KESK İstanbul Şubeler Platformu Kanun Hükmünde Kararname (KHK)ile ihraç edilen üyeleriyle birlikte Kadıköy Rıhtımda bir basın açıklaması yaptı.
NECDET ÖZSAYGIN
KESK Şubeler platformu dönem sözcüsü Abuzer Aslan açıklamasında şunları söyledi;
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi bastırıldıktan sonra demokrasi zaferi kutlayanlar gelinen süreçte demokrasiyi ortadan kaldırdıkları gibi,dönemin karekteristiği fırsatçılık,keyfiyet ve hukuksuzluğu norm haline getirmişlerdir.Yayınlanan 36 KHK ile toplamda 160 bin gözaltı 70 binden fazla tutuklama ve devlet kurumlarından 136 bin 49 ihraç gerçekleştirilmiştir.Aynı dönemde ‘’OHAL’’ uygulamaları ile 3046 kurum ve kuruluş kapatılmış çalışmalarına son verdirilmiştir.
Aynı yolda beraber yürüyenlerin yağan yağmurun altında beraber ıslananların,istedikleri ne varsa birbirine verenlerin,ikbal uğruna tüm ülkeyi birbirlerine kurdukları kumpaslarla yangın yerine çevirenlerin özetidir yukarıda ki sayılar.Birbirlerinin gönlüne kurdukları harcı riya ve çıkar olan gönül köprüsü büyük bir gürültü ile yıkılırken tüm enkazın altında ülkeyi bırakanların eseridir yukarıdaki sayılar.
12 Eylül 1980 darbesinin en koyu karanlığını yırtarak ‘’darbeciler değil demokrasi kazanacak’’diyen konfederasyonumuzun üyeleri bu gün traji komik bir kokteyl iltisakı ile işlerinden atılmış ihraç edilmişlerdir.
Son üç yılda Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız üyelerinden 4283 OHAL KHK’larıyla ve 487’si Yüksek Disiplin kurulları kararlarıyla olmak üzere 4770 KESK’linin çalışma hakkı gasp edilerek ihraç edilmişlerdir.Halen 2900 dolayında üyemiz ise,başvurularının ele alınmasını beklemektedir.
İktidar bir hakkı bir gecede gasp ettiğinde gayet hızlı davranırken yapılan itirazlara yanıt vermeyi ise oldukça ağırdan almakta yıllara yaymaktadır.Nitekim Cumhurbaşkanlığının 2019/443 sayılı kararı ile OHAL İşlemleri inceleme komisyonunun görev süresi bir yıl daha uzatılmıştır.İktidar zaman kazanarak bir yandan da ihraçlarla boşalttığı yerlere kendi kadrolarını yerleştirmek istemektedir.
Bildiğiniz üzere sadece darbe girişimi ile ilgiliolarak ve sınırlı süre için ‘’tedbirler’’alınması gerekirken Türkiye’nin siyasal toplumsal yapısını değiştirmeye dönük kalıcı düzenlemeler KHK’ler eliyle yapılmış,OHAL’in kaldırılması sonrasında ise uygulamalara devam ettirilmiştir.
Elazığ ve Malatya başta olmak üzere halklarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz,yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz.Depremin değil çürük bina öldürdüğü net olarak gördük.Elazığ’da meydana gelen deprem aslında başka depremleri de görmemize vesile oldu.Başkent gazdan Kızılay’a,Kızılay’dan Ensar Vakfına Ensar Vakfından Türken Vakfına gönderilen paranın son durak olarak ABD’de olduğunu görüyoruz.Yani bizim vermiş olduğumuz vergilerin yandaş tarikatlara ve vakıflara gittiği ortaya çıktı.
İşsizlik fonu patronlara aktarılıyor. Devlet bütçesi savaşa ve saray harcamalarına gidiyor.Bir avuç insanı zengin etmek için milyonları yoksullukla açlıkla ve ölümle sınıyorlar.Tüm bunları yaparken çok rahatlar çünkü,çok iyi biliyorlar kendilerine kimse dokunamaz.Bizler KESK olarak bunları her yede dile getireceğiz.Ta ki tüm yapılanların hesabı sorulsun,mutlaka bunların hesabını bu halka verecekler.İlkokul yıllarında Kızılay zarfına az para koyarken diye utanırdık.Kızılay’ı soyarken hiç utanmıyorlar.
1 Şubat 1979 yılında katledilen Abdi İpekçi’yi saygıyla anıyoruz.Gazetecilerin kimisi satın alınarak kimisi canı alınarak susturulmuş.Şimdi ise,dinlendiği müziği,yaptığı haberleri suç unsuru gösterip gazeteciler tutuklanıyor ve susturulmaya çalışılıyor.Katledilen ve tutuklanan gazetecilerin sesi olmaya devam edeceğiz.Erdemli kalmak adına katledilen ve tutuklanan tün gazeteciler onurludurlar.Bizler onların sesi olmaya devam edeceğiz.Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu haber aldıkları ve haber yaptıkları için bu gün tutuklular.Artık gazeteciliği suç unsuru gibi gösteren bir iktidar var.Vergi kaçırma ve vergide kaçınma dersi verenler ise genel müdür olarak makamlarında oturuyorlar.
Peki neden ihraç edildik,İnsanca yaşam demokratik Türkiye diyen barış içinde yaşayan özgür bir ülke mücadelesi veren bizler;
-Kamuda güvenceli çalışmayı savunanlarız.
-Adil bir vergi sistemi isteyenleriz.
-Emeklilik yaşının düşürülmesini savunanlarız.
-Hak ettiğinin çok altında olsa da yıllardır emeğiyle biriktirdiği kıdem tazminatı gaspına karşı çıkanlarız.
-Tüm toplumsal yaşamın dinsel referanslarla yeniden yapılandırılmasına karşı laik ve seküler yaşamı savunanlarız.
-En başından beri kesintisiz olarak sürdürdüğü parasız ulaşılabilir ve nitelikli kamusal hizmet mücadelesi verenleriz.
-Halkın iradesini savunanlarız.
-Emeği barışı demokrasiyi savunanlarız.
İşte biz KESK üyeleri savunduklarımızdan dolayı ihraç edildik.
KESK her türlü baskıya, engellemeye rağmen herkese güvenceli iş güvenli gelecek talebinden taviz vermeyen kamu emekçilerinin biricik mücadele örgütüdür.
İhraç edilen arkadaşlarımız tekrar görevlerine dönünceye kadar iş ekmek ve onur mücadelemizden taviz vermeyeceğiz.
Umutsuz değiliz,umudu,dayanışmayı,direnişi,mücadeleyi büyüteceğiz.
Mutlaka geri döneceğiz!Biz kazanacağız!
Yaşasın emek ve demokrasi mücadelemiz!Yaşasın sendikal mücadelemiz!