ABD'li TPI Composite bünyesinde çalışan işçiler, ek zam talebiyle eylem yaptı. Eylem üzerine patron işten atma saldırısına girişti. İşçiler atılan arkadaşları alınana kadar direneceklerini söyledi.
İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan rüzgar gülü kanadı üretimi yapan Amerikalı şirket TPI Composite fabrikasında çalışan yaklaşık 3 bin 600 işçi, ek zam için 3 gün işyerini terk etmeyerek üretimi durdurdu. Bayram tatilini evlerinde geçirme kararı alan işçiler, mesai çağrısını reddederken eylemlerine de ara vermiş oldu.
İşçilerin eylemlere ara vermesini fırsat bilen işveren ise, işçilerin taleplerini kabul etmek yerine işçilere işten çıkarıldıklarını yazılı olarak tebliğ etti. Tebligatta işçilerin tazminatsız şekilde işten çıkarıldığı duyurulurken, işçiler şimdiye kadar 1 işyeri temsilcisi toplamda 55 işçinin işten atıldığını söyledi.
Evrensel'den Eda Aktaş'ın hberine göre, işten atmalara tepki gösteren işçiler, bayram sonrası talepleri karşılanmazsa eylemlerine devam edecek. Petrol-İş İzmir Şubesi de işten atılanlar geri alınana ve ücretlerde istedikleri gibi bir iyileştirme olmazsa bayramdan sonra eylemlerine devam ederek üretim yapılmayacağını duyurdu.
Görüştüğümüz TPI işçileri ücretlerinin asgari ücretin bile altında kaldığını söyleyerek, “TPI’da şimdiye kadarda TİS süreçlerinde de çok eylem yaptık ama bu sefer direkt iş durdurarak başlamak büyük bir güç ortaya çıkardı. Eyleme başlamadan asgari ücrete hükümetin verdiği yüzde 30 zammın üzerine şirket yüzde 15 verseydi işçiler tamam derdi belki ancak şimdi eylemdeki birliktelikten ve direkt iş bırakmaktan aldığı cesaretle asgari ücrete yapılan zammın üzerine yüzde 30’dan azını kabul etmeyiz” dedi.
"GEÇİNEBİLMEK İÇİN BAYRAMDA FAZLA MESAİ YAPARDIK"
Normalde her bayramda geçinebilmek için zorunlu fazla mesaiye kaldıklarını anlatan bir işçi, “Bayram tatilinde çalışmamak işçiler içinde bir ilk, çünkü işçi düşük ücret aldığı için bayram mesaisini ailesiyle bayram yapmaya tercih ediyordu. Bu bayram şirket işçilere karşı bayrak açtığı ve eylemde olduğumuz için kimse çalışmadı. Özellikle Enercon üretiminde siparişlerinin gerisinde olunduğu için bayramda çalışılsın istiyordu şirket” diye konuştu.
"ŞİRKETİN BU TAVRI SÜRERSE ÜRETİM OLMAZ"
Bir başka TPI işçisi de “Temsilciler ve işçiler olarak herkes kararlı. Bayramdan sonra da şirketin bu tavrı sürerse üretim olmaz. Eğer en başta yüzde 15 verseydi kem küm olsa da sorun çıkmazdı, şimdi öyle değil. Bu kadar üretim durdurduk şimdi yüzde 15’e evet dersen gülerler adama. Çok ciddi aktüel sorunlarımız var, çözebiliriz. Şu an yüzde 10 verseler başkan dese ki ‘İçeri girin çalışın’ kimse çalışmaz. Demek istediğim şu an ortaya çıkan güç işçinin gücü. Bence başkan ve sendika genel başkanı da sözleşmede olduğu gibi bitirip kesip atamıyor şu an” dedi.
"EYLEM BİTMESİNE İŞÇİ KARAR VERMELİDİR"
TPI’da ilk defa üretimin durduğunu söyleyen işçi, “Bu durum bizim için bir devrim. Ya da şöyle diyeyim bu kadar işçinin kararlılığını görünce başkan bile farklı bir hale büründü. Sanki gören otomatikman bizden yana oldu sanır. Petrol-İş Genel Merkezinin sesinin çıkmaması bir ayıp. Türk-İş Ege Bölge temsilcisinin gelmesi iyi oldu ama onun ‘Bu iş artık merkezde görüşülüyor bizi aştı’ demesi yine işçiye sormadan anlaşma olacak kaygısı yarattı. Yine TPI sözleşmesi ve TÜPRAŞ eylemi gibi işçiye sorulmadan bir anlaşma, bir oldubitti ile eylemin bitmemesi için eylemi nasıl sendika değil işçi başlattıysa bitirilmesine de işçi karar vermelidir. Anlaşma çok iyi olsa bile sendika bunu işçinin onayına sunmalı. Yoksa ‘Size şunu aldım’ ya da ‘Şirket bunun dışında olmaz diyor. Sendika merkezi anlaşmış işe başlıyoruz’ diyemez” şeklinde konuştu.
