Önümüzdeki günlerde Çaldağında yapılacak olan yeni bilirkişi keşfi öncesi Turgutlu'da geniş katılımlı bir bilgilendirme toplantısı ve panel yapıldı.
TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) tarafından düzenlenen Bilgilendirme Panelinde konuşmacılar Çal Dağı’nda uygulanmak istenen nikel madencilik projesinin büyük bir facia yaratacağını dile getirirken, Turgutlulu vatandaşlar ise, madeni istemediklerini ve kesinlikle de çalıştırmayacaklarını vurguladılar.
Turgutlu Belediye Meclisi T0plantı Salonu’nda yapılan ve TURÇEP Dönem Sözcülerinden emekli öğretmen Perihan Hasergin’in moderatörlük yaptığı panelde Prof. Dr. Ali Osman Karababa (Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı ), Jeoloji Yük. Müh. Tahir Öngür (TEMA Bilim Kurulu üyesi) ve Avukat Arif Ali Cangı konuşmacı olarak yer aldı.
Jeoloji Yük. Müh. Tahir Öngür: “Böyle bir madenciliğe dünyada hiçbir ülkede izin verilmediği halde, böyle bir projeye ve bu kadar yanlışlar ve yalanlarla dolu böyle bir ÇED raporuna nasıl onay verilebildiğini insanın aklı almıyor!. Devletin resmi sitesine girdiğinizde Turgutlu’nun deprem fay hattının haritasını kolaylıkla görüp elde edinebilirken, ÇED raporundaki deprem haritasında bu fay hattının silinip ortadan kaldırılmış. Bunun ne büyük ve tehlikeli bir sahtekarlık olduğunu anlamak çok kolay. Ama böyle bir ÇED raporuna nasıl onay verildiğini anlayabilmek çok zor. Bu ÇED raporu baştan sona yanlışlar ve yalanlarla dolu” dedi. ÇED raporu’nda yer alan bu yanlışlar ve yalanlarla ilgili bazı ayrıntıları bilimsel yanlarıyla açıklayan Jeoloji Yük. Müh. Öngür, “Bu ÇED raporu asla bilimsel değil, yalanlar ve yanlışlarla dolu bir paçavradır. Benim temsil ettiğim bilim, bu projenin bir madencilik değil bir facia olduğunu söylüyor” şeklinde konuştu.
YÖRE HALKININ GÖÇ ETMEKTEN BAŞKA BİR SEÇENEĞİ KALMAYABİLİR
“Kanserojen etkisi yaptığı bilinen ham nikel tozlarından ve en tehlikeli kimyasal olarak 18 milyon ton sülfürik asitten söz ediyoruz burada. Bunun anlamı; çevre ve halk sağlığı çok korkunç bir tehlike altında kalacak, bu çevrede yaşam belirtisi kalmayacak demektir.” diyen Prof. Dr. Ali Osman Karababa şunları söyledi:
“Burada kanserojen etkisi yaptığı bilimsel olarak kanıtlanmış ham nikel tozlarından, çok geniş bir alanda ve tamamen açık bir ortamda yapılacak nikel madenciliğinden ve en tehlikeli kimyasal olarak 18 milyon ton sülfürik asitten, başka ülkelerde uygulanmasına izin verilmeyen bir madencilik yönteminden söz ediyoruz. Sadece bunun anlamı bile; çevre ve halk sağlığı çok korkunç bir tehlike altında kalacak, madencilik uygulaması bittikten sonra bu çevrede yaşam belirtisi artık kalmayacak demektir”.
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, “başta Manisa ovası olmak üzere tüm Gediz havzasını tehdit eden bir tehlikenin söz konusu olduğunu belirterek; "Madenin işi bitip de gittikten sonra bu bölgede bir yaşam belirtisi belki de olmayacak. Yöre halkının göç etmekten başka bir seçeneği kalmayabilir" şeklinde konuştu.
‘TORBA YASA’YA DİKKAT!
Son konuşmacı Avukat Arif Ali Cangı da hem ÇED raporu hem de madencilik projesini hukuksal yönleriyle değerlendirdi. 13 Kasım’da yapılacak bilirkişi keşfi ve ardından görülecek ÇED iptal davası hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Cangı, ayrıca Danıştay’ın 11 Temmuz 2017 tarihindeki “Çaldağı’nda orman tahsis izninin iptalini isteyen kararını da değerlendirdi. Cangı, “Danıştay’ın Çaldağı için verdiği bu kararı, sizlerin davanızda ne kadar haklı olduğunuza dair anayasal bir destek anlamını da taşıyor. Çünkü Anayasanın 169. Maddesine dayandırılıyor. Açıkça “oranlık alanda madencilik olmaz” denilen bu kararda Danıştay ayrıca ÇED raporunun da iptal edilmesi gerektiği mesajını veriyor. Danıştay’ın bu kararının normalde bilirkişiler ve mahkeme heyeti tarafından dikkate alınması gerekir ve alınacağına inanıyoruz. Öte yandan açtığımız davayı da yine kazanacağımıza inanıyoruz. 9 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulması bizim de istediğimiz bir gelişme” derken, Ama ‘Torba Yasa’ya dikkat! Çünkü eğer bu yasa çıkarsa, madencilik ‘dokunulmaz’, ÇED raporları da’ gereksiz’ hale gelecektir” uyarısında da bulundu. Cangı konuşmasının sonunda ‘Torba Yasa’da ÇED raporlarını gereksiz hale getirerek ormanlık alanları talana ve madenciliğe açacak hükümler içeren maddeler hakkında da ayrıntılı açıklamalar yaptı.
Panel, izleyicilerin çeşitli soruları ve konuşmacıların bu sorulara ilişkin cevaplarının yer aldığı soru-cevap bölümü ile tamamlandı.