Soma Katliamı’nın dördüncü yıl dönümünde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Tünel'de eylem yapıldı.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB çağrısıyla Taksim Tünel'de bir araya gelen kitle Soma Katliamı'nda yaşamını yitiren 301 madenciyi andı.
"Soma'yı unutmadık unutmayacağız" pankartı açan kitle "Soma kaza değil katliam", "Patron hırsızdır", "Üzüntümüz öfkemizin tohumudur", "Soma'nın öfkesiyle tamam", "Katillerden hesabı emekçiler soracak", "Madenlerde özellestirmeye son" dövizleri taşıdı. Eylem de sık sık "Soma'nın hesabı sorulacak", "Soma'yı unutma unutturma", "Taşeron çalışma yasaklansın", "Soma'nım hesabı sorulacak", "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek" sloganları atan kitle katliamı lanetledi. Kitle Tünel'deki açıklama öncesi 301 işçi için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu.
‘SOMA HOLDİNG’İN PATRONLARI HESAP VERMİYOR’
Eylemde ilk konuşan DİSK/Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Adil Çiftçi, "Bugün 301 işçinin, emekçinin katledildiği gün. Bugün anneler günü katledilen işçilerin anneleri bugün ağlıyor. O gözyaşlarını dindiremedik çünkü adalet yerini bulmadı. Gidin mahkemelere Soma Holding’in patronları hesap vermiyor. Taşeron sistemini ortadan kaldırmadıktan sonra güvencesiz iş yaşamı son bulmazsa burada ölümler devam edecek. Bu ölümlerin adı da kalleş olacak. Bu insanlar rant yüzünden can verdi. Hala yerin altında iş güvenliği olmadan çalıştırılıyorlar. Çünkü işçiler örgütlü değil. Şimdiki cumhurbaşkanımız, 'Bu, işin fıtratında var' diyordu. Bu, işin fıtratında değil. Bu iktidarların fıtratlarında var” dedi. Çiftçi, "Bu memlekette taşeron sistemi bitinceye kadar, diktatörler yenilinceye kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.
‘TAŞERON CUMHURİYETİ’
Çiftçi’nin ardından KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Tüm-Bel Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Kadri Kılıcı söz aldı. Kılıcı, "AKP iktidara geldiğinden itibaren 21 bin 653 kardeşimiz iş cinayetinde hayatını kaybetmiş. Hala utanmadan buna fıtrat, kaza, kader deniliyor. Gerçek olan şu ki maden patronları kazanıyor. İşçiler bunun bedelini ödüyor. Taşeron cumhuriyetini kurmaya çalışıyor iktidar. Buna izin vermeyeceğiz. Mücadele edeceğiz. Bu verdiğimiz mücadeleyi 24 Haziranda onlara göstereceğiz” dedi.
‘İŞ CİNAYETLERİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR’
Kılıcı’nın ardından İstanbul Tabip Odası adına konuşan Prof. Dr. Osman Küçükosmaoğlu, Soma'da yaşanan katliamın planlı olduğunu söyledi. Küçükosmanoğlu, “Hesabı sorulması gereken şeylerden biri de iş cinayeti sonrası öfkesini dile getiren kardeşimizin sokağın ortasında tekmelenmesidir. Fırsat elimizde, önümüzde çok yakında bunun hesabını soracağız. Bu iş tamamlanacak. Biz hekimlerin halkon sağlığı ile ilgili acıklamaları oluyor. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ demiştik bu durumda taşerona bağlı oluşan iş cinayetleri de bir halk sağlığı sorunudur” dedi.
‘HALA ÖFKELİYİZ’
Küçükosmaoğlu’nun ardından basın açıklamasını okuyan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, “Hala öfkeliyiz. Çünkü rekabet, kâr hırsı ve ucuz üretim için işçiler, emekçiler vahşi koşullarda çalıştırılıyor, yasalar bu çalışma biçimine göre uyduruluyor ve aşırı üretim halen zorlanıyor” dedi. Soma’da 301 madencinin katledildiği Eynez Ocağı’nın vaktinde kötü koşulları nedeniyle bir işletmeden ötekine devredildiğine değinen Akçelik, ocakta bilime, tekniğe ve insani çalışma koşullarına aykırı biçimde üretim yapıldığı içim katliamın göstere göstere geldiğini aktardı.
Akçelik, “Ülkemiz güvencesiz ve kuralsız çalışılan, emekçilerin açlık ile ölüm arasında seçim yapmak zorunda bırakıldığı, iş cinayetlerinin fıtrat ve kader olarak değerlendirildiği bir ülke haline gelmiştir. İş cinayetleri sadece maden sektöründe değil tüm iş kollarında artmaktadır. OHAL süresince geçmiş zamanlardan daha fazla iş cinayetlerine kurban verilmiştir. Meslek hastalıkları ülkemizde halen tespit edilememekte ve kapsam dışı görülmektedir. Ülkemizin bir meslek hastalıkları indeksi dahi oluşturulamamıştır” şeklinde konuştu.
KATLİAMIN DAVASI
Akçelik, bu durumdan hak ihlallerinin, uzun zamana yayılan ve sonuçsuz kalan hukuki süreçlerinin, kamu denetiminin önemsenmemesinin, yasaların duruma göre değiştirilmesinin ve demokratik sendikalaşma hakkının engellenmesinin sorumlu olduğunu aktardı.
Katliamın davasına da değinen Akçelik, “Dünyanın en büyük iş cinayeti, dünyanın en büyük işçi katliamı olan Soma davası 2014 yılından beri görülmektedir. Hızlı, etkili, iş cinayetlerini caydırıcı, kamu vicdanını, adalet duygusunu, karşılayan bir dava olmasını beklediğimiz ve bu uğurda çaba sarf ettiğimiz bu dava daha başlarken başsavcının, ‘Gözaltında alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü’ beyanı ile ölen mühendisleri işaret etmiş olması sistemin yaratmış olduğu bu facianın sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek ve sistemden kaynaklı sorunların üstü örtülerek unutturma mecrasına sokulması çok tanıdık bir yaklaşımdır” dedi.
Akçelik, katliamdan Soma Kömür İşletmeleri AŞ, Türkiye Kömür İşletmeleri, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve hükümetin sorumlu olduğunu dile getirdi.
‘TÜRKİYE İŞ CİNAYETLERİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ’
Akçelik, “Ülkemiz iş cinayetlerinde işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha vahim, OHAL ilanı ile akılalmaz hal almıştır. Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Çöllolar’da, Torunlar’da, üçüncü köprü ve havalimanında, madenlerde bütün iş kollarında katliamlar son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen özelleştirme, piyasalaştırma ve taşeronlaştırma politikalarının bir sonucu olarak artarak devam etmektedir” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)