Tarım işçilerinin insanca yaşam koşullarının asgari ölçüde dahi olmadığını belirten İHD Adana Şubesi Başkanı Avukat İlhan Öngör, tarım işçilerin sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasını istedi.
Adana’da 19 Aralık'ta etkili olan sağanak yağış sonrası yaşanan sel felaketi nedeniyle Karataş ilçesine bağlı Tuzla yolu üzerinde Karagöçer ve Çavuşlu’da kanal kenarında bulunan çadırlarda kalan tarım işçileri, Adana Valiliği'nin kararıyla çadırları sökülerek tahliye edilme kararı alındı. Kanalda taşkın olacağı iddiasıyla alınan karar doğrultusunda, 27 Aralık'ta 25 çadır jandarma gözetiminde iş makinalarıyla söküldü. İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, oluşturduğu heyetle 1 Ocak'ta tarım işçilerini ziyaret ederek, mağduriyetlerini raporlaştırdı.
Mezapotamya Ajans'ın haberine göre, İHD, hazırladığı raporu, dernek binasında yaptığı toplantıyla açıkladı. Toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Halkevleri ve çok sayıda kurum temsilcisi de katıldı.
'HİJYENLİK BİR ORTAM YOK'
Raporu okuyan İHD Adana Şube Başkanı Avukat İlhan Öngör, alanda 250 çadırın bulunduğunu, bu çadırlarda 1990'lı yıllarda göçleri yakılanlarla savaş mağduru Suriyeli mültecilerin kaldığını söyledi. Öngör, 25 çadırın zorla söküldüğünü, tepki üzerine işlemin durdurulduğunu belirtti. Tarım işçilerinin 65 TL yevmiye aldıklarını ve yevmiyelerinin 5 TL'sini elçilere verdiklerini ifade eden Öngör, tarım işçilerinin yeterli sağlık olanaklarından faydalanmadıkları, tarım işçilerine ve çocuklara yönelik düzenli sağlık taramasının yapılmadığı, sağlıklı yaşam koşullarının bulunmadığı ve yaşam alanının tamamen hijyenik bir ortamdan yoksun olduğunu ekledi.
'MEVCUT DURUMA İTİRAZ EDEMEDİLER'
Çadırların olduğu alandaki kanalda güvenlik önlemlerinin alınmadığını ve insan sağlığını ciddi oranda etkilediğini dile getiren Öngör, tarım işçilerinin zor şartlar altında barındığını, ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığını, tüm çadırların numaralandırıldığı, ortak su ve elektrik sayaçlarının olup kullanımları oranında bedel ödediklerini kaydetti. Çadırları sökülen yaklaşık 25 ailenin barınacakları başka bir yer olmadığından köyü terk ettiklerini belirten Öngör, “Tüm olumsuz yaşam koşullarına rağmen, çadırda yaşayan tarım işçilerinin ekonomik gerekçeler ve zorunluluk nedeniyle yerlerinden gönderilmemek için mevcut duruma itiraz etmedikleri ve mülki amirler aleyhine konuşmaktan çekindikleri, çocukların gelişimine yönelik hiçbir sosyal ve kültürel faaliyetin bulunmadığı, kadınların hem ev işleri hem de tarlalarda çalıştıkları tespit edildi" şeklinde sıraladı.
'HAKLARDAN YARARLANAMIYORLAR'
Tarım işçilerinin insanca yaşam koşullarının asgari ölçüde dahi olmadığının tespit edildiğini söyleyen Öngör, tarım işçilerinin barınma, sağlık, sosyal ve kültürel faaliyetlerden yararlanma, eğitim ile kamu olanaklarından eşit derecede yararlanma haklarından faydalanamadıklarının açık olduğunu söyledi. İşçilerin haklarından fayda sağlaması gerektiğinin altını çizen Öngör, "Bu temel görev göz önünde bulundurularak uzun vadede yukarıda belirttiğimiz tespitler ve yerleşik, geçici tarım işçilerinin ihtiyaçları tespit edilerek alt ve üst yapısı yapılmış, sosyal ve kültürel faaliyet alanlarının bulunduğu sağlık ve eğitim alanlarının bulunduğu, sağlıklı yaşam alanlarının oluşturulmasına yönelik olarak gerek Valilikçe gerekse yerel yönetimlerce ortak bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir. İhtiyaçlar temelinde soruna kalıcı çözümler bulunmadığı takdirde veya geç kalındığında ciddi yaşamsal tehlike oluşturulacak sonuçlar ile karşı karşıya kalınması söz konusudur" diye belirtti.