IŞİD'in yakıp yıktığı Kobanê'yi yeniden inşa etmek için çıktıkları yolda, Urfa'nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezinde IŞİD-MİT ortaklığında 33 düş yolcusunun katledilişinin 97. ayı. 

KATLİAMIN SORUMLULARI KORUNUYOR, ADALET ARAYANLAR YARGILANIYOR
Katliamın hemen ardından ise başlayan adalet mücadelesini aileler, 33'lerin yoldaşları sürdürürken katliamın sorumluları yine devlet-yargı ortaklığıyla korunuyor. 20 Temmuz'a çağrı yaptıkları için işkenceyle gözaltına alınan 6 devrimci genç, 20 Temmuz'da düş yolcularını andıkları için de 2 devrimci genç işkenceyle gözaltına alınıp tutsak edildi. Bir ay sonra 33'lerin yoldaşı 6 devrimci genç serbest bırakırken 2 genç ise hala tutsak. Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Gülhan Kaya, Suruç Aileleri İnisiyatifinden Emrah Topaloğlu uydurma gerekçelerle aylardır tutsak. 

Suruç Aileleri İnisiyatifi her ay olduğu gibi bu ayda tüm bu haksızlıkları  dile getirdiği 20 oturumunda, Suruç için adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini kaydetti. Düş yolcularını anma mekanı Kadıköy'deki Halitağa Caddesinde 33'lerin fotoğrafları ve "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartıyla bir araya gelen ailelere Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Milletvekili Çiçek Otlu, Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, Cumartesi Anneleri, İHD, BEKSAV, gençlik örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler de katıldı. 

TÜRKAY: BİR KİŞİ KALSAK DA ADALET MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ

Söz alan Suruç yaralısı Koray Türkay, 97 adalet arayışında maruz kaldıkları haksızlıkları ve baskıları aktardı. Türkay, “Suruç’ta 33 arkadaşımız katledildi. Adalet aradığımız için ‘terörist’ ilan edildik” dedi. Türkay, “Bir kişi kalsak da adalet arayışımız sürecek” diye vurguladı. 

'TALEPLERİMİZ KARŞILANSIN'

Suruç’ta oğlu Vatan’ı kaybeden Murat Budak basın metnini okudu. Budak, 8 yıldır yürüttükleri adalet mücadelesinde karşılaştıkları zorlukları hatırlattı. "97 aydır adalet mücadelemizin konusu olan taleplerimizi bir kez daha söylüyoruz" diyen Budak, şu talepleri sıraladı:
-Tutuklu bulunan Suruç ailelerimiz, yaralılarımız, 33'lerin yoldaşları ve avukatlarımız serbest bırakılsın.
-Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu '7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını' anlatsın. 

-Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara'da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali'nin neden yakalanmadığı açıklansın.
-Mahkeme salonlarında adil yargılama talebini istedikleri için haklarında soruşturma açılanların soruşturmaları iptal edilsin.
-Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı. 
-Davanın tek tutuklu sanığı, 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara katliamının da sanığı olan Yakup Şahin, hiçbir duruşmaya getirilmedi. 
-Canlı bomba Abdurrahman Alagöz'e katliam öncesi kimlik kontrolü yapan Suruç Emniyeti neden işlem yapmadığı araştırılsın. 
-Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere IŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin.

'MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİZ'
Budak, bu taleplerimizi her yerde dile getirmeye, Suruç katliamının failleri yargılanana kadar adalet mücadelesini yükseltmeye devam edeceklerinin altını çizdi. 

'SURUÇ'UN HESABINI SORULACAK'
Açıklamanın ardından 33 düş yolcuları için bir süre sessiz oturma yapıldı. Suruç şehitlerinin isimleri tek tek sayıldı, "yaşıyor" diye yanıtlandı. 

Anma, "Suruç için adalet herkes için adalet", "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganlarıyla sona erdi.