Manisa’nın Salihli İlçesi’nin Hacıbektaşlı Mahallesi’nde kurulmak istenen Jeotermal Elektrik Santrali’ne (JES) karşı çıkan köylüler, JESTER’in bilgilendirme toplantısına da katılmadı ve toplantıyı protesto etti.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESTER)’in günler öncesinden duyurusunu yaptığı “Jeotermal ile yaşamak, Jeotermal Santraller Hakkında Bilgilendirme” konferansı, bugün Salihli Sardes Otel’de yapılmak istendi.

Köylerden ücretsiz otobüs kaldırılacağı duyurularak, bütün halkın davet edildiği bilgilendirme konferansına halktan katılım olmazken, toplantının yapıldığı otel önünde toplanan beş yüze yakın yurttaş toplantıyı protesto etti.

HALK JES’E KARŞI BİRLEŞTİ

BirGün gazetesiin haberine göre, toplantının yapıldığı otelin çevresinde polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı gözlenirken, otel girişinin de polis koruması altında olduğu ve protesto için toplanan yurttaşların otelin hemen karşısında toplandığı kaydedildi.

Salihli ve köylerinin yanı sıra, Alaşehir ve Sarıgöl’den de katılımın olduğunun gözlendiği protesto sırasında, JES karşıtı sloganlar atılırken, JES karşıtı pankart ve dövizler de taşındı.

Salihli Çevre Derneği, Manisa Tabip Odası, Mimarlar Odası Salihli Temsilciliği, Manisa Ziraat Mühendisleri Odası, KESK MAnisa Şubeleri, Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Salihli Temsilciliği, Salihli Sosyal Güvenlik Müşavirler Derneği, Barış Mahallesi İnisiyatifi, Kabazlı Mahallesi İnisiyatifi ve Hacıbektaş Mahallesi İnisiyatifi adına otel önünde bir açıklama yapıldı.

Salihli Çevre Derneği’den Hakkı Uysal tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Birinci sınıf tarım arazilerini koruyalım diye devletimiz kamu spotu yayınlıyor. Biz de bu çağrıya uyduk, devlete ve millete olan görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Ülkemizin birinci sınıf verimli tarım arazilerini, bu topraklarda yaşayan üreten insanların yaşam hakkını ve geçim kaynaklarını korumak için elimizden geleni yapıyoruz.

Salihli ve çevresinde birçok Jeotermal Elektrik Santrali (JES) projesi mevcut. Bu kadar çok projenin çevreye ve insan sağlığına zararları da o kadar çok olacaktır. Bu santrallerden çıkan buharın insan ve çevre sağlığına zararlı olduğu, atık suların yüzey sularını kirlettiği biliniyor. Çevre halkının yegane geçim kaynağının tarımsal üretim olduğu düşünüldüğünde, kamu yararından bahsetmek de mümkün değildir.

Aydın’da Buharkent’te doğanın nasıl yok olduğunu gördük.

Alaşehir yavaş yavaş ölüyor ve onların çaresizliğini gördük.

Sıra bizim topraklarımıza geldi. Bizler yerin 2500 metre altından çıkan zehirli akışkan ve buhar ile zehirlenmek istemiyoruz. Daha şimdiden gözlerimizin önünde doğayı nasıl tahrip ettiklerini, ovayı dağı nasıl yok ettiklerini gördük.”