Net Haber Ajansı'nın konuğu yazar Necla Akdeniz... Akdeniz, röportajında 2018 yılında yayınladığı Gök Kuşaksız ve 2019 yılında yayınladığı Kaotika isimli kitapları ile ilgili düşüncelerini bizimle paylaştı.
NET HABER AJANSI
2018 yılında “Gök Kuşaksız” adlı ilk kitabını yayınlayan yazar Necla Akdeniz, aynı zamanda bir felsefeci.İlk kitabı Gök Kuşaksız’ı “Bütün Güzel Çocuklara” diyerek Ankara katliamında yaşamını yitirenlere ithaf eden Necla Akdeniz, 2019’da ise ikinci kitabı ‘Kaotik’ i yayınladı.
Necla Akdeniz kitapları ile ilgili düşüncelerini Net Haber Ajansı'na anlattı...
-Kaotika, Temmuz 2019’da yayımlandı. Kitabın arka kapağında, “Önce sesiniz kısılacak, sonra çığlık çığlığa uyanacaksınız. Necla Akdeniz, özgün kurgusu ve diliyle, insan yaşamına kendi “kaotik” gökyüzünden baktırıyor,” yazıyor. Kurguladığınız kaotik dünyayı anlatır mısınız bize?
İnsan olma serüveninin başlangıcından bu yana kolektif bilinçaltımızda yaşayan mitolojik öykülerin içeriğini değiştirsek, kendimizi ve dünyamızı da değiştirebilir miyiz?
İşte bu düş(ünce)den yola çıkarak yazıldı Kaotika …
Roman kahramanlarından Senih Hoca’nın dediği gibi: Bu dünyada Homo Sapiens var olduğu müddetçe, mitler de var olmaya devam edecektir. Çünkü onlar, insanoğlunun genetik hafızasına çoktan kazındı. O vakit yapmamız gereken şey gayet açık: Mitleri içerdiği vahşetten, barbarlıktan ayırmak. Savaşlardan, cinayetlerden, şiddetten, her türlü ayrımcılıktan, nefret içeren söylemlerden sıyırmak. Yani demem o ki, mitlerin içeriğini değiştirirsek, tarihin akışını da değiştirebiliriz.”
-İlginç bir konu seçmişsiniz. Peki mitlerin içeriğini nasıl değiştiriyorlar?
Başta felsefeci Senih Hoca olmak üzere konularında uzman beş kişi, mitleri modernleştirmek ve siber bilgi çağına uygun olarak yeniden yazmak için bir araya geliyor. Ekipte felsefecinin yanısıra şair, bilim insanı, yazılımcı ve masal anlatıcı var. Hepsi kendi bilgi birikimine ve dünya görüşüne göre evrenin ve insanın yaratılış mitlerini güncelleyerekyeni sürümlerini yazmaya çalışıyor. İşte bu sürecin absürt, fantastik, ironik ve sıra dışı hikâyesini anlatıyor Kaotika.
-O halde Kaotika, ilk romanınız Gök Kuşaksız’dan bir hayli farklı. Gök Kuşaksız, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı Katliamında hayatını kaybeden insanları anlatıyor. Bu yüzden oldukça duygu yüklü bir roman.Bize biraz Gök Kuşaksız’dan bahseder misiniz?
Gök Kuşaksız’ı, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en acımasız canlı bomba saldırısı olan Ankara Garı Katliamı’nı duyduğum an yazmaya başladım. O meydanda hayatını kaybeden 103 candan birinin hayatından kesitler taşıyor roman. Maalesef,giderek hafızasını kaybeden bir topluma dönüşüyoruz. Bu yüzden kayıtlara geçsin istedim ve her okuyan, o acı günü bir kez daha hatırlasın.
Elbette sadece tek bu konuyu anlatmıyor Gök Kuşaksız. Ayrıca lgbti bireylerinin yaşadığı sorunlar, homofobik insanlar, yetiştirme yurtlarında yetişen çocuklarımızın yaşadığı travmalar gibi toplumun sürekli kanayan yaralarına da değiniyor.
-İki roman ve iki farklı kurgu…Neden?
Çünkü edebiyatın gücüne, sözün ve yazın büyüsüne inanan biri olarak, bir amacı, bir düşü olan romanlar yazıyorum. Sadece söz cambazlığı yapmak ya da popüler olmak için yazmıyorum. Bir derdi, bir muradı, bir acısı ya da iz bırakmış bir anısı olmalı kelimelerimin. Kafka’nın deyişiyle, insanı ısıran romanlar yazmak istiyorum.
Yazdıklarımı okuyan bir kişinin bile kalbine değebilirsem ne mutlu bana.
Gök Kuşaksız, geçmişi acıyla sınanmış Murat’la, artık gözden düşmüş basketbolcu Barış’ın birbirlerine aşık olma sürecinde geçmişlerine yaptıkları yolculuğu anlatıyor. Kaotika ise, roman kahramanlarından Feri’nin deyimiyle,“Geri kalmış tanrıların geri kalmış öyküleri” olan mitlerin gökyüzünden indirilerek yeryüzüne taşınmasının öyküsü.
