HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ

https://youtu.be/MFbMZ9FYX_w

Tutuklu yakınlari ve İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

Uluslararası mevzuat devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 25. Maddesinde sağlık hakkı temel insan haklarından biri olarak kabul edilmiştir. Kişinin sağlık hakkına sahip olması, devletlerin sosyal devlet olması ile de yakından ilgilidir. Sosyal bir hak olan sağlık hakkını devletler bu anlayışla hareket ederek korumak ve aynı zamanda aktif bir şekilde kişinin sağlıklı yaşamasına olanak sağlamak durumundadır. Sağlık hakkı hiçbir zaman yaşam hakkından ayrı düşünülemez. Yaşam hakkı ne kadar vazgeçilemez ve devredilemez bir hak niteliğinde ise sağlık hakkı da bu kapsamda değerlendirilebilir. İşte bu nedenle devletler sağlık hakkı ile ilgili olarak hareketsiz kalamaz.

Türkiye hapishanelerindeki olumsuz koşullar, tutuklu ve hükümlülerin ruh ve beden bütünlüklerini tehdit etmektedir. Ayrıca mahpusu insan saymayan zihniyet gerek yasal düzenlemelerde gerekse uygulamadaki keyfiyet, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerle özellikle hasta tutuklu ve hükümlüler için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Bugün daha önce de yine bu alanlarda serbest bırakılması için çağrı yaptığımız hasta mahpus Ahmet Sılık’tan söz edeceğiz. Hukuka aykırı şekilde yargılanan ve aynı şekilde cezalandırılan Ahmet Sılık Menemen R tipi Hapishanesinde kalmaktadır.

Ahmet Sılık 1944 doğumlu, 76 yaşındadır. Hapishaneye girmeden önce felç geçirmiştir. Siirt Hapishanesindeyken kısmi felç geçirerek konuşması tutulmuş ve sağ tarafı tutmaz hale gelmiştir. Bir yıl önce yapmış olduğumuz basın açıklamasında zor da olsa yürüyebilen Ahmet Sılık, artık yürüyememekte şu an tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalmaktadır. Alzheimer başlangıcı olan Ahmet Sılık unutkanlık, sinirlilik, dengesizlik gibi sorunlar yaşamaktadır. Ayrıca yüksek tansiyon, prostat hastalıkları ile diğer birçok sağlık sorunuyla boğuşmaktadır. Beynine giden 3 damarı tıkalıdır ama yaşı nedeniyle ameliyat yapılamamaktır. Ciddi sağlık sorunları bulunan Ahmet Sılık pandemi gerekçesi ile hastane sevki yapılmamakta sağlıklı tedaviye erişim hakkı ihlal edilmektedir. Avukatı tarafından yapılan İnfazın Ertelenmesi talebi başvurusu doğrultusunda sevk edildiği Adli Tıp Kurumu “Cezaevinde Kalamaz” raporu vermiştir. Ancak savcılık tarafından, kolluğun hukuka aykırı şekilde oluşturduğu rapor gerekçe gösterilerek İnfaz ertelenmesi talebi reddedilmiştir. Kolluğun raporuna göre 76 yaşında, ayakta duramayan, felçli Ahmet Sılık, toplum sağlığı açısından tehlike oluşturmaktadır. Hem mantık hem de vicdan ile izah edilemeyen kolluk raporu, ATK raporuna rağmen Ahmet Sılık’ın infazının ertelenmesine engel olmuştur. Kendi hayatını idame ettiremeyen Ahmet Sılık, nasıl bir tehlike arz etmektedir? Kanunları keyfi şekilde yorumlayan yetkilileri geri adım atmaya çağırıyoruz.
Biz insan hakları savunucuları bir kez daha yetkililere sesleniyoruz: hasta mahpusların tahliyesinde anayasaya ve uluslararası normlara uyulmalıdır. Aksi halde, hastalıkları nedeniyle, hapishanelerden tabutların çıkması sorumluların suçlu olmasına neden olur.

Tekrarlıyoruz 76 yaşındaki bir insanın bütün bu hastalıklara rağmen hala hapishanede tutulmasının nedeni nedir? Ahmet Sılık, bir an önce, tedavisinin sağlıklı koşullarda yapılması için, serbest bırakılmalıdır.