Tutuklu gazeteciler için mektup kampanyası başlatan Haberin Var Mı İnisiyatifi üyesi Gazeteci Timur Soykan, “Onlar, bizler ve toplum için gerçekleri yazdılar. Biz de şimdi onlar için kaleme sarılalım” diyerek, dayanışmaya davet etti.
Gerçekleri halka ulaştırma çabası içerisindeki gazeteciler, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de her dönem iktidarın hedefi. Bu durum geçmişte kendisini gazete binalarının bombalanması, gazetecilerin öldürülmesi olarak gösterirken, bugünün Türkiye’sinde ise gazete-TV’lere el konulup, kaleme aldıkları haberler nedeniyle gazeteciler gözaltı, tutuklanma, saldırıya maruz kalma ya da işsiz kalmayla karşı karşıya.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) yayımladığı Mart ayı hak ihlalleri raporuna göre, Türkiye’de bugün 103 gazeteci cezaevlerinde tutuklu. Bu sayı nedeniyle Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl 180 ülke arasında 154'üncü sırada.
Cezaevine konulan son isimler ise, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik ve gazetenin Yazı işleri Müdürü Aydın Keser, Oda Tv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu, gazeteci Hülya Kılınç, Yeni Çağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel ve Edirne sınırında mültecileri takip ederken gözaltına alınıp tutuklanan Rudaw muhabiri İsmail Yıldız (Rawin Stêrk) oldu.
6 gazeteci Libya'da askerlerin yaşamını yitirmesine dair yaptıkları ve yayınladıkları haberler gerekçesiyle, “İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme” iddiasıyla tutuklanırken, Rawin Stêrk ise 'örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklandı.
Tutuklu gazetecilere dikkat çekmek ve serbest bırakılmalarını sağlamak için kurulan Haberin Var Mı İnisiyatifi, 7 gazeteci için geçtiğimiz günlerde mektup kampanyası başlattı. İnisiyatif üyelerinden Gazeteci Timur Soykan, tutuklu gazeteciler sorunu ve başlattıkları bu kampanyaya dair konuştu.
YALNIZ DEĞİLLER
Gazeteciler için her dönemin zorlu geçtiğini ifade eden Soykan, bu zorlu süreçlerin dayanışma örnekleriyle aşılabileceğini dile getirdi. Gazetecilerin gerçekleri yazdıkları için tutuklandığını vurgulayan Soykan, “Gazeteciler, bizim için toplum için gerçekleri yazdılar. Biz de, şimdi hep beraber onlar için kaleme sarılalım. Onların yalnız olamadığını göstermek için bizler bu mektup kampanyasını başlattık” ifadelerini kullandı.
SUÇLULAR DIŞARIDA, GAZETECİLER İÇERİDE
Soykan, Meclis’ten geçerek yasalaşan İnfaz Yasası’na gazetecilerin dahil edilmemesine de tepkili. Soykan, infaz düzenlemesi ile çok ağır suçlara tahliye yolunun açılırken, hiçbir suçu olmayan gazetecilerin içerde tutulmaya devam edildiğini kaydetti.
Soykan, “Soma’da ve Ermenek’te maden ocağında çalışan emekçilerin yaşamlarını kaybetmeye sebep olanlar, Çorlu’da tren felaketinde insanların yaşamını kaybetmesine neden olanlar, çok ağır hırsızlık, yağma ve mafya gibi birçok suçlulara tahliye yollu açılırken, gazeteci arkadaşlarımızın hiçbir suçu olmamasına rağmen sadece topluma gerçekleri anlattıkları için hapsedilmeye devam ediliyorlar. Arkadaşlarımızın tertemiz olduklarını bizim kadar toplumda, onları cezaevine atanlar da biliyor. Ama gerçekleri susturmak için, topluma gerçekleri yazan, anlatan, ulaştıran gazetecileri susturmak için bir korku iklimini devam ettirmek adına bu durumu sürdürüyorlar” dedi.
GAZETECİLER TECRİT ALTINDA
Cezaevlerinin hijyenik olmadığını ve gazetecilerin kötü koşullarda kaldıklarını da dile getiren Soykan, gazetecilerin tutuklandıkları günden beri tecrit altında tutulduklarına dikkat çekti. Gazetecilerin bir kumpas sonucu tutuklandığını vurgulayan Soykan, yargının ise iktidarın sopasına dönüştüğünü ve her türlü hukuksuzluğun altına imzasını attığını ifade etti. Bir anda hukuksuz yere özgürlüklerinden yoksun bırakılan gazeteci arkadaşlarının hayatlarından endişe ettiklerini dile getiren Soykan, şunları ekledi: “Gerçekleri yazdıkları için bir kumpasla tutuklanıp içerde tutulan arkadaşlarımıza onların yanında olduğumuzu hissettirmek, çok ağır tecrit koşullarında onları yalnız bırakmamak için mektuplaşma kampanyası başlattık. Çünkü gerçekleri yazdıkları için hapisteler. Biz de şimdi onlar için yazıyoruz.”
MEKTUP İÇİN İKİ YOL
Kampanyanın ilk günleri olmasına rağmen ilginin iyi olduğunu söyleyen Soykan, mektup göndermek isteyenlere iki yol önerdi. Soykan, “Birincisi; normal PTT’den daha önce gönderildiği şekilde gönderebilirler. Akıllara virüs kağıt ile cezaevine ulaşır diyen çıkabilir. Ancak virüs kağıt üzerinde sadece bir gün yaşayabiliyor. Zaten cezaevi yönetimi de mektupları bir gün bekletiyorlar. İkincisi ise; son dönemlerde internet ortamında mektuplarınızı yazıp gönderdiğiniz ve sizin için PTT’ye ulaştıran internet siteleri var. Gayet kullanışlı. İsteyenler mektuplarını oraya gönderebilirler” diye belirtti.
Kaynak:MA