Türkiye Gazeteciler Sendikası, kadın gazetecilerin yaşadığı sorunlara ve ayrımcılığa ilişkin bir rapor yayımladı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ Komisyonu 8 Mart’a giderken medyanın erkek egemen ortamında çalışan kadınların yaşadığı ayrımcılığa ilişkin bir rapor yayımladı. Basın toplantısında açıklanan anket sonuçları kadınların salt kadın olmalarından kaynaklı medya alanında pek çok ayrımcılığa, şiddete, mobbinge, tacize maruz kaldığını; esnek çalışma koşulları nedeniyle ağır yük taşıdığını, aynı işi yaptığı erkeklerden daha düşük ücret aldığını, çocuk bakımı sorunu nedeniyle mesleklerini bırakmak zorunda kaldığını ortaya koydu.
*Medyada çalışan ve anket çalışmasına katılan kadınların yüzde 56’sı 26-35 yaş aralığında, yüzde 28’si ise 36-50 yaş aralığında.
*Kadınların yüzde 73’ü bekâr, yüzde 27’si evli.
*Kadınların yüzde 20’si çocuk sahibi. Yüzde 80’inin çocuğu yok.
*Kadınların yüzde 33’ü medya işkolunda 1-5 yıldır, yüzde 31.5’i ise 6-10 yıldır çalışıyor. *Medyada 11-20 yıl arası süreyle çalıştığını belirten kadınların oranı yüzde 22. Stajyerlerin oranı yüzde 2.8’de kalırken, 20 yıl ve daha fazla süreyle medya işkolunda çalışanların oranı ise yüzde 10.6.
Ankete katılan kadınların yarısına yakını (yüzde 47) yazılı basında (gazete-dergi) çalışıyor. Kalan yüzde 53’lük bölüm ise internet medyasında (yüzde 13), haber ajanslarında (12.6) ve televizyonlarda çalışan gazeteciler (13.5) ile freelance gazetecilerden (yüzde 13) oluşuyor. Ankete katılanlar arasında 2 de radyo çalışanı bulunuyor. Kadınların sadece yüzde 50.9’u Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi.
Evlilik ve çocuk bakımı
Gazeteci kadınların ‘kadın’ olmaktan kaynaklı yaşadıkları sorunlar, diğer işkollarında çalışan kadınlardan farklı değil. Anket sonuçları gösteriyor ki, gazeteci kadınlar evlenmenin ve çocuğunun olmasının meslek hayatını olumsuz etkilediğini düşünüyor. Gazeteci kadınlar çocuk doğurduğunda esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına itiliyor ya da işten çıkarılıyor. Yoğun iş temposu ve işsiz kalmama mücadelesine bir de onlardan beklenen ev işleri ve çocuk bakımı ekleniyor. Kadınlara iş güvencesi ve çocuk bakımı için gerekli sosyal hizmetleri sağlamak yerine doğurganlığı artırmayı hedefleyen politikalar, geçim derdi olan ve “Bu çocuğu nasıl büyüteceğim” diye düşünen gazeteci kadınları çıkmaza sürüklüyor. Kadınların önemli bir bölümü çocuğu olduğunda meslek hayatına ara vermek ya da gazeteciliği tümüyle bırakmak zorunda kalıyor.
Eşit işe eşit ücret
“Benimle aynı işi (benzer işi) yapan erkek çalışanlardan daha düşük ücret alıyorum” şeklindeki ifadeye, ankete katılan kadınların yaklaşık yüzde 40’ı “Katılıyorum” ya da “Çok katılıyorum” yanıtını verirken, yüzde 46’sı “Katılmıyorum” yanıtını veriyor. “Az katılıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 15.
Ankete katılan kadınların yüzde 63’ü erkek meslektaşlarına göre daha az ciddiye alındığı, emeğinin daha az göründüğü düşüncesine az ya da çok katılıyor. Kadınların yüzde 42’si “Katılıyorum” ya da “Çok katılıyorum” yanıtını verirken, yüzde 21’i “Az katılıyorum” diyor. “Katılmıyorum” diyen kadınların oranı ise yüzde 37’de kalıyor.