Yazarlar genelde imza günlerini belli mekanlarda düzenleyerek okurları ile buluşurken, yazar şair Aynur Uluç yeni bir yöntemle okurlarının karşısına çıkıyor.
Yazarlar genelde okur ve yazar ilişkisi çerçevesinde oluşturdukları imza günlerini belli mekanlarda düzenleyerek okurları ile buluşurken, yazar şair Aynur Uluç yeni bir yöntemle okurlarının karşısına çıkıyor.
Herkesin yapabileceği birşey var
Kitapevleri ve cafe gibi mekanlarından daha çok hangi ilde olursa olsun düzenlenen ev toplantılarını tercih eden yazar Aynur Aluç, kitaplarını okurları ile birlikte sohbet ederek, şiirler okuyarak yada okutarak, resimler çizerek ve çizdirerek, tasarımlar yaparak ve yaptırarak imzalıyor. Uluç her evi adete bir şiir, resim ve kitapevine dönüştürüyor.
Daha önce çocuklarla şiir, resim, yaratıcılık ve eğlenceli çalışmalar yapan yazar Az gittim çok döndüm ve yer yatağı kitaplarının yazarı Aynur Uluç, Ayşegül Dedeoğlu ile birlikte bu kez Marmaris’te kadınların davetlisi olarak, bir evde kadınlarla imza etkinliği düzenledi.
Bir de böyle olmalı buluşmalarımız
Aynur Aluç, bu çalışmalarını şöyle anlattı: “Biliyorsunuz kadınlarımızın genel olarak ev toplanmaları, dertleşme yada altın günü veya acılı günlerde oluyor. Ev kadınlarımız çoğu halde evde yaşam sürmek zorunda kalıyor. Adeta eve kapatılıyor. Bu çalışma ile sadece kadınlarımıza kitap imzalamıyor, onların ortam bulamadığı için açığa çıkaramadığı yeteneklerini göstermesine de ortam yaratıyoruz. Şiirle tanıştırıyor, şiirler okutuyoruz. Birlikte tasarımlar yapıyor, resimler çiziyoruz. Şiir çekilişleri yapıyoruz. Her ev, imza etkinliklerinin düzenlendiği bir kitabevi, bir kafeterya oluyor bizim için. Bir kültür alışverişidir aynı zamanda bu çalışmamız.
Birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var
Marmaris ev buluşması da işte böylesine güzel bir buluşma odu.Bu etkinlik kadın kadına oldu. Erkekler dışarıda kalsın diye değil; kadın kadına hâlleri bihakkın deneyimleyebilmek için yalnız. Usulca susmak, usulca konuşmak için... Birbirimizi ve kendimizi dinlemek için en çok... İnsan karşısındakini dinlemeye başladığında daha derin ama daha az konuşuyor. Ve ne çok ihtiyacımız var dinlemeye, anlaşılmak için can kulağı ile dinlenilmeye ne çok ihtiyacımız var. Oraya katılan her kadın içinde keşfettiği hevesi etrafındakilere bulaştıracak; o yüzden aslında orada çok ama çok kalabalık olacağız.”
Yazar Uluç günlüğüne ise şunları yazdı: bütün kızlar toplandık toplandık şarkısı gibi toplanacağız bütün kızlar simurg kuşları gibi otuz kadın. Kendimizi bulmak için en içten ne gerekenden çok önemli ne de önemsiz olduğumuzu bilmek için. Şarkıların dibine tüneyip tünellerin içinde kaybolmak için. Elimizden tutmak için birbirimizin. Rengini duymak için ; dehlizlerde kaybolmuş küçük kızlarımızın dilinden tutmak için. Yasamı üretme gücümüzü bulmak için kendimizde. Hummalı bir hazırlık içindeyiz. Sandalyeleri yığıyoruz salonun dört yanına. Yemeklerimiz kısırımız, kurabiyemiz. Tefimiz farbali sepetimiz renk renk her birimize ayrı hediye şiirimiz el hizasında. Heyecanımızın nefesini tuttuk bıraktık uca. Haydi rast gele kendimizi saldık pınara.