SOL Parti kuruluş çalışmaları ve mücadele hedeflerine ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi.
Parti adına açıklama yapan İlknur Başer, eğitimin, sağlığın paralı hale geldiği, iş cinayetlerinin arttığı ve işçilerin geçinemez duruma geldiği bu gerçekliği değiştirmek üzere, bir mücadeleyi birlikte sürdürmek istiyoruz” dedi.
Pirha'nın haberine göre, SOL Parti kuruluş çalışmaları ve mücadele hedeflerine ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. SOL Parti adına İlknur Başer, Gizem Kül Kürekçi, Önder İşleyen ve Kemal Yılmaz’ın katıldığı basın toplantısında, “22 Aralık’ta SOL Parti ilk çağrısını yapmıştı. Burada ortaya konulan Manifesto’nun ifade ettiği acil talepler için birlikte mücadele etmek üzere yapılan çağrımızı şimdi ete kemiğe büründürmek üzere harekete geçiyoruz. Eğitimin, sağlığın paralı hale geldiği, iş cinayetlerinin arttığı ve işçilerin geçinemez duruma geldiği bu gerçekliği değiştirmek üzere, bir mücadeleyi birlikte sürdürmek istiyoruz” denildi.
İlknur Başer’in konuşmasının ardından, Önder İşleyen, SOL Parti adına siyasi değerlendirme ve atılacak adımlar konusunda bilgi verdi.
‘’ÖRGÜTLENELİM, SOL PARTİ’Yİ BİRLİKTE KURALIM’’
Siyasi gelişmeleri ve SOL Parti’nin adımlarını anlatan Önder İşleyen şunları dile getirdi:
“SOL Parti olarak kuruluş sürecimizin ilk adımlarını atıyoruz. Bu adımları atarken, siyasi gelişmeler bu adımın ne kadar can yakıcı olduğunu ortaya koyan göstergelerle dolu.
Siyasal islamcı rejim bir çözülme sürecine girdi. Ama bu çözülme sürecine girmiş olmaları, onu bir tehlike olmaktan çıkarmıyor. Aksine, iktidar bloku çözülmenin mutlak bir yenilgiye dönüşmemesi için, daha tehlikeli bir hal alıyor. Son dönemdeki bir kaç gelişme bunun işaretlerini veriyor. Cumhurbaşkanı, kamu güvenliğini düzenlemek için artık resmi güçlerin yetmediğini, başka düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyledi. Rejim, toplumu ikna etme gücünü kaybettikçe daha fazla zorbalılıktan başka bir yol bulamıyor. Adeta bir savaş konseptini ortaya koyan, gayri nizami bir harp ekseni bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ortaya konuluyor.
“DİNCİ BİR KUŞATMA VAR”
Bu eğilim, şeriat ilanlarının eşlik ettiği bir gerici dalgayla tamamlanmaya çalışılıyor. Toplum dinci bir kuşatma ve din ve mezhep temelli bir bölünmeye zorlayan adımlar devletin tüm kademelerince hayata geçirilmeye çalışılıyor. İslamcı faşizmin kirli ve karanlık odakları olan tarikatlar-cemaatler bizzat Cumhurbaşkanı ziyaretleriyle konsolide edilmeye çalışılıyor.
Bu adımlar açık ki artık sefalete ve kör cehalete mahkûm olmak istemeyen halkın taleplerini bastırmak; muhalefeti etkisiz kılmak üzere atılan adımlardır. Dış politikada İhvancı, cihatçı eksen de bunu besliyor. Ama tüm bunlara rağmen, emekçiler, gençler, kadınlar artık bu rejimde yaşamak istemiyor; bunu değiştirmek istiyor.
‘’MEMLEKETE SOL GEREK’’
Muhalefet ise bu gelişmeler karşısında etkisiz bir konumdan çıkamıyor. Bu çürümüş düzenin artıklarıyla birleşmeyi önüne koyan; sağa yaslanmış ve sermayenin ve uluslarası güçlerin taleplerine yanıt vermeyi öne alan bir muhalefet doğal olarak halkın somut sorunlarına, özlem ve taleplerine yanıt veremiyor.
SOL Parti; ülkeyi topyekun çürümeye götürecek bu dengeyi değiştirmek üzere harekete geçiyor. Bir büyük çelişki var! Bir yandan zor ve hile dışında yönetemeyen bir iktidar bir yanda da bu iktidara artık yeter diyen milyonlar! Biz, bu çelişkinin ancak solun etkili bir güç haline gelmesiyle; halkın örgütlü bir güce dönüşmesiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bunu başarabilecek bir güç, bir birikim var. Şimdi hep birlikte bu birikimi, örgütlü bir güce dönüştürmek için harekete geçiyoruz.
