Batman Tempo Çağrı Merkezi işçileri, işten çıkarmalar, maruz kaldıkları şiddet ve hakaretlere tepki amaçlı İstanbul'da basın açıklaması gerçekleştirdi.

Batman'dan İstanbul'a gelen bir grup Tempo Çağrı Merkezi çalışanları, Şişli'de bulunan Profili Alışveriş Merkezi önünde bir araya geldi. Seslerini Batman'da duyuramadıklarını, açıklama ya da herhangi bir etkinliğin yapılamadığı Batman'dan İstanbul'a kadar gelmek zorunda kaldıklarını belirten işçiler, hem çıkarılan işçilerin işe dönmesini hem de çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep etti. 

"Atılan işçiler geri alınsın", "Tempo Çağrı Merkezi'nde işçi kıyımına son" yazılı pankartların açıldığı eylemde, "Sahip olduğunuz her şey işçilerden çaldıklarını zdır", "Yoksulluğa, emeksizliğe son" dövizleri taşındı. Açıklama sırasında "İşçiler birleşin devrim için savaşın", "Birleşe birleşe kazanacağız" Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Yaşasın sınıf dayanışmak" sloganları atıldı.

Basın açıklamasını Tempo Çağrı Merkezi'nde çalışırken işten çıkarılan Yunus Emre Yıldız okudu. Yıldız, iş yerinde 500 kişi çalıştıklarını ve çoğunlukla kadın ve genç çalışanların bulunduğunu ifade ederek, dertleri olduğu için ve  seslerini duyurabilmek adına Batman'dan İstanbul'a şirket merkezinin önüne geldiklerini belirtti.

ÜLKEMİZDE YABANCI OLDUK
Baskı, hakaret ve iftiraya uğrayıp işten atıldıklarını söyleyen Yıldız, Tempo Çağrı Merkezi'nin ana ortağının Japon Mitsui grubu, en büyük müşterilerinin ise Vodafone, Katarlı BeinSports olduğunu belirterek, "Ülkeler arasında kaldık ama kendi memleketimiz de şirket yerli, bizler ise yabancıyız. O kadar yabancıyız ki, herkese haftalık çalışma saati 45 saat iken bize 6 gün günde 11 saatten 66 saat. Herkes iyi kötü fazla mesaisini alır bizler alamayız. Asgari ücretle çalışırız" diye konuştu.

ŞİDDETİ ÖVEREK ANLATAN YÖNETİCİLERLE İLE ÇALIŞIYORUZ
Köle gibi çalıştıklarını vurgulayan Yıldız, "Hadi köle gibi çalışmaya alıştık diyelim ama o da yetmiyor, hakaret etmeyi seven, bağırarak bir kadın çalışanı bayılttığını övünerek anlatan yöneticilerle uğraşıyoruz. Şu binadakiler, hesap kitap pazarlamayı iyi yapıyor, Batman’a ise 500 kişiye kim en kötüsünden muamele yapacaksa onu gönderiyorlar. Kölelik filmlerinde olan çavuş karakteri gibiler. Bizler de dayanamadık, en sonunda sesimizi duyurmak istedik, yöneticilerin o rahat rahat böbürlenerek anlattıkları birçok vakayı, kamuoyu ile yürekli basın yayın ve sosyal medya aracılığı ile paylaştık" diye belirtti. 

Tek dertlerinin işten çıkarılan işçilerin işlerine dönmesi olmadığı, asgarî iş hukukundan kaynaklı haklarını elde edebilmek ve kendilerine insan onuruna yakışır davranılmasını vurgulayan Yıldız, "Kendi sistemleri üzerinden, üyelere giden müşteri memnuniyet anketleri bulunuyor. Bu  anketlerin puanlanması en üst CEO'dan en alt yönetici bilgisi dahilinde yapılıp yaptırılıyor. Bu da şirketin primini ve imajını arttırıyor. Yıllardan beri bu şekilde devam ettiriliyor" dedi.

MESLEK HASTALIĞINA YAKALANIYORLAR
Çağrı merkezi çalışanlarının kesintisiz saatlerce çalıştığını ve zamanla meslek hastalığına yakalandığını sözlerine ekleyen Yıldız, "Çağrı merkezi çalışanlarının birçoğu ikinci yıldan itibaren işitme kaybı yaşamaya başlıyor, 2-3 yıldan sonra birçoğunda omurilik sorunları çıkmaya başlıyor" diye konuştu.

ÇALIŞANLARA HAKARET EDİLDİ
Yıldız, "Fiziki çalışma koşulları çok iyiymiş gibi, sanki iyi ücretler alıp fazla mesailerimizi tıkır tıkır alıyormuşuz gibi bir de üstüne işi gücü sadece çalışanlara hakaret etmek olan yöneticilerle idare edilmekteyiz. Hâliyle çağrı merkezlerinde sürekli bir sirkülasyon var, insanlar malesef dayanamıyorlar. Ama bizler Batman gibi işsizlik oranının Türkiye ortalamasının 2 buçuk katı olan bir şehirdeyiz. 'Sabır bu da geçer' dedik ama geçmedi, geçmiyor. Anladık ki sesimizi duyurmaktan, örgütlenmekten başka hiç bir çaremiz yok" diye belirtti.

Kamuoyuna dayanışma çağrısı yapan Tempo Çağrı Merkezi çalışanları, sorunlarını Japonca, İngilizce ve Arapça anlatmak zorunda kalmadan taleplerinin kabul edilmesini ve işlerine iade edilmelerini istedi.