Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, dokuz8GÜNDEM Özel Programı’nda dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici’nin konuğu oldu.
dokuz8GÜNDEM Özel Programı’nda dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici’nin konuğu olan Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, başkanlık sistemine ilişkin, “Bugün dayatılan rejim 3 yılda iflas etmiştir. Son bir yıldaki uygulamalar da göstermiştir; zor ve yasak üretmek dışında en küçük bir çare üretebilme kapasitesi kalmamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, dokuz8GÜNDEM Özel Programı’nda dokuz8HABER Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Biçici’nin konuğu oldu. Aydın, başkanlık sisteminin ilk 3 yılının neler gösterdiğine, CHP’nin yaklaşan kurultaydan hangi kararlarla çıkması gerektiğine ve ülkedeki sorunların çözümü için bir araya gelmenin neden önemli olduğuna dair önemli açıklamalarda bulundu.
“BAŞKANLIK SİSTEMİ BİZİ ABDÜLHAMİD DÖNEMİNE TAŞIYOR”
Başkanlık sisteminin Abdülhamid dönemini işaret ettiğini belirten Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, şu değerlendirmede bulundu:
“Aslında yeni diye sunulan öneri ve iktidar biçimleri, çok da yeni olmamasının sonuçları ile karşı karşıyayız. Bugün bize anlatılan ve 3 yıldır egemen olan sistem, bu topraklarda meşrutiyet, parlamento ve anayasa mücadelelerinin verilmesinin öncesine bizi taşıyor. Mithat Paşa ve Abdülhamid dönemine bizi taşıyor. Yaratılmaya çalışılan Osmanlı hayali, yaratılmaya çalışılan İslamcı kuşaklar, Türkiye’nin Kemalist Cumhuriyet döneminde bile çözülmemiş, hatta yer yer çözümsüzlüğüne neden olan önerme ve dayatmalarla kangrene çevrilmiş sorunların sorunlarını bile çok daha geri bir yerden müdahale etmeye çalışan yol ve yöntemlerin rol model yapıldığı bir dönem yaşıyoruz. Bugün tüm yetkilerin tek adamda toplanmasına rağmen bırakın sorunların çözülmesini, 1930’larda demokratikleştirme çabalarının çok gerisinde bir durumdayız.”
“MEMLEKET MEMLEKET OLMAKTAN ÇIKARTILDI”
Aydın, ülkede yaygın hale gelen yabancı sermayeye ilişkin ise, “Son 3 yılda, daha belirginleşmiş bir şekilde Türkiye’deki ulusal gelirin yüzde 67’sini aşan bir oranda yabancı sermayenin denetimine geçtiği bir atmosferde yaşıyoruz. Bu ne demek: Bu aslında çokça kullanılan ‘milli’, ‘yerli’, ‘milliyetçilik’ ve ‘memleketin çıkarı’ gibi kavramlara rağmen, memleketin memleket olmaktan çıkartıldığı anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN EN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ, YENİ BİR ANAYASA”
Türkiye’nin en temel sorunlarından birinin yeni bir anayasa olduğunu vurgulayan Erdoğan Aydın, şöyle konuştu:
“Bugün geldiğimiz nokta, muhalefetin düşmanla eşleştirilmesi. Demokrasinin biçimsel kurallarının bile savaş hukuku ve savaş kuralları ile düzenlendiği bir duruma işaret ediyor. O halde bütün bunlar, şu anda Türkiye’nin önündeki en temel sorunlarından bir tanesinin yeni bir anayasa yapmak olduğunu gösteriyor.”
“ABDÜLHAMİD BU TOPRAKLARIN İLK DARBECİSİDİR”
Tarihçi Aydın, AKP iktidarının sürekli referans gösterdiği tarihsel figürlere ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Şu andaki mevcut rejim, sıkışmış sorunlar karşısında sadece tek adamı belirleyici kılarak, yargıyı ve basını geride bırakıp sorunu çözme girişimi değildir. Tam tersine, kendisi de Abdülhamid’i ve Yavuz Sultan Selim referans gösteriyor. Dikkat edin: Yavuz Sultan Selim babasını devirmiş, darbe yapıp yerine gelmiştir. Abdülhamit bu toprakların ilk darbecisidir. Abdülhamid 1876 Anayasası’nı ve seçilmiş meclisi lağvetmiştir.”
“BUGÜN DAYATILAN REJİM 3 YILDA İFLAS ETMİŞTİR”
Başkanlık rejiminin iflas ettiğini belirten Erdoğan Aydın, “Bugün dayatılan rejim 3 yılda iflas etmiştir. Son bir yıldaki uygulamalar da göstermiştir; zor ve yasak üretmek dışında en küçük bir çare üretebilme kapasitesi kalmamıştır. Evrensel insanlığın ürettiği bir anayasayı mutlaka güncellemek lazım. 2020’nin muasır medeniyetinin kimliklerin, özgür basın ve bağımsız yargının inkarıyla kurulması mümkün değil” ifadelerini kullandı.
“MEMLEKET MASASINA İHTİYACIMIZ VAR”
Tarihçi-Yazar Aydın, toplumsal sorunların çözümü için şu önerileri paylaştı: “Bizim ‘Memleket Masası’na ihtiyacımız var. Gerçek bir memleket masası ve gerçek bir evrensel insanlık anayasası kurmamızı lazım. Masanın çerçevesi belli: Tek adam rejimine karşı olmak zorunda. Bu memlekette kim yaşıyorsa, hepsinin ‘Nihayet benim yaralarım kanamıyor’ diyebileceği ortak bir çözüm bulmak zorunda.”
AKP YEREL SEÇİMLERDE NEYİ KAYBETTİ?
31 Mart 2019’da gerçekleştirilen yerel seçimleri de değerlendirsen Aydın: “Geri bıraktığımız yıl Türkiye’nin yerel seçimleri bize gösterdi ki: İktidar sadece çoğunluğu kaybetmiş değil, iktidar bu memlekette katma değer üreten kesimlerini, eğitim düzeyi yüksek olan kesimlerini bir ülkenin nereye gideceğini belirleyen tüm şehirlerin bütününü kaybetmiş vaziyette. İktidar ne yapsa, çoğunluğu kurabilme şansına sahip değil. Muhalif güçler de ön yargılarını kırmadıkça çoğunluğu kuramaz” ifadelerini kullandı.
“İÇ POLİTİKANIN YETMEDİĞİ YERDE LİBYA, SURİYE VE IRAK”
AKP’nin dış politikadaki hamlelerinin çöküşü getirebileceğini aktaran Erdoğan Aydın, şöyle devam etti:
“Bize iç politikanın yetmediği yerde Libya, Suriye ve Irak vb. yerlerde dış yayılma hayalleri ile beslenen bir başka çizgi de izleniyor. Libya, Suriye ve Irak’a müdahale eden bir Türkiye, dünyayla sürekli kavga etmesi, içeride sürekli gerilim yaratmasının yanı sıra kaçınılmaz bir şekilde milli kaynaklarını artan oranda güvenlik ve askeri harcamalarına, bu askeri harcamalar sayesinde de fakirleşmeye gidecektir.”
“CHP MİLLİYETÇİ HAMASETE PİRİM VERMEMELİ”
Tarihçi-yazar Erdoğan Aydın, CHP’nin yaklaşan kurultayına ilişkin de şu önerilerde bulundu: “Milliyetçi hamasete pirim vermemeli. CHP amasız ve fakatsız, sosyal demokrat bir çizgi dışında çıkış olmadığını artık içselleştirmek zorunda.”