‘’ÖRGÜTLENELİM, SOL PARTİ’Yİ BİRLİKTE KURALIM’’
Solu etkili kılarak Türkiye’ye değiştirebiliriz; bu hedefle başlattığımız yürüyüşümüzde şimdi Sol Parti’nin kuruluş sürecini başlatıyoruz. Mahalle mahalle; sokak sokak bir araya gelmek; SOL Parti’yi birlikte kurmak; programımızı, örgütlenme anlayışımızı ortaklaşa kararlaştırmak üzere yan yana gelmek istiyoruz. Katılımcı, demokratik, halkın inisiyatifini öne alan kolektif bir siyaset SOL siyasetin temelidir. Bu siyaset anlayışını her düzeyde hakim kılacak bu kurucu süreç aynı zamanda hayatın her alanında örgütlenmeleri geliştirmek ve çoğaltmanın da adımı olacaktır. Ancak örgütlü olursak bu kötülükle baş edebileceğimiz; ancak örgütlü olursa özlediğimiz geleceği kurabileceğimizin bilinciyle SOL Parti’de örgütlenmeye; SOL Partiyi birlikte örgütlemeye davet ediyoruz.
‘’GÜVENCESİZ, GELECEKSİZ GENÇLERİN SORUNLARINA SAHİP ÇIKIYORUZ’’
Manifestomuzda, SOL Parti’nin çağrısının soyut bir çağrı olmadığını; halkın acil talepleri etrafında bir mücadele çağrısı olduğunun altını çizmiştik. Bu anlayışla, ilk adımımızı ülkenin en yakıcı sorunlarından birisi olan, gençlerin güvencesiz ve geleceksizlik sarmalında çaresiz bırakılmasına karşı atıyoruz.
Evet, iş bulma umudunu dahi kaybeden; diplomaları değersizleşmiş, hayatları çekilmez hale gelmiş, işsizlik ve borç batağında boğulan gençlerin somut talepleri için mücadele etmek hepimizin en temel sorumluluğudur. Bu adımları atmak üzere, gençliği inisiyatifi ile bir çalıştay düzenleyerek, burada ortaya çıkan somut talepleri ülke sathında örgütleyeceğiz.”
”GELECEKSİZLİK TEK SEÇENEĞİMİZ OLMASIN”
Sol Parti’nin geleceksiz, güvencesiz gençlikle ilgili kampanyası hakkında konuşan Gizem Kül Kürekçi de şunları söyledi:
“En büyük sorunlarımızdan birisinden söz ediyoruz: güvencesizlikten, işsizlikten, geleceksizlikten. Hayalleri yarım kalmış milyonlarca gençten birisiyim. Hepimiz üniversiteye girmek; daha nitelikli eğitim almak ve istediğimiz meslekleri yapabilmeyi hayal ederiz. Üniversite bir bakıma hayallerimize açılan bir kapı gibidir. Ama artık hayallerimizi yarım bırakan bir yer oldu. Üniversiteyi bitirdik, eğitimini gördüğümüz mesleğini yapmak bir yana her hangi bir iş bulabilmek bile mümkün değil. İş bulabilenlerimiz ise güvencesiz ve düşük ücretli çalışmak zorunda. Böyle bir sorunumuz var ama buna ilişkin iktidarın bir çözümü yok. Önümüzü görmemiz mümkün değil. Oysa bu denli karartılmış bir gelecek tek seçeneğimiz olmamalı. Her an, her gün yaşadığımız ama kimsenin görmediği sorunlarımızı görünür kılmak istiyoruz. Sorunlarımıza birlikte çözümler aramak ve bulmak istiyoruz. Başka bir seçeneğin de olabileceğini birbirimize göstermeye; birbirimize sahip çıkmaya; birbirimizin çaresi ve umudu olmaya ihtiyacımız var. O nedenle, güvencesizlik ve geleceksizliği tek seçeneğimiz olmaktan çıkaracak bir yolu açabilmek üzere başlayacak bu mücadele bizi mutlu ediyor. Güvencesiz ve geleceksiz gençler olarak bir araya gelmek; öncelikle bir Çalıştay’la dertlerimizi ve taleplerimizi ortaklaştırarak yola çıkmak için hazırlanıyoruz.”
”BİREYSEL OLARAK DEĞİL, HEP BERABER ÇÖZEBİLİRİZ”
Kampanyaya ilişkin konuşan üniversite öğrencisi Kemal Yılmaz ise şunları ifade etti:
“Bir üniversite öğrencisiyim, henüz bir diplomam yok ama derdimiz şimdiden çok. Üniversiteye adım attığımız ilk yıllar, hayatımızın güzel yilları olarak hatırlanır. Ama mezun olma zamanı yaklaştıkça sıkışma başlıyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki diplomalarımızın bir değeri yok. Pek çok arkadaşım kafede, barlarda az zamanlı ve düşük ücretli çalışmak zorun kalıyor. Mimar, mühendis ya da öğretmen diploması bir işe yaramıyor ve hayatta kalabilmek için ne iş olursa yapmaktan başka çaresi kalmıyor. Hatta böyle de olsa iş bulabilenler şanslı sayılabilir. Bu çaresizlik karşısında bir kısım arkadaşımız yurt dışına gitmeye çalışıyor; kimisi sıra arkadaşını ekarte ederek bir işe girmeye çalışıyor kimisi de bunalıma sürükleniyor. Ama bunların hiçbirinin çare olmadığını biliyoruz. Bireysel olarak çözüm bulamayız, hep beraber çözüm bulabiliriz. Bu mücadele o yüzden aynı zamanda üniversite öğrencilerinin de mücadelesi olacaktır.”