4O yıllık bir yaşam, bir infaz öyküsü...12 Eylül’ün bu infazı da hiçbir soruşturma ve incelemeye tabi tutulmadı. Tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
TÜRKER DEMİRCİ
1980 12 Eylül cuntasının en önemli özelliklerinden biri işkence, baskı, idam ve yaygın bir şekilde yargısız infazlar yapmak oldu. İşkencelerde katlettiklerine, ‘sabuna kayıp düşüp başını vurdu öldü’ gibi açıklamalar yapılırken, kurşuna dizdiklerine ise, ‘kaçmaya kalkıştı’ ya da 'polisin-askerin silahını alıp çatışmaya girdi” gibi açıklamalar yapıldı hep.
Genç sosyalist İbrahim Özalp’ın öldürülmesi de aynı şekilde oldu.
İbrahim Özalp 1956 doğumluydu. Özalp ailesi Suriye’nin başkenti Şam’dan gelip Siirt Pervari ‘ye, oradan da gelip istanbul'un vefa semtine yerleşen Arap kökenli bir aile.
İbrahim Vefa ilköğretim Okulunda okudu. Tozkoparan Osman Ülküman lisesinden mezun oldu.1966 yılından itibaren ise Vefa'dan taşındıkları Tozkoparan mahallesinde oturuyorlardı. İbrahim sosyalist düşünceler lise yıllarında okurken tanıştı.
İbrahim iş hayatına Gedikpaşa’da babasının çalıştırdığı büfede başladı. Daha sonra İller bankası Yenibosna, Sefaköy, Kocasinan bölgesinde yürüttüğü plan, proje ve haritalandırma işlerinde birlikte işçi olarak çalıştı.
İbrahim Özalp, işyeri temsilcisi olan kardeşi ile birlikte Tekel’e kutu üreten Kotiş fabrikasının sendikalaşma çalışmalarında da yer almıştı.
Kardeşleri, 2018 yılında yaşamını yitiren sosyalist mücadele arkadaşı Doğan Albayrak ve arkadaşlarının anlatımına göre, gözüpek bir delikanlı olmasının yanında inatçı bir yanı vardı. Arapça’yı çok az biliyordu. Futbolla çok ilgiliydi. Tozkopran'da Özfener diye bir mahalle takımı bile kurmuş, formalar bile yaptırmıştı. Takım arkadaşlarından biri de sosyalist mücadele arkadaşlarından biri olan Cihan Durmuş’tu.
İBRAHİM ÖZALP'IN İNFAZ EDİLMESİ
İbrahim Özalp, 12 Eylül cuntası döneminde bir arkadaşının Esenler’deki aile evinde kalıyordu.Gece yarısı İbrahim Özalp’ın kaldığı eve baskın yapıldı ve gözaltına alındı. Evdekilerin anlatımına göre, 'Yüzüme niye bakıyorsun' diye bir polis İbrahim’in gözüne uzun namlulu silahla vurup yaraladı. Gözaltı sonrası İbrahim’i Esenler karakoluna götürüp bir hücreye koydular. 01 Mart 1981’de ise, bir İstanbul Esenler semtinde bir alana götürüp infaz ettiler.
İbrahim’in öldürüldüğünü ailesine haberi veren ise, Tozkoparan bölgesinde Hatun ana diye tanınan Hatun (Elmas) Albayrak oldu. Hatun Albayrak, oğlu ve ailesi ile Gülhane karşısında olan Adli Tıp Morguna giderek İbrahim' i teşhis ettiler. Ailesinin yaşadığı üzüntü nedeniyle İbrahim’i teşhis eden Hatun Albayrak oldu.
Cenaze ailesi ve arkadaşları tarafından polis kordonu eşliğinde Edirnekapı mezarlığına defnedildi.
12 Eylül’ün bu infazı da hiçbir soruşturma ve incelemeye tabi tutulmadı. Tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
12 Eylül cuntasının 40 yıllık suçu, günahı!