Kadın işçiler, iş cinayetlerinde ölseler bile ‘görünmüyorlar’...Şubat ayında en az 125 işçi yaşamını yitirdi.
20 Şubat sabahı 05.00’da, lastik çizmelerini giyip günlük 40 TL yevmiye için yola çıktılar. Servisin devrilmesi sonucu dördü olay yerinde biri hastanede olmak üzere beş kadın tarım işçisi yaşamını yitirdi. Mersin Silifke’deki bu iş cinayetinin üzerinden iki gün geçmesine rağmen işçilerin isimleri basında yer almamıştı. İşçilerin dördünün ismini 22 Şubat’ta yaptığımız araştırmalar sonucu öğrendik: Aslı Gür, Elif Önge, Emine Tardo ve Eşe Açık... Unutturmayacağız...
Şenay Dinç, 33 yaşındaydı. 28 Ocak’ta Tekirdağ Ergene’de kalite kontrol görevlisi olarak çalıştığı tekstil fabrikasında buhar kazanının patlaması sonucu ağır yaralanmış ve Kocaeli Derince’de Yanık Ünitesi’ne sevkedilmişti. 12 Şubat’ta yaşamını yitirdi. Ulusal basın bu iş cinayetine ise ancak 19 Şubat’ta yer verdi...
Bu örnekler sadece Şubat ayına ait ve öğrenebildiklerimiz...
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanının “GÖRÜNMEYENLERİ”: Kadın işçiler
İşçi sağlığı ve iş güvenliği bugün bütün işçiler açısından en can yakıcı sorunlardan biri olmasına karşın eril çalışma ortamı ve eril baskı bu alanı, kadın işçiler açısından daha da can yakıcı hale getiriyor.
Kadınlar, tarlaya çalışmaya gitmek üzere istiflendikleri kasalarda geçirdikleri trafik kazalarında, ev işçisi olduğu evin camını silerken düşerek, bir aracın altında ezilerek ya da işyerini basan bir erkek tarafından vurularak yaşamlarını yitiriyor...
Kadın işçi ölümleri en çok kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu tarım-orman işkolunda gerçekleşiyor. Tarım, güvencesiz çalışma koşullarıyla dikkat çeken bir sektör. Her türlü haktan yoksun biçimde çalışan tarım işçisi kadınlar her gün ölümle yüz yüze kalıyor. Uzun çalışma saatleri ve kayıt dışı çalışma oranlarının yüksek olduğu tekstil-deri, ticaret-büro, sağlık, turizm-konaklama işkolları da kadın iş cinayetlerinin en çok yaşandığı diğer işkolları...
Kadın iş cinayetlerinin yarısı trafik ve servis kazaları sebebiyle yaşanıyor. Trafik ve servis kazaları başta tarım olmak üzere güvencesiz işlerdeki en önemli iş cinayeti sebeplerinden birisi. Bu sebeple yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin ağırlıklı kısmı kamyon, traktör ya da minibüslerle tarlalara taşınan tarım işçisi kadınlar. Ezilme-göçük ve yüksekten düşme de kadın iş cinayetlerinin diğer başlıca nedenleri...
Son yıllardaki kadın iş cinayetlerinde, kadın işçilerin işyerinde ya da iş yolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerindeki artış dikkat çekici. Örneğin, 2018 yılında yaşanan kadın iş cinayetlerinden 7’sinin nedeni kadınların işyerindeki ya da işyerine dışarıdan gelen bir erkek tarafından katledilmesi ya da cinsel ve fiziki şiddet görmesi. Bu durum işyerlerinin özellikle kadınlar bakımından güvensizliğini göstermeye yetiyor...
Ölen kadın işçilerin çoğu sendikasız, en az yüzde 75’i ise kayıt dışı çalıştırılıyor. Kayıt dışı ölümlere ulaşmanın güçlüğü göz önüne alındığında hem kadın işçi ölümlerinin sayısının hem de ölümlerdeki kayıt dışı oranının çok daha yüksek olacağı görülüyor...
