"Halk meclisleri, geniş tartışma ve çözüm üretme mekanizmaları önümüzdeki upuzun yılların yegane örgütlenme modelleri olacaktır."
ÇETİN AŞULA
Toplum kavramı; topluluklar halinde yaşayan insanların, yerleşik yaşama geçmeleriyle birlikte ortak kaygılar ve tehlikelere karşı bir arada olma ve bu biraradalığın temel kurallarını benimseme refleksinden doğmuştur.Toplumun sivili veya askerisi olmaz. Sivil toplum kavramı, zorlama bir adlandırmadır ve özelliklede sınıf kavramını buharlaştırmak için kullanılmaktadır. Şimdiye kadarki bütün toplum tiplerinin hepsi sınıflardan oluşmuştur. Sınıflar mücadelesi tarihinin ortaya koyduğu bir gerçek vardır: Ezilen ve sömürülen sınıflar; ne zaman bunun bilincine varmışlarsa, her dönemde öncülerin bilinç taşıması ile kurtuluş yollarını aramışlardır.
Ancak egemen sınıflarda; bu konuyu bulanık hale getirip balans ayarları yaptıkları da bir gerçek olup, bu minvalde farklı örgütlenme biçimlerinide özellikle teşvik etmişlerdir. Toplumu yüzlerce parçaya bölmek ve hiyerarşi temelinde yönetmek şeklindeki egemen sınıf paradigmasına karşı, külden tepelerle cevap verilemez. Emek sömürüsü ve elkoymaya karşı ARABULUCU kurumların tümünün giderek işlevleri bitecek ve inandırıcılıkları kalmayacaktır.Halk meclisleri, geniş tartışma ve çözüm üretme mekanizmaları önümüzdeki upuzun yılların yeğane örgütlenme modelleri olacaktır.Çok zahmetli süreçlerden çıkıp gelen bir kuşağın hayatta olanlarının müthiş bir tecrübeye sahip olduklarını özellikle hatırlatmak isterim. Yerel yönetim-mülki idare -Parti hiyerarşisi üçleminde vücut bulan bütün yatay örgütlenmeler sonunda mutlaka YEDEK GÜÇ konumuna düşmüşlerdir.Özgürlükleri ve bireysel inisiyatifleri önceleyen bir çizgi ve bu çizginin toplumsal zeminlerini örmeye dönük bir çaba...