Türkiye sosyalist hareketinin öncü isimlerinden, devrimci mücadeleye adanmış bir ömür olan Garbis Altınoğlu yaşamının son dönemini geçirdiği Belçika'nın Anvers (Antwerpen) şehrinde defnedilecek,
Türker DEMİRCİ
Türkiye sosyalist hareketinin öncü isimlerinden, 1960 ‘lı yıllardan buyana devrimci mücadeleye adanmış bir ömür olan Garbis Altınoğlu, Belçika’da yaşamını yitirdi.
4 Ekim günü geçirdiği beyin kanaması sonucu on gündür yoğun bakımda olan Garbis Altınoğlu'nun 14 Ekim sabahı beyin ölümü gerçekleşti.
Ermeni bir ailenin çocuğu olarak 1946’da Amasya’da doğan, Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitim gören Garbis Altınoğlu, 1963-64 yıllarında tanıştığı devrimci düşünceleri ve sosyalizm mücadelesini yaşamını kaybettiği ana kadar sürdürdü.
12 Mart cuntasına karşı da mücadele veren Altınoğlu, 70’li yıllarda da devrimci mücadelede yer almaya devam etti. Altınoğlu, 1978 Kahramanmaraş katliamında direnişin simge isimleri arasında yer aldı.
12 Eylül askeri darbesinde tutuklanan Altınoğlu, ağır işkencelere maruz kaldı. Bir söyleşisinde bunu şöyle ifade etmişti: “Pek çok devrimcinin gördüğü işkenceleri, bir parça fazlasıyla ben de gördüm; Ermeni kökenli bir komünist olmam nedeniyle bu konuda da ayrıcalıklıydım” demişti.
Garbis Alınoğlu direnişini cezaevlerinde de tavizsiz olarak sürdürdü. Cezaevi direnişinin başlangıcı olan Metris cezaevinde MLSPB davası tutuklularıyla birlikte kalmış ve direnişlerde yerini almıştı.
Garbis Altınoğlu yine bir röportajında cezaevleri sürecini şöyle anlatmıştı:
“Ben 31 Aralık 1981 tarihinde İstanbul'da yakalandıktan ve polis sorgum tamamlandıktan sonra 27 Şubat 1982'de tutuklandım ve Metris Askerî Cezaevine getirildim. 5 Mayıs 1972'de ikinci bir işkence süreci için Maraş'a gönderildim. 70 gün sonra yeniden İstanbul'a getirildim ve bu kentte bir kez daha Metris ve ardından Davutpaşa, Sultanahmet ve Sağmalcılar Askerî Cezaevlerinde kaldım. 1984'te Antep Kapalı Cezaevine gönderildim. Bundan sonra; Mersin E-Tipi ve Adana Kapalı Cezaevlerinde kaldım ve Mayıs 1986'da Sinop Kapalı Cezaevine sevk edildim. Yaklaşık 2.5 yıl kaldığım bu cezaevindeki yaşamımın 210 gününü gerçek yeraltı hücrelerinde geçirdim. Ekmeğimi, işte tam bir izolasyon ortamında geçirdiğim bugünlerde yeraltında yaşayan ve cardon denen iri farelerle paylaştım. Daha sonraları sırasıyla Çanakkale E-Tipi Cezaevi, Antep Özel-Tip Cezaevi ve Eskişehir E-Tipi Cezaevinde kaldım ve 31 Aralık 1991'de tahliye edildim.”
Altınoğlu, gözaltına alınışını ve sonrası yaşadıklarını ise şöyle anlatmıştı:
“Ölmemeyi nasıl başardığımı ben de merak ediyorum. Yakalandığım sırada (31 Aralık 1981) meydana gelen boğuşmada polisin elinde patlayan tabancadan çıkan mermi beni öldürebilirdi. Bunu ‘sadece’ sağ gözümü yitirmek suretiyle atlattım. 2 Şubat 1984’de sevk edildiğimiz Antep E-Tipi Cezaevi girişinde tek tip elbise giymediğim için vahşice dövüldüm. Ardından ağır bir rahatsızlık geçirdim ve uzun süre bir şey yiyemedim. 2 Mart’ta helikopterle Çukurova Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılmasaydım, belki de ölebilirdim.”
Altınoğlu, Sinop Cezaevi’nde 1987 ve 1988 arasında, 7 ay boyunca yeraltındaki bir hücrede tek başına tutulmuştu.
Devrimci ve sosyalist düşüncelerden hiç vazgeçmeyen Garbis Altınoğlu, bir çok kitap ve makale kaleme almıştı. Altınoğlu’nun başlıca kitapları ise şöyledir: Ortadoğu, Osmanlı ve Türkiye Tarihine Bakışlar, Seçme Yazılar - Polemikler 1, Seçme Yazılar - Polemikler 2, Seçme Yazılar - Polemikler 3.
GÜLE GÜLE AHPARİĞ
“Duyuru:
Türkiye sosyalist mücadele tarihinin önemli isimlerinden, 68 kuşağı devrimci öncülerinden, Ermeni halkının yiğit evladı, efsanevi direnişçi, değerli düşünür ve yazar, altın kalpli mütevazi insan, sevgili ahpariğimiz ve yoldaşımız Garbis Altinoglu'nu yitirdik.
4 Ekim günü geçirdiği beyin kanaması sonucu on gündür yoğun bakımda olan Garbis'in bugün (14 Ekim) sabahı beyin ölümü gerçekleşti ve akşam da ebediyete uzanmak üzere aramızdan ayrıldı. Acımız büyüktür.
Onurlu yaşamı ve anıları hepimize örnek olsun, ışıklar içinde uyusun, tüm sevenleri ve dostlarının başı sağ olsun.
Not: Ahpariğimiz yaşamının son dönemini geçirdiği Belçika'nın Anvers (Antwerpen) şehrinde defnedilecek, bununla ilgili bilgi netleşince ayrıca duyuracağız.
Belçika'dan arkadaşları”
Antep Özel Tip Cezaevi