SGK istatistikleri özellikle kadın işçilere dair iş cinayeti, iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri bakımından oldukça eksik. Özellikle mevsimlik tarım işçileri SGK verilerinde yer almıyor. Ücretsiz aile işçiliği, ev eksenli üretim, gündelikçilik, bakıcılık gibi kadın istihdamının yoğun olduğu alanlar da yine verilerde yer verilmeyen çalışma biçimleri. Devletin, kadınlar açısından en çok iş kazası yaşanan sektörleri, verilerin dışında tutması ise kadın emekçilerin emeklerinin “görünmez”liğini bilinçli bir politika ile hepten derinleştiriliyor...
Kadın işçilerin iş kazası geçirme sayıları her yıl daha da artıyor, buna yönelik hiçbir önlem alınmıyor ve kadın istihdamının yoğun olduğu alanlar hali hazırda sorunlu işleyen denetimin tamamen uzağında kalıyor... Kadın işçilere meslek hastalığı tanısı koyma süreci de başlı başına bir ayrımcılık içeriyor, kadınlar yaşadıkları sağlık sorunlarının iş dışındaki sebeplerden ötürü de yaşanmış olma ihtimali öne sürülerek çoğunlukla meslek hastalığı tanısı konulmamasıyla yüz yüze kalıyor. Oysaki kadın istihdamının yoğunlaştığı özellikle hizmet ve tarım sektöründeki işler emek yoğun ve kadının ev işleriyle paralel işler. Bu gibi işlerin mesaisinin hem evde hem de işte tekrar ediyor oluşu kadın işçilerin sağlığının bozulması için çifte risk oluşturuyor...
TÜİK Araştırması çalışan kadınların 4 saat 19 dakikasını ev işleri için harcadığını gösteriyor. Ev içinde kadına yüklenen diğer sorumluluklar yüzünden çifte mesai yapmak durumunda kalmanın, kadın işçilerin sağlığı üzerine en önemli etkileri; ruhsal tükenmişlik, kronik stres, kaygı bozuklukları, kalp-damar hastalıkları, kas-iskelet sistemi sorunları ve kronik yorgunluk. Bunun yanında, kadın işçilerin erkek işçilere oranla çok daha fazla yüz yüze kaldıkları depresyon ve stres, meslek hastalıkları arasında dahi yer almıyor...
Konuya dair yazacak çok şey var. Ama mücadelemiz sözümüz olsun: Kadın işçiler olarak, yaşamak ve yaşatmak için ÖRGÜTLENİYORUZ...
Şubat ayında 125 iş cinayeti: 1’i çocuk, 9’u kadın ve 3’ü göçmen...
Yüzde 74’ünü ulusal ve yerel basından; yüzde 26’sını ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Şubat ayında en az 125 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi... Raporumuzda meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen hiçbir iş cinayeti yok. Oysa ILO ve WHO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “meslek hastalığı sonucu ölüm” olmaktadır...
• Elimize Ocak ayına dair dört iş cinayeti bilgisi daha ulaştı. Bu noktada Ocak ayında en az 159 ve Şubat ayında en az 125 olmak üzere; Türkiye’de 2019 yılının ilk iki ayında en az 284 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
• 125 emekçinin 108’i ücretli (işçi ve memur), 17’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...
• Ölenlerin 9’u kadın işçi, 116’sı erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, gıda ve tekstil işkollarında gerçekleşti…
• 15 yaşında bir inşaat işçisi çocuk işçi can verdi...
• 3 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 2’si Afganistanlı ve 1’i Suriyeli...
• Ölümler en çok inşaat, taşımacılık, tarım, ticaret/büro, güvenlik, madencilik, gıda, enerji ve belediye/genel işler işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 64’ü ücretli. Yüzde 36’sını oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz...
