İSTANBUL – Suruç Katliamı’nın 79’uncu ayında bir araya gelen Suruç Aileleri İnisiyatifi, “Katliamın arkasındaki perde aralanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Suruç Aileleri İnsiyatifi, Suruçt’ta katledilen 33 ‘duş yolcusu’ için Kadiköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde79’uncu ayda bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri Eşbaşkanları Yaren Tuncer, Okan Danacı, DKDER, Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç ve Suruç yaralıları katıldı. Açıklamada, "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı açıldı.
79’uncu ayın basın metnini Suruç yaralılarından Koray Türkay okudu. Duruşmada yaşananları hatırlatan Türkay, “Hakkında Suruç katliamında kullanılan bombaları temin ettiği gerekçesiyle arama kararı olan ve ocak ayında tutuklanan Süleyman el Aggal isimli şahısın davaya eklenmesi talebimiz reddedilmişti. Bu talebimiz davaya bakmaya başlayan yeni heyet tarafından kabul edildi" dedi.
'GERÇEK SORUMLULARI GİZLEYEMEZSİNİZ'
Firari sanık olarak aranan Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali’nin evli olduğu kişilerin duruşmada tanık olarak dinleneceği bilgisini veren Türkay, "Bugüne kadar ismi birçok katliam dosyasında geçen ve kim olduğu araştırılmayan Ebu Zeynep isimli teröristin gerçek kimliği araştırılacak. Özet olarak 21 duruşmadır verdiğimiz mücadele sonucunda bazı taleplerimizi görüşülmeye başlandı. Mahkeme heyeti değiştirildiğinde söylemiştik bir kez daha yineliyoruz. Mahkeme heyeti değiştirerek gerçek sorumluları gizleyemezsiniz. Katliam dosyasının açıldığı günden bugüne kadar dile getirdiğimiz taleplerimizi her koşul altında yinelemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
TALEPLER SIRALANDI
Türkay, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç gazileri ve tanıkları adına taleplerini şöyle yineledi:
* "Olay yerini gören kamera kayıtları aradan 6 yıl geçmesine rağmen dosyaya konulmuş değil. Kamera görüntülerinde hala yaklaşık 5 saatlik eksik görüntü var. Bu görüntülerin dosyaya konulmasını istiyoruz.
*Katliamın yaşandığı gün olay yerinin fotoğraflarını çekerken yakalanan ve hakkında işlem yapılmadan serbest bırakılan Abdullah Ömer Arslan isimli şahsın şüpheli sıfatıyla ifadesi alınsın.
*Görevi ihmal ve kötüye kullanmak suçlarını işleyen polisler Ahmet oğuz Davarcı ve Ali Koçak yargılandıkları davalardan ceza aldılar. Ancak Ahmet oğuz Davarcı’nın verdiği ifadede görevi kötüye kullandığını söylediği amirleri hakkında hiçbir soruşturma açılmadı. Biz o gün sorumluluğu olan diğer polislerin de tespit edilerek yargılanmalarını istiyoruz.
*Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu katliamın olduğu 20 Temmuz 2015’i de içine alan 7 Haziran 1 Kasım arasında olanları anlatırsam birçok kişi insan yüzüne çıkamaz demişti. Biz Ahmet Davutoğlu’nun o döneme ilişkin bildiklerini anlatmasını istiyoruz.
*79 aydır bu taleplerle adalet mücadelesi yürütüyoruz. Katliamın arkasındaki perde aralanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.
"33 düş yolcumuzdan Nazegül Bahar Boyraz’ın eşi Bayram Boyraz’ın aracına silahlı saldırı düzenlendi. Bayram Boyraz’ın aracının arka camındaki yazılı olan adalet yazısı saldırının hedefi oldu. Suruç ailelerimize yapılan saldırılara bir yenisi eklenmiş oldu. Bayram Boyraz’a yönelik yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırıyı yapan kişi ya da kişilerin bir an önce açığa çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz."
PİROĞLU: 79 AYDIR ADALET ARIYORUZ
Söz alan HDP’li Musa Piroğlu, 79 aydır katliamın aydınlatılmamasının iki nedeni olduğuna dikkat çekerek, “Katliamı yapanları koruyorlar ya da katliamın ortağı” dedi. Suruç’un katillerinin ortaya çıkarılmadan, yardım edenler ve koruyanların ortaya çıkarılıp cezalandırılmadan ülkede yaşanan cehennemin sona ermeyeceğini söyleyen Piroğlu, “Herkes bilmelidir ki Suruç’un katilleriyle hesaplaşılmadan bu ülkede adalet inşa edilmeyecek. Adalet sadece mahkeme duvarlarına sıkışmış bir olgu değil. Adaletsizlik insanların iliğine kadar işlemiş bir olgu. Kimse hakkını alamıyor” diye konuştu.
Açıklamanın ardından 33 düş yolcusu için oturma eylemine geçildi. Suru’ta yaşamını yitirenlerinin isimlerinin sayıldığı eylemde, "Yaşıyor" denildi.
Eylem, “Suruç için adalet herkes için adalet”, “Suruç şehitleri ölümsüzdür”, “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganlarıyla sona erdi.