İkinci Yargı Paketi Meclis’e sunuldu. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda değişikliği öngören 2. Yargı Paketi’ni Meclis Başkanlığı’na sunduklarını bildirdi. İnfaz düzenlemesiyle ilgili son aşamaya geldiklerini de söyleyen Muş, ”Meclis’te önümüzdeki hafta diğer siyasi parti gruplarıyla görüşmeler yapacağız. Onlarla görüştükten sonra teklifimizi nihai hale getirip Meclis Başkanlığına sunacağız” dedi. Bu paket ile ilgili ve siyasi tutukluların durumunu Avukat Gülizar Tuncer, Yeni Yaşam Gazetesi'nden Yadigar Aygün'e anlattı.

Hapishaneler derhal boşaltılmalı

Koronovirüsün tüm dünyada yayılmasıyla birlikte hapishanelerdeki ağır hasta tutuklular başta olmak üzere tutukluların risk grubunda olduğuna dikkat çeken Avukat Tuncer, risk grubundaki tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdi. Tuncer, “Başlangıçtan beri adli siyasi ayrımı gözetilmeksizin (Tabi ki insanlığa karşı suç işlemiş olanların, çocuğa ve kadına karşı taciz, tecavüz ve şiddet uygulayanların kapsam dışı kalması şartıyla) tüm mahpusların koşulsuz biçimde serbest bırakılması talebini dile getirmemiz gerekiyordu. Bunu ifade ederken elbette ki ağır hasta mahpusların, yaşı ilerlemiş olanların, risk grubunda kronik hastalıkları bulunanların, 0-6 yaş grubundaki çocuklarıyla birlikte hapishanelerde yaşamak durumunda bırakılan annelerin öncelikle serbest bırakılması söz konusu olmalıydı. Ancak bununla yetinmeyerek, en baştan itibaren ısrarla cezaevlerinin bu ölümcül hastalığa karşı derhal boşaltılması gerekliliğini vurgulamamız gerekiyordu” diye konuştu.

İntikamcı anlayış devam ediyor

AKP’nin meclisten geçirmek istediği yasa tasarısını değerlendiren Tuncer, siyasi tutukluların ayrımcı ve intikamcı bir anlayışla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Tuncer, “Bugünkü haliyle baktığımızda, cezaevi koşulları ve infaz rejimi anlamında en katı uygulamaların olduğu İran’da bile adli siyasi ayrımı yapılmaksızın 85 bin mahpusun serbest bırakıldığı 10 bin mahpusa da çıkarılacağı bir dönemde Türkiye’de hala siyasi mahpusları kapsam dışı bırakacak bir tasarı hazırlığı yapılmakta oluşuna şiddetle karşı çıkmamız gerekiyor. Daha önceki dönemlerde de bütün kısmi af veya infaz indirimi düzenlemelerinden yararlandırılmayan siyasi mahpuslar, bugün yine sistemin intikamcı anlayışıyla karşı karşıya. Siyasi iktidar her zaman ayrımcı mevzuat ve uygulamalarıyla insanlık dışı koşullara mahkum ettiği siyasi mahpusları bu sefer de doğrudan bu salgın hastalığın pençesine atarak hapishanelerde öldürmek istiyor” dedi.

İnsan haklarına aykırı davranılıyor

Siyasi tutukluların ölüme terk edildiğini söyleyen Tuncer, “Bu ülkede tüm erklerin başı konumundaki Erdoğan, muhalefeti, hukuk ve insan hakları örgütlerini dışarda tutarak, Çankaya köşkünde İçişler ve Adalet Bakanının katılımıyla ve kendi parti kurmaylarıyla aldığı bu kararı uygulamaya koymaktan çekinmeyecektir. Biz zamanında ve etkili biçimde karşı koymazsak bu tasarı bir an önce yasallaşacak ve cezaevleri boşaltılırken devletin kendisi için “tehlikeli” gördüğü siyasi mahpuslar içerde ölüme terkedilecektir. Bugün Koronovirüsü nedeniyle Brezilya’da, İtalya’da, Ürdün’de ve dünyanın daha pek çok ülkesinde cezaevi isyanlarının ve kanlı firarların yaşandığı bir dönemdeyiz. Bizim ülkemizde de dışarıdan yapmamız gerekenleri zamanında yapamazsak, hapishanedeki siyasi mahpuslar ya kendileri isyan edecek ya da Korona salgını yüzünden öleceklerdir ki bunun vebali bizim üzerimizde olacaktır. Bu nedenle, bizim yani muhalefet cephesinde yer alanların kesin, net ve radikal çözümlerle yola çıkarak “terör suçu” adı altında, siyasi mahpusların kapsam dışı bırakılmasına şiddetle karşı çıkmamız gerekiyor” diye belittti.