EMO Genel Merkez Yönetim Kurulu, şube temsilcileri, TMMOB üyeleri ve akademisyenlerin yer aldığı heyet, bölgedeki HES’lerin durumu ve doğal çevreye etkilerini yerinde gördü.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki havza kullanımları ve su yapıları konusunda incelemelerde bulunmak üzere düzenlediği teknik gezinin ilk gününde Angutlu HES, Çırakdamı HES ve Dereli HES’i ziyaret etti. EMO Genel Merkez Yönetim Kurulu, şube temsilcileri, TMMOB üyeleri ve akademisyenlerin yer aldığı heyet, bölgedeki HES’lerin durumu ve doğal çevreye etkilerini yerinde gördü.
Elektrik Mühendisleri Odası`nca (EMO) düzenlenen HES Teknik Gezisi kapsamında 24 Ağustos 2019 Cumartesi günü Giresun Aksu Deresi üzerinde kurulu bulunan Angutlu HES, Çırakdamı HES ve Dereli HES`te incelemeler yapıldı. Santral sahalarında üretim kapasiteleri ve çalışma koşulları hakkında bilgi alındı, çevreye etkileri incelendi.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, burada yaptığı açıklamada, son dönemde bölgede yaşanan sel felaketlerine dikkat çekti. Yaşanan sorunların tamamıyla HES`lerden kaynaklandığının söylenemeyeceğini ancak Türkiye`nin bugün enerji fazlası olduğunun da bir gerçek olarak ortada olduğunu belirten İpek, şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye enerji üretimi için daha fazla HES yapılmasına gerek olmayan bir noktaya geldi. EPDK`nın projeksiyonlarına göre mevcut yatırımlar 2030 yılına kadar tüm ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde. Buna rağmen yatırım aşamasına olan çok fazla proje de var."
Dağıtımdaki kayıp ve kaçak oranının uygun seviyeye çekilmesi ve enerji verimliliği ile çok ciddi bir kaynak sağlanabileceğine dikkat çeken İpek, bu iki sorun çözüldükten sonra hangi kaynaklardan enerji üretileceğinin gerçekçi biçimde planlanması gerektiğini vurguladı. Siyasal tercihlerle karar verildiğini anlatan İpek, "Türkiye abartılı projeksiyonlarla abartılı yatırımlara yönlendiriliyor" dedi.
Yenilenebilir kaynakların önemine işaret ederek bu alanın geliştirilmesi gerektiğini belirten İpek, şunları söyledi:
"Yenilenebilir enerji dışında santrallara verilen satın alma garantilerine baktığımızda önümüzdeki dönem maliyetlerin giderek artacağını görüyoruz. Bu garantiler nedeniyle bazı barajlar düşük kapasitede çalıştırılıyor. Türkiye 1990`lı yıllarda yap-işlet ve yap-işlet-devret modeliyle kurulan sistemin maliyetinden yeni kurtulurken, tekrar satın alma garantisi verilmesini anlamak mümkün değil."
Çırakdamı HES ziyaretinde, santralın yapımı aşamasında görev yapan EMO Denizli Enerji Komisyonu Başkanı Erim Arıcı heyete bilgi aktardı. Dere üzerinde kurulu santralların ana kaynağının yaylalardaki kar olduğunu anlatan Arıcı, bu yıl fazla kar yağmadığı için fizibilite değerlerinin tutmadığını söyledi. Bir HES`in yılda 3500-4000 saat tam kapasite ile çalışmasının beklendiğini kaydeden Arıcı, iklim değişikliği ve su kullanımı gibi unsurların etkisiyle üretim değerinin değişebildiğini vurguladı.
"Vadinin iki tarafındaki canlılar birbirinden koptu"
Heyette yer alan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük de, burada yaptığı açıklamada bölgedeki dere yataklarının tamamının HES veya ıslah çalışmaları nedeniyle beton bloklarla çevrildiğini ve geçişlerin kapatıldığını belirtti. "Vadinin iki tarafındaki canlılar birbirinden koptu. Bırakın insanları, domuzlar bile birbirinden ayrılmıştır" diyen Küçük, enerji adına yaşamın engellendiğini söyledi.
Derelerdeki suyun yüzde 90`nın alınıp, yüzde 10`unun can suyu diye verildiğine işaret eden Küçük, "Can suyu derenin tamamıdır" diye konuştu. HES`lerin doğa ile uyumlu olmadığını, su dere yatağından alındığı için buharlaşmasının engellendiğini ve bunun da sıcaklığı artırdığını vurgulayan Küçük, canlı yaşamının etkilendiğini ve değiştiğini kaydetti. Borulardan geçen suyun içinde canlı kalmayacağını belirten Küçük, HES`lerin ekolojiyi yok ettiğini söyledi. Yoğun yağışlarda daha önce bulanık akan suyun, şimdi çamur olarak aktığına işaret eden Küçük, şöyle konuştu:
"Enerjiyi kimin için, ne zaman, nereden ve nasıl ürettiğimizin bize etkisi nedir? Türkiye bir kirli üretim modeline itilmiş. Biz hala ‘enerjiye çok ihtiyacımız var`ı tartışıyoruz. Nükleer enerji santralları hariç tüm enerji dönüşüm sistemlerini kullanabiliriz. Ama hem ekolojik, hem ekonomik hesaplamanın yapılması lazım."
Heyet, incelemeleri sırasında yerel halka sohbet etme imkanı da buldu. Aksu vadisinde yaşayan bir yurttaş, HES`lere tepki gösterirken yaylaların betonlaştırıldığını belirterek, "Sistem doğaya karşı. 10 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz? Karadeniz diye bir şey kalmayacak" görüşünü dile getirdi.