301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı'nın onuncuyıl dönümünde Cengiz Topel Meydanı’nda dönümünde anma düzenlendi.
Erkan Soylu
Soma Beşyol Madenci Anıtı önünde gerçekleşen anmaya; katliamda yaşamını yitiren madencilerin yakınları, KESK, TMMOB, Tabip Odası, DEM Parti, Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Dostluk ve Kültür Derneği, Söz ve Eylem, Kaldıraç, İşçi Sen, Devrimci Turizm İşçileri Sendikası, Enternasyonalist Komünist İşçi Birliği, Komünist İşçi Hareketi, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Halkevleri, KÖZ, Tüm Emekli Sen, İMECE Dostluk Derneği, Sağlık Emekçileri Sendikası, Çağdaş Hukukçular Derneği, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, Manisa Tabip Odası ve Eğitim İş katıldı.
Anmada yürüyüş sonrasında basın açıklamasını Soma Emek ve Demokrasi Güçleri adına Mustafa Sabur okudu.
Sabur yaptığı açıklamada, "10 yıl önceydi; plansız, hesapsız daha çok para kazanma hırsıyla alınmayan iş sağlığı ve güvenliği önlemleri katledilen 301 can.. 162 işçi ise yaralandı. 255 kadın eşini kaybetti,440 çocuk babasız ve 301 anne, baba evlatsız kaldı. Cumhuriyet tarihinin en büyük, dünyanın yaşadığı büyük işçi katliamlarından biri Soma’nın acısı oldu. Katledilen 301 maden işçisinin mücadelesinde ve madencilerin örgütlenmesinde hak mücadelesi veren Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve Maden işçisi Ali Faik İnter ‘i saygıyla anıyoruz" diye konuştu.
301 Madenci Derneği adına konuşan İsmail Çolak da şunları söyledi: "Katledilen 301 madenci aileleri olarak yaklaşık 10 yıldan beri verdiğimiz bir adalet mücadelesi var. Maalesef biz adaletin ülkemizde bazı insanların tekelinde olduğunu bilemedik. Çocuklarımızı katledenlerin hiçbiri cezaevinde değil, ödüllendirerek tahliyelerine karar verdiler. Ama 301 madencinin hak ve adalet mücadelesini veren Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay şu anda tutsaklar. Türkiye'de bulamadığımız adaleti maalesef AİHM'den bulmaya çalışıyoruz."
Bağımsız Maden İş Sendikası adına konuşan Ferhat Akılman, "Patronların çok fazla kâr elde etmelerinin ve ceplerini doldurmanın hırsı toplumun acısını tazeliyor. 301 madencinin ve hala İliç'te toprak altında olan madencilerin hesabı sorulacaktır" ifadelerini kullandı.
Tabipler Odası adına konuşan Mustafa Torun da "Bu iş kazası değil iş cinayeti değil, katliamdır. Koruyucu hekimliğin en önemli ögelerinden birisi işçi sağlığıdır. Kapitalizm hiçbir zaman işçi sağlığını ön plana almaz" diye konuştu.
KESK adına konuşan Eş Genel başkan Ayfer Koçak da aradan 10 yıl geçmesine rağmen ailelerin, madencilerin, emekçilerin acısında en ufak bir değişikliğin yaşanmadığını söyledi. AKP iktidarı döneminde hızla özelleştirme yaşandığını belirten Koçak, "Kamunun yönetmesi gereken madenler bilgi birikiminin var olup olmadığına bakılmadan, bilimsel yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığına bakılmadan maalesef tek kriterin yandaşlık ve sermaye olduğu şartlarda işçiler, emekçiler ölüme terk ediliyor" diye belirtti.
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ise Soma'daki 301 işçinin katilini sermaye, iktidar ve sendikal bürokrasinin kendisi olduğunu vurguladı.
İzmir İşçi Emekçi Birliği adına konuşan Yusuf Metin Karakaya ise, “Kapitalizmin, sermayenin, sermaye iktidarının karşısına ancak ve ancak örgütlenerek, sendikalaşarak çıkabiliriz. Daha iyi bir ücret, daha uygun çalışma koşulları için mücadelemizi sürdürürken, unutmamamız gereken bir şey var, ki o da işçi sınıfı kendi iktidarını kurmak zorundadır. İşçi sınıfının gerçek kurtuluşunun kendi örgütlü eseri olacağı bilinciyle mücadelemizi sürdürmeliyiz.”