Evlerinin kentsel dönüşümle yıkılmasını, mahallelerinden sürgün edilmeyi istemeyen Tozkoparan halkı, Danıştay önüne gelerek açtıkları davanın sonuçlanmasını istedi.
Kentsel dönüşüm ile evlerinin yıkılmasına karşı direnen Tozkoparan Mahallesi halkı, Danıştay'da bir yıldan fazladır bekleyen davanın artık sonuçlanması ve hukuksuzluğun sona erdirilmesi amacıyla Ankara'ya geldi.
Danıştay önünde yapılan açıklamada konuşan Serap Halis, "Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahallesinin 10,4 hektarlık alanı Cumhurbaşkanlığı kararı ile 20 Nisan 2020 tarihinde riskli alan ilan edilmiştir. Bu karara Danıştay 6. Dairesinde Haziran 2020 tarihli 2 dava açılmış durumdadır. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermemiştir. Fakat mahkeme savcısı Ocak 2021 tarihinde bu kararın neye göre verildiğinin belirsizliğini vurgulayarak riskli alan kararının iptal edilmesi yönünde görüş bildirmiştir. Savcı görüşünden sonra söz konusu 2 dosya Tetkik Hakimin görüşü için Haziran 2020 tarihine kadar sıra beklemiş ve sayın hakimin incelenmesine alınıp, esastan görüşmeyi beklemektedir" dedi.
'HALKIN YAŞAM HAKKINA SALDIRMAYA DEVAM EDİLİYOR'
Halis, "Tozkoparan'da davaların olası aleyhlerindeki bir kararından korkan davalı idareler, zamana karşı yarışırcasına var güçleriyle, halkın barınma, yaşam ve konut haklarına saldırmaya devam etmekte ve binlerce insanı evsiz barksız bırakmaya devam etmektedirler" dedi.
'KAYBIMIZI KİM NASIL KARŞILAYACAK'
Bugüne kadar yapılan yıkımlardan sonra, olası Danıştay 6. Dairenin riskli Alan Kararının İptali karşısında evleri başlarına yıkılan mağdurların kaybını kimin nasıl karşılayacağını soran Halis, "Bu nedenle Danıştaydaki davalara, hukuku hiçe sayan davalı idarelerin uygulamalarının önlenmesi için, mahkemelere tekrar Yürütmeyi Durdurma başvurusunda bulunulmuştur" diye konuştu.
Bir yılı geçmiş olan davanın sonuçlanmaması Tozkoparan'da geri dönülemez mağduriyetler yarattığını belirten Halis, "Psikolojik baskı ve telefon tehditlerinden aynı sokakta, yaşları 67 ile 92 olan yakınlarımız 25 gün arayla vefat etmişlerdir. Bu vefatların bir tanesi olan Ramazan Kabataş için eşi tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur" dedi.
Geç gelen adaletin nimetlerini kupon araziye ve ranta dönüştürmek isteyen idarenin Tozkoparan'da zulmetmeye devam ettiğini belirten Halis, "Sonrasında davalı bakanlık 22 Aralık 2020 tarihinde konutlarımızın 6306 sayılı risk yasasının 6/A maddesi kapsamına alındığını ve 1 ay içinde konutlarımızın tahliyesini isteyen tebligatlar apartmanlarımızın diş kapılarına, Güngören Belediyesi yetkilileri tarafından asıldı. Bu karara da idare mahkemelerde 33 dava açılmış olup 28 tane yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu mahkemelerin hiç birinde duruşmalar sonuçlandırılıncaya kadar Yürütmeyi Durdurma kararı vermemeleri ayrıca düşündürücüdür. Bu yürütme kararlar bilirkişi talebine rağmen İstanbul 10. İdare Mahkemesinde toplanarak Mayıs 2021 sonu itibariyle iptal edildi. Bunu fırsat bilen davalı kurumlar, geç gelen adaletin nimetinden faydalanarak zalim İsrail'in Filistin'de yaptığı tahribatın bir benzerini Tozkoparan'da yaparak polis, biber gazi, gaz bombası ve plastik mermi ile evlerimizin su, elektik ve doğal gazını kesmişlerdir. Yaklaşık 208 konut yani 20 apartmanı Nisan ayından bu yana yıkmışlardır. Tozkopran bizimdir bizim kalacak" dedi.