Tutuklu yakınları 330.Hafta Galatasaray meydanında toplanarak hasta mahpusların serbest bırakılmasını istediler.
Kerim Eren
İnsan Hakları Derneği Cezaevleri Komisyonu tarafından yapılan açıklamada şöyşe denildi:
Ülkemizde sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel olarak çok zor bir süreç olması nedeniyle güvenlik ve emniyet adı altında en temel insan haklarının dahi dikkate alınmadığının bilincindeyiz. Biliyoruz ki asıl böylesi dönemlerde ve koşullarda insan hakları savunucularına daha fazla görev ve sorumluluk düşmektedir. OHAL kalksa da koşul ve kararnamelerin kalıcılaştırılması ile hem dışarıda hem de içeride hak ihlallerinin hız kesmeyeceği bellidir.
Yedi yıldır, hapishanelerde baskı, şiddet ve tecrit işkencesine dayalı uygulamaları açığa çıkarma, kamuoyuna duyurma; insanım diyen herkese duyarlılık çağrısı yaparak içerdekilerin de yalnız olmadığını ve onları yalnız bırakmayacağımızı anlatmaya çalışıyoruz.
Her hafta sağlık sorunları temelinde güncelleştirdiğimiz hasta mahpusların yaşadığı zor ve olumsuz koşulların ortadan kaldırılması konusunda yetkililere, yıllardır olduğu gibi yine duymazdan gelseler de sorumluluklarından kaçamayacaklarını hatırlatıyoruz.
330.F Oturmasında, İbrahim Koçer’e hukuksal bir oldu -bittiye getirilerek verilen hapis cezasının, insani duyarlılığa karşı bir silah olarak kullanılmasına tanık olacağız.
1992 Batman doğumlu İbrahim Koçer, 12 Aralık 2015 tarihinde Batman’da devam eden sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için katıldığı basın açıklamasında gözaltına alınır. 13 gün savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılır ancak daha sonra Batman 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava açılır. İbrahim Koçer, davanın görülen iki duruşmasına da avukatsız katılır. 1 Nisan 2016 tarihindeki karar duruşmasında ‘’örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten 3 yıl 14 ay, tek delil olarak gösterilen taş nedeniyle tehlikeli ve patlayıcı madde bulundurmaktan 1 yıl 13 ay, örgüt propagandası yapmaktan 10 ay olmak üzere toplam 7 yıl 1 ay hapis cezası verilir. Verilen bu ceza Batman 16.Ceza Dairesi tarafından 11 Nisan 2018 tarihinde onandığında İbrahim Koçer Çorlu Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde yaşama mücadelesi vermektedir.
İbrahim Koçer, çalıştığı inşaat şirketinden çıktıktan sonra Çorlu-Çerkezköy istikametinde kullandığı motordan savrulup düşerek su kanalı ve taş beton zemine çarpıp kendini kaybeder. Götürüldüğü Çorlu Devlet Hastanesinde en az on beş gün Yoğun Bakım Ünitesine bağlı olarak ve tamamen bilinci kapalı bir şekilde tutulur. Beyninde oluşan pıhtılaşmanın giderilmesi, nefes alabilmesi için boynunun gırtlak bölümünden delik açılması ve açılan bu deliğe boru takılması gibi birçok ameliyat geçirir.
İbrahim Koçer, Yaklaşık 2 ay sonra Tekirdağ Devlet Hastanesine sevk edilir. Bu süre içinde bir kaç kez kendine gelebilmiş ancak konuşma, anlama ve hatırlama reflekslerini gösterememiştir. Tekirdağ Devlet Hastanesinde tutulduğu yaklaşık bir ay boyunca nefes alması için takılan borunun bir türlü olmaması nedeniyle daha geniş bir alet takılır. Bu hastanenin yoğun bakım bölümünde de bir haftadan fazla bir süre yatırılan İbrahim Koçer 13 Haziran’da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevk edilir.
İlgili doktor, trakea stenoz yani ana soluk borusunun daralması ve bu nedenle akciğerlere hava gidememesi tanısı ile gerekli tedavinin nasıl ve ne kadar sürede yapılacağı bilgisini verip hastayı sağlığına kavuşturmak için gereken her şeyi yapacaklarını ifade eder. Bu sürecin en 2-3 ay sürebileceğini belirtir. İki kez ameliyat edilir bu hastanede de. Önce daha geniş bir alet takılır ve boynundaki diğer alet çıkartılıp çene ile göğüs birbirine bağlanarak boğaz korumaya alınır ve dikilir. Dikişlerin on gün sonra alınacağı söylenir.
İşte bu süreçten sonra aniden doktor ve hastane personelinin tavrı değişmeye başlar. Üç gün sonra dikişleri alınır ve bunu yaparken kanama olmasına rağmen umursamazlar bile.
10 Temmuz günü, emniyet ve savcının tehdit vari ısrarlı yaklaşımları nedeniyle hastaneden taburcu edilen İbrahim Koçer, birkaç gündür hastanede konuşlanan sivil polisler tarafından ayakta duramadığı halde ters kelepçe takılarak, tekerlekli sandalye ile adliyeye götürülür. Kararın yüzüne okunmasından sonra tutuklanarak Metris T Tipine Hapishanesine, birkaç gün sonra da Silivri 5 No.lu L Tipi Hapishanesine sevk edilir.
İbrahim Koçer, çok ağır bir kazanın ardından gerekli tedavisi sağlanmadan savcı ve polisin aldıkları insanlık dışı emir ve direktifleri uyguladıkları için tutuklanmıştır. Solunum yetmezliği nedeniyle nefes alamayan, astım-bronşit, kalpte ritmi bozukluğu, sol tarafı yarı felç, görme ve tüm vücutta güç kaybı olan, psikolojik durumu kötü, unutkanlık nedeniyle anne- babasını bile tanımayan ve hiç bir temel ihtiyacını karşılayamaz durumdaki böyle bir insanın hastaneden çıkarılmasına onay veren hekimler insanlık suçu işlemiştir. Ayağa bile kalkamayan bir insanın, henüz tedavisi tamamlanmadan hastaneden zorla taburcu ettirilerek hapishaneye götürülmesi vicdansızlıktır, haksızlıktır, işkencedir; işkence insanlık suçudur!
Biz insan hakları savunucuları olarak diyoruz ki; her insan hangi suçla, ne ile suçlanırsa suçlansın temel hak ve özgürlüklerinden mahrum edilemez. Yaşam hakkı ve yaşam hakkının korunması en temel haktır. Bu nedenle çok ciddi sağlık sorunları yaşamakta olan, ihtiyaçlarını bile karşılayamayan İbrahim Koçer ve tüm ağır hasta mahpusların sağlık ve yaşam hakkının sağlanması için acilen gerekli adımlar atılmalıdır.
Baskı, şiddet ve savaşa karşı olan adalet, hukuk, insan hak ve özgürlükleri başta olmak üzere düşünce ve ifade özgürlüğü için mücadele eden, güzel günlerin umut ve hayalini Suruç’tan dünyaya taşıyan güzel gülüşlü, onurlu insanları saygıyla anıyoruz.
İbrahim Koçer Serbest Bırakılsın!
Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın!
İnsan Haklarıyla İnsandır!