1982 Anayasası ile kurulan YÖK’ün kuruluşu,İstanbul üniversitesine bağlı Fakülte öğrencilerinin katılımıyla Beyazıt Kampüsü ana kapı önünde bir basın açıklamasıyla protesto edildi.
NECDET ÖZSAYGIN
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
1982 Anayasası ile 6 kasım’da kurulan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üniversitelerde biat eden,sorgulamayan bir nesil yaratma çabasının ürünüdür.Üniversitelerde bilimden ve politikadan uzak uygulamalar YÖK’ün kuruluşundan beri yaptığı yegane şeydir.
Bu gün ise,YÖK Saraya bağlanmış ve üniversiteler tek adamın yetkisine sunulmuştur.Bu güne kadar YÖK eliyle yürütülen Üniversiteleri baskı altında tutma politikaları bu günde iktidar eliyle sürüyor.
Müşteri Değil Öğrenciyiz!
Eğitimin niteliği ve bilimselliği yerine rantını düşünenler üniversiteleri ticarethane olarak görüyor.Üniversiteler artık bir şirket gibi yalnızca vaatleri ilekarşımızda ve sermaye yararına çalışıyor.Saraylara milyonlarca lira bütçe ayıranlar en temel hakkımız olan eğitim hakkına göz dikiyor.Okuyabilmek için çalışmak zorunda kaldığımız gibi üniversiteden koca bir borç yığını ile mezun oluyoruz.Mezun olduğumuzda ise,bu borçları ödeyebilmek için iş bile bulamıyoruz.TÜİK verilerine göre genç işsizlik yüzde 27,1 her 4 gençten biri işsiz 81 İl’e üniversite açmakla övünenler genç işsizliğede çözüm bulmalıdır.
Üniversiteler Rant Kapısı Değildir!
Geçtiğimiz yıl İstanbul üniversitesi de dahil olmak üzere 13 üniversite bölündü ve bir çok Fakülte şehir merkezinden uzak yerlere taşındı.Üniversiteleri bölerek rant sevdalısı olduklarını bir kez daha gösterdiler.
Nerede ağaç varsa orayı rant alanı olarak görenler ODTÜ kavaklıkta öğrencilerin haberi olmadan kaçak KYK yurdu inşaatına başladı.Öğrencilerindirenişi sonucunda ODTÜ kavaklıkta KYK yurdu yapılmadı.Nasıl ODTÜ kaçak yurt yaptırmadıysak Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa kampüsünde de Millet bahçesine izin vermeyeceğiz.
Öğrencilerin en temel ihtiyaçlarına gelince,bütçe yok diyenler beton yığınından başka bir şey olmayan millet bahçesine tam 14 milyon bütçe ayırdılar.Bütçe millet bahçesine değil öğrencilere verilmelidir.
Gençlik üniversiteleri bölenlerin ranta açmak isteyenlerin öğrencileri müşteri yerine koyanların her zaman karşısında olacak.Üniversiteleri Sarayın da YÖK’ün de değildir.Üniversiteleröğrencilerindir.Üniversitelerde özgürlüğümüzü kazanacağız.
Bu gün verdiğimiz mücadeleden biliyoruz ki üniversiteler ancak,fikirler konuşulabilirse özgür olacak ve bilim üretecektir.Özgür olacak ve bilim üretecektir.Biz her daim eşit,parasız,bilimsel ve anadilde eğitim hakkımız için mücadele ederken bize öğrencilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlamak üniversitelerde ki özgür düşünce ortamına ket vurmak hedefiyle soruşturmalar açıldı.HocalarımızKHK!larla üniversitelerden ihraç edildi.Tüm bunlarla bilimden uzak İktidara yakın üniversiteler yaratmaya çalıştılar.
Bunlara rağmen üniversitelerde itiraz eden öğrencileri hiçbir dönem durduramadılar,durduramıyacaklar.Biz hiçbir sınıfsal ayrıma izin vermeden eşit eğitim alma hakkımızı gericiliğe karşı bilimsel eğitimi,cinsiyetçiliğe karşı eşitliği,ırkçılığa karşı kardeşliği,baskılara karşı özgürlüğümüzü savunmaya devam edeceğiz.
İstanbul üniversitesi Beyazıt ana kapı önünde,Ege üniversitesinden Dokuz Eylül’e ODTÜ,Hacettepe,Ankara üniversitesindeki mücadele arkadaşlarımıza selam olsun.