• En fazla ölüm nedeni ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme ve kalp krizi. Özellikle kalp krizlerindeki artış uzun, yoğun ve fazla çalışmanın çıplak bir sonucu...
• Şubat’ta Türkiye’nin 43 şehrinde ve yurtdışında üç ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti İstanbul, Kocaeli, Antalya, Manisa, İzmir, Mersin, Ankara, Elazığ, Kütahya, Muğla ve Şanlıurfa’da yaşandı...
• Ölenlerin 2’si (yüzde 1,6) sendikalı işçi, 123 işçi ise (yüzde 98,4) sendikasız. Sendikalı işçiler belediye işkolunda çalışıyordu. Diğer yandan ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus...
2019/ Şubat ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 125 işçiyi saygıyla anıyoruz / İSİG Meclisi
Nurettin Demir, Recep Aktaş, Halil El Ali, Hatice Söbücovalı, Emre Öztürk, Mahmut Durmaz, Şükrü Otlak, Engin Tutuk, Servet Çapacıoğlu, Ali Erdinç, Bayram Acar, Mehmet Çevik, Erkan Şahin, Şenay Dinç, Göksel Karaçoban, Abdurrahman Uslu, Murat Sanatçı, Kemal Özden, Mustafa Serpil, Yasin Tazegül, Halil Hancı, Saffet Göken, Halil Mustafa Bozkurt, Ahmet Altıntaş, Mehmet Dikmen, Hikmet Ünsal, Adnan Erduğan, Cihat Çağlı, Kenan Boztaş, Sedat Tosun, Murat Saklanan, Fahrettin Gültepe, Beyazit Temiz, Oktay D., Nedret Poyraz, Recep Kul, Mehmet Kılıç, Navıd Yaoobı, Alim Öztürk, Halil Bilen, Ersan Şahin, Dursun İ., Hamza Çalışçı, Orhan Yılmaz, Doğan Konyalıoğlu, Yüksel Arslan, Mehmet Öncü, Onur Sağır, Ömer Demet, Abdurrahman Genç, Yılmaz Uzun, Volkan Balta, Abdullah Kaan Özbağ, Ebubekir Özdemir, Eyüp Elmas, Neçirvan Ediş, Kazım Kurnaz, Fatih Dal, Sinan Karayiğit, Zülfikar Kaynarpınar, Burak Demirci, Harun Kunaç, Ahmet Hoca, Mehmet Selim Güzel, Bayram Kalmaz, Bahadır Hazar, Aziz Kahraman, İsa Çakılcıoğlu, Ahmet Köse, Mehmet Şamil Bircan, Mehmet Kamil Çağlar, Hasan Yılmaz, İrfan Tözün, Yasin Demir, Fahrettin Altundağ, Mustafa Soyalp, Dursun Çelebi, Mehmet Akagündüz, Mehmet Zeki Mede, Yaşar Turhan, Mustafa Kural, Kemal Dönmez, Muzaffer Çekil, Nasır Adıgüzel, Nevzat Çakır, Bahattin Albayrak, Ümit Bayburtluoğlu, Hüseyin İlhan, Mehmet Aksoy, Murat Çakır, Yusuf Çelik, Yücel Duman, Savaş Fikret, Mustafa Akibik, Engin Çetinkaya, Mustafa Aydoğdu, Selvet Albayrak, Şakir Duran, Ercan Korkmaz, Murat Karaarslan, Saffet Günay, Bedir Yıldız, Semra Özler, Adnan Turgut, Nevzat Kuru, Abdul Ahmet Jura, Muammer Kılıç, Ayşegül Topaktaş, Aslı Gür, Elif Önge, Emine Tardo, Eşe Açık, Durdu Karayel, Sezer Yardaş, Birol Dayı, Sezai Sıvaz, Ümit Demirel, Ramazan Günay, Murat Azaklıoğlu, Hayati Kara, Ali Günaydın, Hakkı Korkmaz, Mustafa Kaygusuz, ve ismini öğrenemediğimiz iki işçi...