Konferansın ikinci günü Birleşik Metal İş Sendikası Konferans Salonu’nda, “Kadın kurtuluş mücadelesinde yeni bir durak: Enternasyonal kadın grevi”, “Feminizmler ve sosyalist feminist mücadelede yeni bir dönem”, “Neoliberalizm ve kadın emeğinin çıkmazı”, “Kadın cinayetleri ve şiddetin değişen yüzleri”, “21. yüzyılda kadın özgürlük mücadelesinde yeni örgütlenme arayışları ve metotları”, “Yerel yönetimlerde kadınların varlığı ve belediyecilik anlayışında yeni yaklaşımlar”, “Özgürleşme yolunda öz savunmanın önemi”, “LGBTİ+ hareketi ve feminizmin tarihsel birliği” ve “Göçmen kadın gerçeği ve mücadelesi” konularıyla devam edecek. 

Her geçen gün daha fazla artan kadın cinayetlerine karşı kadınların öfkesinin derinleştiği bir sürecin içinden geçtiklerini dile getiren Mor Dayanışma’dan Gamze Özkök, “AKP iktidarı ile birlikte 18 yıldır erkek egemen sistemin giderek derinleştiği bir süreç içindeyiz. Şiddetin, tacizin, tecavüzün, erkek egemen sistemin söylevlerinin derinleştiği, kadınlara parmak sallayan ve kadının yok olması üzerine iktidarını sağlayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Tam da bu anlayışa karşı Mor Dayanışma Türkiye’de kadın çalışması yürütüyor. Kadınların olduğu her yerde mor bayrak altında kadın mücadelesini yükseltmeye çalışıyor. Mücadeleyi yürütürken de büyüye büyüye, biriktire biriktire 2’nci Türkiye Kadın Konferansı’nı gerçekleştiriyor” dedi.  

‘FAŞİZM KADIN MÜCADELESİNE ÇARPIYOR’ 

İki yılda bir bu konferansı gerçekleştirdiklerini ifade eden Özkök, konferansla çalışmalarını ve stratejilerini belirlediklerini söyledi. Gelinen süreçte, kadın soykırımıyla karşı karşıya olduklarını dile getiren Özkök, bu anlamda Kadın Konferansı’nın çok önemli olduğunu ifade etti. İktidarın kadınların kahkahasından giydiğine, kaç çocuk doğuracağından nasıl oturacağına kadar kadınları baskı altına almaya çalıştığını, kadınların da bu saldırılara karşı daha cüretkar ve cesaretle bu saldırıların karşısında durduğunu belirten Özkök, “Türkiye’de kurumsallaşmak isteyen bir faşizmin olduğunu ancak bunu başaramadığını bunun sebeplerinden birinin kadın mücadelesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden iktidar her fırsatta kadın mücadelesine saldırıyor, çünkü kadın mücadelesi bu iktidarı geriletiyor” diye konuştu.  

‘KADINLAR SOKAĞA ÇIKTI’ 

OHAL ilanıyla birlikte demokratik kitle örgütlerinin sokağa çıkamaz hale geldiğine değinen Özkök, kadınların tüm baskı ve sindirme politikalarına rağmen sokakları terk etmediğini ve her defasında daha güçlü bir şekilde sokağa çıktığını ifade etti. Kadın mücadelesinin dünya çapında gittikçe büyüdüğünü vurgulayan Özkök, “Sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da Suriye, Irak, İran, Afrika’da Sudan’da Güney Amerika’da, Avrupa’da Asya’da dünyanın her alanında kadınlar kendi bedenleri için mücadele ediyor” diye belirtti.  

Konferansa bir yıldır ciddi hazırlıklar yaptıklarını sözlerine ekleyen Özkök, konferansta ilk günün daha çok divan seçimi ve serbest kürsü şeklinde geçeceğini, buraya katılan sendikacılar, siyasi parti temsilcileri ve kadın örgütlerinin önerilerinin alınacağını ancak ana tartışmaların ikinci gün gerçekleşeceğini aktardı. İkinci günkü tartışmalarda kadın mücadelesinin 2 yılının planlanacağını ve mücadeleye bir eşik atlatmayı planladıklarını dile getiren Özkök, şöyle devam etti: “Kendiliğinden gelişen kadın mücadelesini örgütlü bir güce nasıl dönüştüreceğiz daha çok bunları tartışacağız. Enternasyonal kadın mücadelesini tartışacağız. Dünya çapında birbirini sürekli etkileyen bir kadın mücadelesi var. Polonya’da on binlerce kadın kürtaja karşı sokağa çıkarken, Sudan’daki kadınlar var olan diktatörlüğe karşı sokağa çıktı. Aynı şeyin Avrupa ve diğer ülkeler için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Birbirini etkileyen ve destekleyen bir mücadele var ve bu anlamda enternasyonal mücadele bizim için çok önemli ve yol açıcı. Türkiye’de bizim için en önemli gündemlerden birinin de feminist bir kadın grevinin örgütlenmesi. Konferansta buna ilişkin önemli kararlar alınacak.” 

Konferansta tartışılacak en önemli konu başlıklarından birinin de “öz savunma” olduğunu ifade eden Özkök, “Kadınlar evde eşi, dışarıda sevgilisi, polis şiddeti, aile baskısı ve buna benzer ciddi şiddet vakaları ile karşı karşıya. Mor Dayanışma olarak bizim için en önemli konuların başında öz savunma geliyor ve konferansta da bu konuyu geniş anlamda ele alacağız” dedi. Özkök, kadınlara konferansa katılım çağrısıyla sözlerini tamamladı.