-Kaotika’da tanrıları, “Ölümsüzlüğe ulaşmış insanlar,” olarak tanımlıyorsunuz. İşin sırrı ölümsüzlükte mi sizce?
İnsanoğlu, var olduğu andan itibaren doğadaki her canlıyla savaştı, çoğunu kendine boyun eğdirdi, evcilleştiremediklerini ise yok etti. Koca dünyada basılmadık tek toprak parçası, hükmetmediği tek varlık bırakmadı. Böylece “Gezegenin efendisi” ilan etti kendini. Tabii bu dünyanın tanrısı olarak ölümsüzlüğe de hak kazandı. Şimdi sıra diğer tanrıların arasında yer almakta. Onlarla birlikte yeni gezegenler, yeni evrenler keşfetmekte. Can almaya ve hükmetmeye alışmış tüm varlıklar gibi tek amacı var artık: Ölümsüzlüğe ulaşıp tanrı olmak.
-Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Yazmak benim için bir çeşit meditasyon hatta bir esrime hali. Yazarken her şeyi unutuyorum. Kendimi, çevremi, zamanı, içine doğduğum dünyayı…
Bambaşka bir boyuta geçiyorum, belki de paralel evrenlerin birinde yaşayan yazar Necla’yla bir oluyorum.
Hep söylediğim gibi, kendimi uzun sürmüş bir uykudan uyanmış ve asıl yapmam gerekeni hatırlamış biri olarak görüyorum. Bundan sonra tek amacım ve isteğim; yazmak. Sözcüklerin büyülü dünyasında kaybolmak, sonra bulunmak ve tekrar kaybolmak.
Gök Kuşaksız
‘Dokunaklı bir roman, iç acıtıcı. İki erkeğin, taksi şoförü Murat ile kariyerinin sonlarındaki basketbolcu Barış’ın yakınlaşmaları etrafında, yazarın kendini başarıyla geri çektiği, duyguların hikâyenin içinden bir kreşendo gibi yükseldiği bir roman... İsyanımızı fısıldayan çığlıkların, hayatımızı besleyen arzuların romanı’ (Agora Kitaplığı)
"Bu kitaptaki hikaye aslında 3 yıl önce 10 Ekim’de büyük acılar yaşadığımız Ankara katliamından sonra oldu. İlk yazdığım romanı yarım bırakmak zorunda kaldım. Yaşadığım hüzünler ve duygu yoğunluğu beni çok etkiledi. Özellikle yaşamını yitiren LGBT hakları savunucusu gençlerden Berna Koç’un bebeklikten bu yana yetiştirme yurdunda büyüyüp, yaşam mücadelesi içindeki hayatı beni etkilenmişti ve bunları bir kurgu olarak yazıya dökmek istedim. Daha sonra bir taksi şoförü ile bir basketbolcuyu bu romanda buluşturdum. Onların yakınlaşması anlatılıyor. Kitap biraz sosyal meseleler, biraz hüzün, biraz aşk, biraz hayat, biraz bizi ve birbirimizi bulabileceğimiz bir roman oldu bence.(Necla Akdeniz)
Kaostika
Önce “göz” vardı. Sonra göz, töz’e ve söz’e dönüştü.
İnsan olma serüveninin başlangıcından bu yana kolektif bilinçaltımızda yaşayan mitolojik öykülerin içeriğini değiştirsek, kendimizi ve dünyamızı da değiştirebilir miyiz?
İşte bu düş(ünce)den yola çıkarak yazıldı Kaotika…
Roman kahramanlarından Feri’nin, “Geri kalmış tanrıların geri kalmış öyküleri” olarak adlandırdığı mitleri modernleştirmek ve siber bilgi çağına uygun olarak yeniden yazmak için bir araya gelen beş kişinin absürt, fantastik, ironik ve sıra dışı hikâyelerini anlatıyor Kaotika.
İlk romanı Gök Kuşaksız’ın ardından, bu kez de özgün kurgusu ve diliyle, insan yaşamına kendi “kaotik” gökyüzünden baktırıyor Necla Akdeniz...(Agora Kitaplığı)
NECLA AKDENİZ KİMDİR?
İstanbul Doğumlu, Necla Akdeniz İzmir’de Ege Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Uzun yıllar bilişim sektöründe yöneticilik yaptı, daha sonra kendi şirketini kurdu. 2013 şirketini devrederek şehirden ayrıldı. Bodrum Gümüşlük’e yerleşti. İki çocuk annesi Necla Akdeniz, çocuklarını özgür bıraktı. Şimdi yazıyor…
YAZAR NECLA AKDENİZ'İN İMZA GÜNLERİNDEN...
Bodrum’da Yazar Necla Akdeniz “Gök Kuşaksız” adlı ilk kitabını Bodrum Oasis’teki İmge Kitapevi’nde imzaladı. 2018 yılında yayınlanan kitabın ilk sayfasını “Bütün Güzel Çocuklara” diyerek başlatan Yazar Necla Akdeniz, kitabı Ankara katliamında yaşamını yitirenlere ithaf ettiğini belirtti.
Fotoğraf: Bodrumania
İmge Kitabevi