"TALEPLERİMİZ KARŞILANANA KADAR EYLEMLERİMİZ DEVAM EDECEK"
Başka bir TPI işçisi ise, “Yasal olamayan yollara arkadaşlarımıza işten atıldıkları tebliğ edildi. Mail üzerinden gelen yazı ile ‘İşten atıldığınız’ denildi. Ancak herhangi bir savunma alınmadı, bir imza ya da noter tasdiki yok. Tüm arkadaşlarımızla konuşuyoruz, sonuna kadar bu direnişi sürdüreceğiz. Aldığımız karar doğrultusunda içeride hiçbir şekilde çalışma olmayacak. Ücretlerimiz sefalet ücretinin üstüne çıkana kadar, mobbing ve baskı son buluna kadar, işçi sağlığı ve iş güvenliği sağlanana kadar, çünkü bizim fabrikamız kimyasallarla çalışılan bir alan, işten atılan arkadaşlarımız işe alınana ve başka çıkışlar olmayana kadar eylemimiz devam edecek” dedi.
"TPI İŞÇİLERE BAYRAM HEDİYESİ OLARAK İŞSİZLİĞİ REVA GÖRDÜ"
“Bizim burada derdimiz parayı geçti. Evet ücret konusunda bir direniş başladı ama bu direnişte atılan arkadaşlarımız oldu ve TPI yönetimi işçilere bayram hediyesi olarak işsizliği reva gördü. Burada dirençli duruyoruz. Tehditlere, hakaretlere rağmen eylemimizden vazgeçmedik. Öncelikli talebimiz, işten atılanların geri alınması ve maddi sebeplerden kaynaklı yaşadığımız sorunların son bulması” diyen işçi, mücadelede kararlı olduklarını ifade etti.
"HER GÜN İŞYERİNE SAĞLIĞIMDAN BİR PARÇA BIRAKIYORUM"
TPI işçisi, “Ben işyerine gittiğim her gün sağlığımdan bir parça işyerine bırakıyorum ve geri dönüyorum. Çünkü içeride çok ciddi derecede kimyasal var. TPI yaklaşık 10 yıllık bir fabrika ve bu süre içerisinde 1000 kişi ya astım ya bel fıtığı ya da ciddi cilt hastalıklarına yakalanmıştır. Daha sonra başka bir yerde işe giremeyecek şekilde hastalananlar oldu. Bizim derdimiz biraz da bu, çalışma koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz. Ayrıca sağlığımdan bir parça bırakıyorsam aldığım ücretin de buna değmesini istiyorum” diye konuştu.
ÇALIŞMA BAKANLIĞI MÜFETTİŞİ İLE GÖRÜŞME
Cuma günü fabrikaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından müfettişlerin geldiğini sendika temsilcisinden öğrendiklerini söyleyen bir başka işçi ise, “Finans müdürü, müfettiş ve sendika toplantı yapmışlar. Müfettiş sendika hakkında tutanak tutmuş. Müfettiş ‘Bu olay nasıl, kim tarafından başladı’ diye sormuş, sendika da ‘Bunun suçlusunu arıyorsanız biziz. Burada çok farklı konular var, yönetim mobbing uyguluyor, bizlere verilen sözler tutulmadı, yüzde 5’lik zam açıklanınca insanlar tepki gösterdi. Biz de Petrol-İş olarak olayın başındayız’ şeklinde cevap vermiş. Yönetimin bize söylediği ‘Size çok iyi iyileştirme yapacağız’ söylemlerinden bakanlığın haberi olmadığını söylemiş müfettiş. Sendikaya sormuş ‘Düşebileceğiniz en son taban kaç’ diye, sendika da ‘Talebimiz asgari ücrete yapılan yüzde 30’un üstüne yüzde 27’ diyerek cevap vermiş. İşveren de toplu sözleşme sürecinde olmadığımız için masaya oturamayız şekilde konuşmuş. Sendika da ‘Masaya oturamıyorsak bu iş gidebildiği yere kadar gider’ demiş. En son bu şekilde bir görüşme gerçekleşti” diyerek süreci anlattı.