İstanbul Üniversitesi öğrencileri, 5 Ocak'ta tutuklanan Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Berkay Ustabaş’ın serbest bırakılmasını istediler.
Necdet Özsaygın
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, bugün üniversite önünde basın açıklaması yaparak,5 Ocak'ta tutuklanan ve 15 ocak’da duruşması yapılacak olan İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Berkay Ustabaş’ın serbest bırakılmasını istediler.
Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan açıklamada şöyle denildi:
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Berkay Ustabaş, 5 Ocak'ta "Berkin Elvan'ın cenazesine katılmak" suçlamasıyla tutuklandı. Soruşturma savcısının “Bizim polisle mutabakatımız var, ahdımız var seni tutuklayacağız” sözleri ile başlayan; sürgün, işkence ve hak ihlalleri ile dolu tutukluluk sürecinin bugün tam 1. yılındayız.
Tam 1 yıldır ailesinden, üniversitesinden ve biz sıra arkadaşlarından koparılarak hapsedilen Berkay, 15 Ocak Salı günü Çağlayan Adliyesi'nde 5. kez hâkim karşısına çıkacak.
BERKİN’İN KATİLLERİ 5 YILDIR SERBEST, ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ BERKAY 1 YILDIR TUTSAK!
2013 yılında, polis tarafından atılan bir gaz fişeğiyle başından vurularak katledilen Gezi direnişinin sembolü Berkin Elvan’ın cenazesine 3 milyon insan ile beraber katılmak eğer “suç” ise buradan, Berkay’ın üniversitesinin önünden duyuruyoruz: Berkin’in cenazesine biz de katıldık ve milyonlar ile beraber o gün hep bir ağızdan "Berkin'in hesabını soracağız!" diye haykırdık.
Bugün katledilişinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Berkin’in katilleri hala elini kolunu sallayarak gezerken, Berkay önce Metris’e sonra Silivri’ye hemen ardından da ailesinden ve ünivesitesinden 600 km uzağa, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edildi.
OKUDUĞU KİTAPLAR BİLE SUÇ SAYILDI!
“Berkay'ın 18 Nisan, 5 Haziran, 5 Eylül ve 1 Kasım tarihlerinde görülen duruşmalarında davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğu bir kez daha görüldü. Duruşmaya getirilmek yerine SEBGİS dayatması ile savunma hakkından mahrum bırakılan Berkay'a hâkim tarafından, “Günlük hayatınızda hangi kitapları okuyorsunuz?”, “Sadece sol kitaplar mı okuyorsunuz?”, “İslami ve sağcı kitaplar da okuyor musunuz?” gibi adil yargılamanın kıyısından dahi geçmeyen sorular soruldu. Berkay, “suç” devşirme niyetine bir sosyoloji bölümü öğrencisinin yapmasının en doğal olduğu fiil ile, kitap okumak ile suçlandı!
Komiktir ki Berkay’ın davasına “delil” oluşturan kitaplar daha sonra Kırıkkale F Tipi yönetimi tarafından hapishaneye kabul edildi.
Berkay, bugün Türkiye’de tutuklu bulunan 73 bin öğrenciden biri. En temel haklardan biri olmasına rağmen tutuklu öğrencilerin sınavlara girmesini engelleyen OHAL KHK’sının başkanlık süreciyle beraber yasalaşması sonucu tutuklu on binlerce öğrencinin eğitim hakkı süresiz şekilde gasp edilmiş durumda. Berkay, sınavlarına ve mezuniyet törenlerine katılacağına, burada üniversitesinde olacağına “yeni Türkiye”nin yeni cezalandırma yöntemlerinden biri olan SEGBİS ile duruşmalarına katılıyor.
ON BİNLECE ÖĞRENCİ TUTUKLU, ÜNİVERSİTELER YARI AÇIK CEZAEVİ!
15 Temmuz sonrası “milli mücadele” ve “demokrasi” naralarıyla, kendisine muhalefet eden herkesi baskı altına alma ve yok etme gayreti içinde olan AKP, toplumun en dinamik kesimi olma potansiyeli taşıyan gençliği ve dolasıyla üniversiteyi de hedef tahtasına koyuyor. Tayyip Erdoğan’ın ‘Komünist gençlere eğitim hakkı tanımayacağız’ diye cüretkarca sarf ettiği sözler ve memleketin dört bir yanına dağılmış on binlerce tutuklu öğrenci, bu hedef tahtasının bir itirafı olarak tüm üniversite öğrencilerinin karşısında duruyor.
Üniversite içinden çıkacak tek bir muhalif söze dahi tahammülü olmayan AKP, her koldan bir sindirme politikası yürütüyor: Geniş çaplı tutuklama terörünün yanı sıra polis-ÖGB kuşatması, soruşturma ve cezalar silsilesi, atadıkları AKP’li rektörler ile beraber üniversitelileri bu baskılar ile sindirmeyi; özgürlük ve eylemsellik alanını daraltarak tutuklayamadıkları öğrenciler için de üniversiteleri “yarı açık cezaevine” dönüştürmeyi amaçlıyor.
15 OCAK’TA ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDEYİZ!
Bizler, Berkay’ı yemekhane boykotlarından, 6 Kasım YÖK karşıtı protestolardan, anti-demokratik bir şekilde atanan rektörlere karşı yürütülen eylemlerden; Hergele’den, buradan Ana Kapı önünden ve eşit, parasız, bilimsel ve demokratik üniversite mücadelesinin en ön saflarından tanıyoruz. Bu yüzden, yapılan hunharca saldırıların sebebini ve Berkay’ı tutuklayarak bizlere, demokratik üniversite mücadelesine ve hatta Gezi milyonlarına verilmek istenen mesajı biliyoruz. Bu mesaja İstanbul Üniversitesi’nin Turan Emeksizlerden bugüne onlarca yıllık mücadele tarihinden aldığımız inanç ve kararlılık ile cevap veriyoruz: Ne kendi kaderimizi ne de üniversitesinden alınıp dört duvarın, demir kapıların ardına koyulan Berkay gibi on binlerce öğrencinin kaderini, muktedirlerin iki dudağının arasından çıkacak söze teslim etmeyeceğiz!
Sıra arkadaşları olarak onun “Berkin” diyen sesinin dört duvarın daha “özgür” yanındaki yankıları olacak ve özgürlüğüne kavuşana dek onun “adalet" mücadelesini başta burada, İstanbul Üniversitesi’nde olmak üzere her alanda yükselteceğiz. Vizelerine, finallerine girmesi gerektiği zamanlarda ona reva görülen bu tutsaklığın ve gördüğü işkencelerin takipçisi olacağız!
Bir kez daha Berkay’ın sıra arkadaşları olarak onun tutsaklığının 1. yılında, üniversitemizin önünden çağrımızı yineliyoruz, Berkay ve tutuklu olan on binlerce öğrenci için 15 Ocak günü Çağlayan Adliyesi’nde olacağız: Özgürlüğümüz ve eğitim hakkımız için direnmekten vazgeçmeyeceğiz!
Berkay Ustabaş’a ve tüm tutuklu öğrencilere özgürlük!
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