Öğrenci Kolektifi üyesi öğrenciler, kuruluşunun 39’uncu yılında, 12 Eylül Askeri Darbesi ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu’nu (YÖK) protesto ettikleri sırada polis müdahalesine maruz kalmış ve 32 öğrenci gözaltına alınmıştı. Hastane işlemlerinin ardından serbest bırakılanlardan Üniversiteli Kadın Kolektifi üyeleri, polisler tarafından çok sert bir şekilde darp edildiklerini ve suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. 

'GEREKİRSE SOYARAK ALIRIZ' TEHDİDİ 

YÖK'ün önüne gittiklerinde servislerden iner inmez büyük bir çevik ordusuyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Üniversiteli Kadın Kolektifi üyesi Zeynep Kurt, “Bizi servislerin içine doğru itmeye başladılar. Çok sert bir müdahaleyle karşılaştık bizim flamalarımızı bizden alıp benim ağzıma vurdular. Arkadaşlarımın kafaları yerlere vuruldu, saçlarından çekiştirerek araçlara bindirildi.  Kimliğimi ve telefonumu izinsiz almaya, çantamı izinsiz açmaya çalıştılar. Ben vermeyeceğim dediğimde, 'gerekirse soyarak alırız' şeklinde bir tepkiyle karşılaştım. Hastaneye gidene kadar kollarımızdan tutulmaya devam ettiler" diye anlattı. 

MOR BOYALAR İLE PROTESTO 

Pankartlarında “kadın üniversiteleri değil, feminist üniversiteler istiyoruz” yazdıklarını aktaran Kurt, "Kadın arkadaşlarımız orada erkeklik ordusuyla karşı karşıya kaldı. Müdahalelere rağmen mor boyalarımızı atarak protestomuzu gerçekleştirmiş olduk. Kadın üniversiteleri değil feminist üniversiteler istiyoruz, karma üniversitelerin güvenli alanlar haline getirilmesini istiyoruz. Kadın düşmanlarına karşı mor boyalarımız yanımızda olmaya devam edecek" şeklinde konuştu. 

POLİS ORDUSU ŞAŞIRTMADI 

YÖK'ün bugün sermaye yararına bilim ürettiğini belirten İrem Naz Çelik ise, "Okullarımız AKP teşkilatlarına dönüştürülmek isteniyor. Bizlerde bunu protesto etmek amacıyla YÖK'ün önüne gitmek istedik. Polis ordusuyla karşılaşmak bizi şaşırtmadı çünkü ülkede faşizmin en sert hallerini görmeye başladık" dedi. 

'SAÇIMDAN SÜRÜKLENDİM' 

Orantısız güçle karşılaştıklarını söyleyen Çelik, "Saçımdan tutularak yerlerde sürüklendim gözaltı aracına kadar. Ters kelepçelendim, çantam açıldı, bütün eşyalarımı yerlere saçtılar ve daha sonra eşyalarımı istediğimde 'yalan söylüyorsun eşyaların yok' denildi. Kafa travması geçiren, ağzı yüzü parçalanan arkadaşlarımız var. Ne kadar üzerimize gelirlerse gelsinler biz karşılarına daha güçlü çıkacağız. Karşılaştığım hakaretler ve yerde sürüklenmem üzerine şikayetçi oldum. Kampüslerden sokaklara direnmeye devam edeceğiz” diye yaşadıklarını anlattı.  

'YILMAYACAĞIZ' 

YÖK önünde şiddetle gözaltına alınan arkadaşlarını Konur Sokak’ta protesto ederken gözaltına alınan Nisa Çıra ise, "Bizi orada beklemiyorlardı. Bütün teşkilatı YÖK'ün oraya yığdıkları için Konur'a polis kalmamıştı. Bizde eylemimizi gerçekleştirdik ve insanlar üniversitelilerin sorunlarını dinlediler.  Polislerin gelmesiyle müdahale başladı dövizlerimiz yırtıldı. Gözaltına alınırken eşyalarımızı zorla aldılar. Telefonumu alırken saçımı çektiler, bu duruma tepki gösteren arkadaşıma gözaltı aracında kafasına tekmeler vurdular.  Bu baskıcı politikalara karşı mücadelemize devam edeceğiz. YÖK öğrenci düşmanı politikalarına devam ediyor ama biz tarihimizden aldığımız güçle yılmayıp mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

25 KASIM’A ÇAĞRI 

Polis şiddete maruz kalan öğrenciler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde sokaklarda olacaklarını belirterek, tüm kadınlara alanlara çıkma çağrısı yaptı.