Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray ve Şişli Şube Temsilcileri 1 Mayıs'a giderken taleplerini Evrensel'e anlattı.
Uzun saatler ve yoğun stres altında, her türlü hastalık riskiyle karşı karşıya çalışan sağlık emekçileri, insanca yaşanabilecek temel bir ücretten ise yoksun. Performans sistemi ve döner sermayeye mahkum edilen sağlık emekçileri, hem çalışırken hem emeklilikte hak kayıpları yaşıyor. Üstüne her türlü angaryayla bozuk sistemin bütün yükünü taşıyan sağlık emekçileri, hasta yakınlarının öfkesi ve şiddetinin de ilk muhatabı durumunda.
Kadın sağlık emekçileri ise tüm bu sorunları katmerli bir şekilde yaşıyor. Öyle ki Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi Kadın Sekreteri İpek Deniz’in dediği gibi “Sağlık sistemi, eksikliklerini kadın emekçilerinin üzerine yıka yıka yürüyor.” Kadınların hastanelerdeki “görünmeyen emeğine” işaret eden İpek, şöyle diyor: “Hastane işlerini ev işlerine benzetiyorum ben aslında. Evde kadınların yaptığı ufak pürüzleri giderme işini hastanede biz yapıyoruz. Görünmeyen bir emeğimiz var hastanelerde. Sağlık alanı kadın ağırlıklıdır; taşeronu, hemşiresi, doktoru... Ama cinsiyetçiliği had safhada yaşıyoruz. Hastalar, hasta yakınları da erkek hemşireye doktor bey der mesela, kadın görünce de direkt hemşire... Bu erkek çalışanlar bakımından da böyle. Klinik içerisinde çay yapma gibi işleri senden bekleyen bir kesim var. Hastanede bütün meslek grupları tanımlıdır, laborant, röntgen teknisyen, doktor, hepsinin yaptığı iş bellidir. Angarya dediğimiz para getirmeyen, arada kalan bütün işleri bir şekilde kadınlara hallettiriyorlar. Kadınlar da geleneksel rollerin getirdiği alışkanlıkları hastanede de sürdürdükleri için o işlerin hiçbiri aksamadan yürüyor. Sistem kendi eksikliklerini kadının üstüne yıka yıka yürüyor bir yerde.”
"CİNS AYRIMCI DİL YAYGINLAŞTI"
SES Aksaray Şube Yöneticisi Fadime Dursun da işyerinde kadınların erkeklerden daha fazla çalıştığını söylüyor: “Evrak işleri mesela nedense hep kadınlara bırakılıyor. Şaka yollu, daha düzenli, daha disiplinli olduğumuz söylenerek... Tabi bu iş yükünü çok artıran bir şey, çünkü evrak işi çok fazla. Temizlik personelinde de genel temizliğin dışında yer silmek, toz almak hep kadın işçilerin yaptığı işler. Kadınlar birinde itiraz etse diğerinde etmeyebiliyorlar.”
SES Aksaray Şubesi Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Birsen Seyhan, kadın çalışanlara yönelik cinsiyetçi yaklaşımlara şu örneği veriyor: “Hemşire odasında erkek bir hekimle, nişanlı bir hemşire arkadaş evlilik sohbeti yapıyordu. Şöyle bir cümle kurdu hekim, ‘bir kadının maaşı erkekten fazla olmamalı.’ Şımardığını, kendini üstün gördüğünü, o yüzden kesinlikle daha az ücret alması gerektiğini söyledi. Bunu bir hekim söylüyor, yani bu dil işyerlerimizde çok fazla yaygınlaştı.”
TEMEL ÜCRET VE YIPRANMA PAYI
Sağlık emekçilerinin yaşamını zorlaştıran uygulamaların başında performans sistemi, nöbet usulü çalışma ve zorunlu fazla mesailer geliyor. Bu yoğun çalışmanın karşılığı olarak hak ettikleri temel ücreti ve yıpranma payını ise alamıyorlar.
Temel ücret taleplerinin en önemli gerekçelerinden biri de döner sermaye ve performansa dayalı ödemelerin emekliliğe yansımıyor olması. Bu nedenle birçok kişi emekli olamıyor, olanların da emekli maaşları çok düşük. “24 saatlik nöbetler halinde çalışıyoruz ve nöbetlerden sonraki dinlenme süresi ise belirsiz, bazen çok düşebiliyor” diyor Fadime Dursun, sağlık emekçilerinin fazla mesai ücretine ihtiyaç duyduğunu da ekleyerek.
“Ekonomik kriz nedeniyle ücretlerimiz iyice yetmez oldu” diyen İpek Deniz, şöyle devam ediyor: “7/24 çalıştığımız halde ne 3600 ek gösterge ne de fiili hizmet zammından yararlanabiliyoruz. Gece gündüz çok stresli bir iş yaptığımız halde emeklilik maaşlarımız da çok düşük.”
“PERFORMANS ŞİDDETİ TETİKLİYOR”
Birsen Seyhan, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en önemli nedenlerinden birinin de performans sistemi olduğunu vurguluyor. “Mesela biz endoskopi ünitesinde odalarda ve müşahede dediğimiz kısımlarda çalışıyoruz. Endoskopi randevuları 5 dakikada bir veriliyor, 5 dakikada bu işi yapmak mümkün değil. Bir hafta boyunca müşahedede çalıştığım zaman hiç istemediğim halde güvenliği çağırmak zorunda kaldım. Çünkü hem sağlıkçısın hem de kadın sağlıkçısın, çok çabuk üzerine yürüyebiliyorlar. Ki ondan bir hafta önce de bir hemşire arkadaşın üzerine yürünmüştü...”
İpek Deniz, “İnsanlar kadın görünce karşısında daha cüretkar davranabiliyorlar” diyor. SES Şişli Şubesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Fadime Kavak da “Şiddete neden olan sorunların muhatabı biz oluyoruz ne yazık ki ama kaynağı biz değiliz; sağlık sistemi. Çözülmesi gereken yer de sistemin değişimi. Herkes için eşit, nitelikli ulaşılabilir bir sağlık hizmeti olsa, hepimiz rahat ederiz” diyerek asıl soruna işaret ediyor.
“24 SAAT NÖBET VAR, 24 SAAT KREŞ YOK”
Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Birsen Seyhan’ın kendi çalıştığı endoskopi ünitesinden verdiği bir örnek, nöbet usulü çalışmanın, mevcut haliyle, özellikle kadın emekçiler açısından yol açtığı zorlukları ortaya seriyor: “İcap nöbetlerimiz var bizim, vaka çıktığında çağırılıyoruz. İki çocuklu bir arkadaşımız var, biri üç, biri dört yaşında. Sabah 05.30’da icap çıkıyor, eşi ve çocuklarıyla geliyor. Ama kreş açık değil, çünkü 24 saat nöbet var ama 24 saat açık kreşlerimiz yok maalesef. Çocuklar kreş açılana kadar arabada uyuyor o gece... Bu durumlar nedeniyle bu 1 Mayıs’ta en önemli taleplerimizden biri de ‘24 saat açık, ücretsiz kreş’ olacak.”
“ESNEK, GÜVENCESİZ VE ANGARYA ÇALIŞMAYA SON VERİLSİN”
Sağlık alanında yaşanan sorunlar saymakla bitmiyor. Ancak talepler için mücadele hedeflenen düzeyde değil. SES temsilcileri, sağlık emekçilerinin genç kuşağının, iktidarın da arka çıkmasıyla, Memur-Sen’e bağlı Sağlık Bir-Sen’de örgütlü olduğunu, buradaki işbirlikçi sendikal anlayış nedeniyle mücadele deneyiminden yoksun olduklarını belirtiyor.
Birsen Seyhan, “Sorunlarının farkındalar aslında; kriz, maaş, kreş, emeklilik hepsinin kaygısını taşıyorlar. Ama deneyimsiz ve umutsuzlar, ne yapsak değişmez diye düşünüyorlar... Biz de birilerinin bizi kurtarmayacağını, ancak birlikte mücadele ederek kurtulabileceğimizi konuşuyoruz ve aslında bunu daha çok konuşmalıyız” diyor.
Fadime Dursun, “Bunun bilincine varmak biraz zaman alsa da olacak diye düşünüyorum. 1 Mayıs bu açıdan önemli. Biz hastanemizde 1 Mayıs kutlaması yapacağız, taleplerimizi dile getireceğiz” diye ekliyor.
Tüm sağlık emekçilerini Bakırköy Halk Pazarı’nda yapılacak 1 Mayıs mitingine katılmaya çağıran SES yöneticileri ve işyeri temsilcileri, başlıca güncel talepleri şöyle sıralıyor:
■ Performans sistemi kaldırılsın! İnsanca yaşayacak bir temel ücret belirlensin, tüm ödemeler emekliliğe yansıtılsın.
■ Esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya son verilsin.
■ 3600 ek gösterge ve 5 yıla 1 yıl yıpranma payı hakkı tanınsın.
■ Sağlıkta her türlü şiddete son verilsin, şiddeti önleyecek uygulamalar hayata geçirilsin.
■ Çalışma ortamı demokratikleştirilsin.
■ Tüm ebeveynler için 24 saat ücretsiz kreş hakkı!
■ Aile hekimliği uygulamasına son verilsin, koruyucu sağlık hizmeti geri getirilsin.
■ Herkes için eşit, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti!
■ Kıdem tazminatının fona devri ve zorunlu BES kabul edilemez! (İstanbul/EVRENSEL)