tarihi boyunca depremlerden ders alınmamış, her deprem unutulmayacak felaketlerin yaşanmasına neden olmuştur. Gelişmiş ülkelerde mühendislik prensipleri, bilim ve akıl ile depremin yaratacağı zararlar önlenebilmekte veya azaltılabilmektedir. Bütün bunlar bilimsel ve teknik gelişmeler ışığında devletin şehircilik faaliyetlerini deprem riskini göz önünde bulundurarak yapmasıyla mümkündür.
Ülkemizde özellikle de son 20 yılda kentleşme politikalarının toplumun ortak yararından ziyade sermayenin çıkarları doğrultusunda yönetilmesinden kaynaklı yaşadığımız her afet felakete dönüşmektedir.
Yaşadığımız coğrafyanın deprem kuşağında yer aldığı bilinen bir gerçek olmasına rağmen devletin kurumlarınca yerleşim alanları belirlenmesi, yapılaşmaya ilişkin kararlar alınması, uygulanması ve denetlenmesiyle ilgili tüm idari işlemlerin deprem gerçeği ve bilimsel veriler dikkate alınmadan gerçekleştirilmiş olması söz konusu felaketlerin sebebidir. Doğa kaynaklı afetlerin felakete dönüşmesindeki kamu sorumluluğunun, “asrın felaketi” söylemi ile gizlenmesine izin vermeyeceğiz.
Sizin bu politikalarınız zamana yayılmış örgütlü bir cinayet faaliyetinden başka bir anlam taşımamaktadır.
Neden mi?
Rant politikalarınızın önünde “akıl dışı” engel olarak tanımladığınız TMMOB’un anayasadan ve kanunlardan kaynaklanan yetkilerini, “mühendislik, mimarlık ve planlama vesayeti kalkıyor” propagandası eşliğinde gasp ettiniz, ülkeyi kayıtsız ve denetimsiz müteahhit cehennemine çevirdiniz.
Mühendislik hizmeti almamış, imar mevzuatına ve yürürlükteki plan kararlarına aykırı 10 milyondan fazla yapıyı anayasaya tamamen aykırı gayri hukuki ancak kağıt üzerinde “yasal” düzenlemelerle yapı stokuna dahil ettiniz.
Devletin vatandaşın can güvenliğini sağlama sorumluluğundan sıyrılmak için yaptığınız yasal düzenlemeye “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” şeklinde hüküm eklediniz, cana olası kastta bulundunuz. Son yaşadığımız depremde on binlerce insanın kanı elinize bulaşmıştır.
Suçlusunuz!
Ülkemizin kamu kaynaklarını, vatandaşların sağlıklı ve güvenli kentlerde yaşamasını sağlamak yerine, hasta garantili şehir hastaneleri, geçiş garantili otoyollar, uçuş garantili havalimanlarına aktardınız.
Yaşadığımız felaketlerde sorumluluk almak yerine, imar planlarında getirdiğiniz yoğunluk artışlarıyla kentlerimizi cehennem, vatandaşları ise uzun yıllar bankaların müşterisi haline getirdiniz.
Şovlarınız Yok Hükmündedir! Yargılanacaksınız!
Yaşadığımız felaketin yaralarını “sarmak” için kurduğunuz şov masasında tarihte eşi görülmemiş bir çarpıklıkla kamu kurumları birbirine “bağış” yapmak için sıraya girmiştir. Ülkemizdeki kültürel ve doğal varlıkların yok edilmesinin, kamu mülkiyetlerinin parsel parsel satılmasının bizzat faili olan siyasilerin, karlarına kar katıp çok sayıda kent suçunun faili ve çok sayıda işçinin katili olan sermaye gruplarının sahte gözyaşları altında yaptığı ve kendilerine vergi teşviki olarak dönen, halktan çalınan, halkın parası ile yapılan “bağışları” kabul etmiyoruz.
Açıklanan Resmi Rakamlar Gerçeklikten Uzaktır!
Yaşadığımız son depremdeki hava fotoğraflarından da anlaşıldığı üzere yıkımın boyutları oldukça ağırdır. Resmi olarak açıklanan can kayıpları ne yazık ki iyimser rakamlardır. Arama kurtarma faaliyetlerinin son bulduğu, enkaz kaldırma işlemlerinin hızlandığı bilinmektedir. Bu nedenle yıkım yaşanan bölgede deprem öncesi yaşayan nüfus dikkate alınarak depremde hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın sayısı hiçbir tereddüte yer bırakmadan açıklanmalıdır.
Deprem sonucunda ailesini kaybeden çocukların kimi tarikat ve cemaatlere teslim edildiği yönündeki haberler basında yer bulmaktadır. Söz konusu haberlerin doğru olup olmadığı incelenmeli, ailesini kaybeden çocuklarımız hakkında yapılan tüm iş ve işlemler hakkında kamuoyu eksiksiz bir şekilde bilgilendirilmelidir.
Arkadaşlarımız Derhal Serbest Bırakılsın!
6 Şubat depremleri bizlere, toplanma ve geçici barınma alanlarının hayati önemde olduğunu, korunması gerektiğini hatırlatmıştır. Ne yazık ki Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı ve Can Atalay İstanbul’da olası bir deprem sonucunda vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde toplanmalarını sağlayacak Gezi Parkı'nın betona dönüşmesine itiraz ettikleri için 25 Nisan 2022 tarihinde -yani tam 301 gün önce- düzmece gerekçelerle tutuklandılar. Hukuksuzluğun karşısında bilimsel ve teknik bilgilerden ödün vermeyen meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
Kentlerimizi Yeniden İnşa Etmek Mümkündür! Ne Yapmalı?
Sonuç olarak; ülkemizde yaşanan afetlerin felakete dönüşmesinin temel nedeni sermayenin talepleri doğrultusunda kentlerimizde uygulanan rant politikalarıdır. Bu politikalar aracılığıyla doğal ve kültürel varlıklarımız yağmalanmış, kamu kaynakları bir avuç sermayedarın hizmetine sunulmuş, vatandaşlarımız ise sağlıksız kentlerde yaşamaya mahkum edilmiştir.
Bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız! Kamu kaynaklarının, sağlıklı ve yaşanabilir kentler için kullanılmasını istemek hepimizin ortak talebi olmak zorundadır.
Yukarıda ifade ettiğimiz tüm çalışmaların, sadece depremin yaşandığı bölge için değil diğer kentlerimiz için de ivedilikle yapılması gerekmektedir. TMMOB olarak halkımızın gelecekte de can kayıplarına uğramaması için bugünlerde yaşadığımız felaketin sorumlularından yargı önünde hesap sorulması, sağlıklı ve güvenli bir gelecek için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Tüm halkımıza başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, kendi geleceklerine sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU