Hapishanelerde gıda hakkının ihlal edilmesinin ciddi sağlık problemlerine neden olduğunu kaydeden İHD İzmir Şubesi, sorun çözülene dek mücadele edeceklerini söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hapishanelerde yaşanan gıda hakkı ihlallerine yönelik dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Ahmet Çiçek, yaşanan gıda hakkı ihlallerinin çok ciddi hastalıklara neden olduğunu belirtti. Pandemi sürecinde yaşanan bu durumun riski daha da arttırdığını ifade eden Çiçek, bu ihlallerin son bulması çağrısında bulundu.
Hapishanelerde beslenme sorunlarına ilişkin çalışma yapan Diyetisyen Dicle Dilan Salman, basın metnini okudu. Beslenmenin insan olmaktan kaynaklı temel bir hak olduğunu vurgulayan Salman, devletin tutsakları ayırmaksızın bu hakkı sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi. Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları'nda "Bütün mahpuslara sağlıklı, besleyici, nitelikli gıda hakkı" tanındığını anımsatan Salman, "Rahatsızlığı olan mahpuslar başta olmak üzere bütün mahpusların beslenme koşullarının iyileştirilmesinin; yeterli, sağlıklı, dengeli, insanca yaşama uygun gıdaya erişimlerinin devlet tarafından yerine getirilmesinin zorunlu olan bir yükümlülük olduğu açıktır" dedi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) danışmanlığında bu konuda bir çalışma yaptıklarını belirten Salman, "Mahpusların gıda hakkına sahip olmadıkları, yeterli ve dengeli beslenmenin olmadığının yanı sıra sadece hayatta kalmak için beslendikleri görüşmecilerden tarafından ısrarla dile getirilmektedir. Sağlıklı gıdaya erişim kapsamında; gıda güvenliği sorunları, yemeklerin çöpe dökülmesi, gelen yemeklerin ancak ellerindeki sınırlı imkanlarla sudan geçirilerek tüketilebilmesi, kahvaltılık gelen malzemelerin azlığı, piknik kahvaltılıkların duyulmamış markalardan seçimi ve bazı zamanlarda tarihi geçmiş kahvaltılıklarla karşılaşabildikleri, menüye ulaşımın birçok hapishanede mümkün olmadığı üzerinde durulmuştur. Yemeklerin niteliğinin kötü olması, içinden çıkan yabancı maddelere örnek olarak çivi, el pansumanı, kum, böcek, saç kılı gibi örnekler verilmiştir" diye belirtti.
Aynı çalışmanın sonucunda tutukluların yeterli protein ve D vitamini alamadıklarını kaydeden Salman, çocukları ile kalan tutuklu annelerin süt, mama gibi ürünlere ulaşamadığını dile getirdi. Hasta tutukluların da uygun gıdalara ulaşamadığını dile getiren Salman, "Tek çeşit diyet menü olduğundan bu nedenle her hastalık için yağsız, tuzsuz, salçasız menü yemek zorunda olduklarından, gıda takviyesine ihtiyacı olan hasta mahpusların takviyelere ulaşamadığından bahsedilmektedir. Vejateryan, vegan kişilerin özel bir menüye ulaşımının olmadığından, bunun yerine diyet menüsü verilerek et yerine patates gibi eklemeler yapıldığından protein alımlarının gözetilmemesinden, açlık grevlerinde daha güzel ve kokulu yemek çıkmasından yeterli vitamin desteğinin verilmemesinden sıklıkla bahsedilmiştir" ifadelerini kullandı.
Tutsakların sağlıklı gıdaya ulaşmasının devletin sorumluluğunda olduğunu belirten Salman, "Hasta mahpuslar ve çocuklar başta olmak üzere tüm mahpusların sağlık, gıda ve yaşam haklarının korunması için kalıcı bir çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu konu hakkında çözüm üretilinceye kadar taleplerimizi dile getirmeye kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz" diye konuştu.