Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş, Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğü'nde 200'ü aşkın emekçinin emekliliğe zorlandığını, kabul etmeyenlerin sürgün edildiğini ifade etti. 

Şube binasında gerçekleşen basın açıklamasına sendika üyelerinin yanı sıra bazı siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı. Basın açıklamasını okuyan Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş, “Son aylarda Kocaeli yerel yönetimlerinde, üyemiz olsun olmasın tüm emekçilerden sendikamıza çok yoğun şikayetler gelmeye başlamıştır. Emekçiler, amirleri tarafından toplantılara çağrıldıklarını, bu toplantılarda emekli olmak isteyenlerden, imza ile dilekçe alındığını, emekli olmayı reddeden personellere 'Rotasyon' uygulanacağının kendilerine söylendiğini beyan etmişlerdir. 'Rotasyon' kelime anlamı olarak aynı birimde çalışanların, birim içi görev değişikliğidir. Ancak söz konusu işyeri Belediye ise bu rotasyon, örneğin Darıca’da oturuyorsunuz, bir sabah Kandıra’ya atamanız yapılabilir. Bu yüzden sürgün uygulamasına 'Rotasyon' adı verilemez" dedi. 

Özellikle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğü’nde daha da yoğun yaşanan bu uygulama ile 200’ü aşkın emekçinin işyerinin değiştirildiğini ifade eden Karakuş, “Bu emekçilerin her birinin kuruma en az 25 yıl hizmeti vardır, saygı ve minnet görmeleri gereken bir dönemde uğradıkları bu muamele, kabul edilemez. Bütün itirazlarımıza rağmen emeklilik yaşını kademeli olarak 68’e çekecek olan siyasi iktidardır. Buna rağmen yaşı 50-55 civarında olan bu emekçilere kapıyı göstermek Belediye Yönetimleri açısından, ancak siyasi kadrolara yer açmak için kadro boşaltmak ile izah edilebilir. Yüzlerce memurun yerini değiştirmek her şeyden önce, bu emekçilerin sosyal hayatını paramparça etmekte, verimlilikleri düşmekte ve daha başarısız yerel yönetim hizmeti alan Kocaeli halkı da bundan etkilenmektedir" diye konuştu. 

'İŞİNİZ VAR DAHA NE İSTİYORSUNUZ'

Karakuş açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Biz Tüm Bel-Sen olarak emekçilerin performansının, yaşı ile uzaktan yakından alakası olmadığını, bu yaklaşımın her şeyden önce bilimsel olmadığını, ifade ediyoruz. Felç geçirmiş, gözleri görmeyen bir anneye, kanser tedavisi gören bir babaya bakmakla yükümlü kadın emekçiyi İzmit’ten Çayırova’ya, Trafik Kazası geçirip, 3 ameliyat geçiren raporlu bir kadın emekçiyi Gebze’den, İzmit’e yollamanın yorumunu kamuoyuna bırakıyoruz. Belediyelerde sürgüne gönderilmiş yüzlerce üyesi olan Memur-Sen’e bağlı bir sarı sendikanın da, mağdur emekçilere 'işiniz var, daha ne istiyorsunuz?' şeklinde riyakâr yaklaşımlarının takdirini de hala o sendikada bulunan emekçilere bırakıyoruz. Gerçek mücadele ancak gerçek sendikalarda olur.